sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

GIYBETİN YENİ İSİMLERİ

GIYBETİN YENİ İSİMLERİ
11.03.2019
0
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Kur'an Dinle

Hamd, görülen görülmeyen bütün âlemleri yoktan var eden, insanları bir amaç bir gaye üzerine yaratan, onlara hidayet yolları yaratan, doğruyu bulmaları için peygamberler gönderen, kendisinden isteyeni eli boş çevirmeyen, uğrunda çaba sarf edenleri kendi yoluna sokan, her şeyi istisnasız gören ve işiten her şeyden haberdar olan, yegâne hâkimiyetin sahibi Allah azze ve celle’ye mahsustur.

Salat ve selam, hidayet önderi, en çok çalışan, en çok yorulan, en önce acıkan, en son doyan, yeryüzünün en izzetli ve korkusuz komutanı, tavizsiz lider, ailesine en iyi davranan, ordusuna en şefkatli yaklaşan, yaşına durumuna aldırmadan atın sırtına çıkıp cihad eden Allah Rasulu (sav)’e olsun. Ve yine selam ehl-i beytine, sahabesine ve tüm müminlerin üzerine olsun.

Son üç yazımızda kalbi katılaştıran sebeplere değinmiş ve iki maddede açmaya gayret etmiştik. Bu yazımızda yeni bir maddeyle birlikteyiz. Bu yazımızda inceleyeceğimiz masiyet, günümüzde en çok işlenen ve yaygınlaşan bir alışkanlıktan bahsedeceğiz inşallah. 

3) GIYBET: Maalesef bu amel günümüzde kanayan bir yara haline gelmiştir. Bir araya gelen her 2-3 kişinin yapmaktan kurtulamadığı bir amel. Bu birliktelik söz konusu olduğunda kişinin içinde kıpırdamalar başlar ve aklına gelen şeylerden bahsetmeyi o kadar çok ister ki; beyni tarafından yoğun bir baskı altına girer. O an ağzından çıkacak kelimelerin gıybet olmadığını kendine ispatlamaya çalışır, kalbinde bu amele öncelikle onay arar. Kalp bu onayı verirken, şeytan tarafından türlü türlü oyunlara, hilelere maruz kalır. Hakkında konuşacağı kişinin iyiliği için bunu yaptığını, bu hasletten kurtulması için bunları konuşması gerektiğini hissettirir. “Ben bunu yüzüne karşı da söyledim” diyerek son ve en kuvvetli delil elde edilir ve gıybet dediğimiz amel için start verilmiş olur.

Sesli Makale

Gıybet, yapanlar tarafından, yaptıklarının gıybet olduğunu kabul etmedikleri bir ameldir. Yani gıybet yapılır ama çoğu kimse onun gıybet olduğunu kabul etmez, amaçlarının gıybet olmadığını söylerler. Lafı fazla uzatmak istemiyorum bir an önce değerli âlimlerimizin gıybeti ele alırken neler kaydettiğine hangi ayetler hangi hadislerle izah ettiklerine geçmek istiyorum. İmam Gazali (rh.a), “Kalplerin Keşfi” adlı eserinde gıybet ile alakalı şunları kaydetmiştir;

Bilesin ki, Yüce Allah (C.C) Kur’an-ı Kerimde gıybeti kınamış ve gıybetçiyi ölü eti yiyene benzetmiştir. Yüce Allah (C.C) şöyle buyuruyor:

“Birbiriniz hakkında gıybette bulunmayın. İçinizden her hangi biri, ölü bir din kardeşinizin etini yemeyi sever mi? Hiç şüphesiz bu iğrenç bulacağınız bir şeydir.” (Hucûrât/12)

Peygamber’imiz (S.A.V) söyle buyuruyor:

“Dedikodudan sakininiz, çünkü dedikodu zinadan daha ağır bir günahtır. Zira zina eden bir kimse tevbe edince tevbesi Allah (C.C) tarafından kabul edilebilir. Fakat dedikodusu yapılan kimse affetmedikçe dedikoducunun affedilmesi mümkün değildir.”

Derler ki; gıybet eden kimse, meydana bir top koyup sağa sola gülle savuran kimseye benzer. Gıybet ettikçe güzel amellerini sağa sola savurmuş olur.

Peygamber’imiz (S.A.V) söyle buyurur:

“Mü’min kardeşini lekelemek gayesi ile arkadan çekiştiren kimseyi yüce Allah (C.C) Kıyamet Günü Cehennem köprüsü üzerinde durdurur, sözünü geri almadıkça yoluna devam etmesine müsaade etmez.”

Yine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmaktadır;

“Gıybet; Müslüman kardeşinle ilgili onun hoşlanmayacağı şekilde konuşmandır.”

Demek ki, adamın arkasında isterse vücut eksikliğinden, ister soy asâletsizliğinden, ister sözünde ve davranışında var olduğu ileri sürülen bir kusurdan, isterse gerek din ve gerekse dünyası ile ilgili eksikliklerinden bahsedilsin, bunların hepsi dedikodudur. Hatta birinin elbisesinden, paltosundan veya atından küçümseyen bir edâ ile arkasından konuşmak, gıybettir.

Öyle ki, selef-i sâlihinden bazı ileri gelenlerin misal vererek belirttiklerine göre, birinin arkasından «Elbisesi uzun veya kısa» diye konuşmak bile dedikodudur. Nerede kaldı ki, onun şahsiyeti hakkında rencide edici ifadeler kullanman!

Bildirildiğine göre bir gün bazı konularda bilgi edinmek üzere Peygamber (S.A.V)’imize kısa boylu bir kadın gelir. Kadın çıkınca Hz. Aişe (R.Anha) «Allah (C.C) kadına ne kadar kısa boy vermiş» deyince. Peygamber (S.A.V)’imiz ona: «Gıybet ettin Yâ Aişe!» diye ihtar buyururlar.

Peygamber’imiz (S.A.V) söyle buyurur:

“Aman dedikodudan kaçınınız, çünkü o, üç âfet getirir.

1 — Dedikoducunun duası kabul edilmez.

2 — İyi ameli kabul edilmez.

3 — Kötülükleri birikir.”

Yine Peygamberimiz (S.A.V) şöyle buyurmuştur;

“Dedikodu yapan kimseler Cennet’e giremezler.”

Enes Ibni Mâlik’in (R.A.) rivayet ettiğine göre Peygamber (S.A.V)’imiz söyle buyuruyor:

“Miraca çıkarıldığım gece tırnakları ile yüzlerini tırmalayan ve leş yiyen bir guruba rastladım. Cebrail’e «Şunlar kim?» diye sordum, bana, bunlar dünyada iken başkalarının ölü etini yiyenler (onun bunun hakkında dedikodu edenlerdir) diye cevap verdi.»

Hasan-ı Basri (RH.A.) buyurur: «Gıybet mümin bir kulun dinini; kangrenin vücudu bitirmesinden daha çabuk bitirir.»

Ebu Hureyre (R.A.) buyurur. “Mü’min kardeşinizin gözündeki çöpü görürsünüz de, kendi gözünüzdeki merteği(kıymığı) görmezsiniz.”

Ebu Hureyre’den (R.A.) rivayet edildiğine göre. Peygamber (S.A.V)’imiz söyle buyuruyor:

“Dünyada mü’min kardeşinin etini yiyen (onun hakkında dedikodu yapan) kimsenin önüne Kıyamet Günü dedikodusunu yaptığı kardeşinin leşi getirilir ve ona: ye simdi bu leşi dünyada iken dirisini yemiştin» denir. Arkasından Peygamber (S.A.V)’imiz şu âyeti okudu:

“Sizden birisi, ölü kardeşinin etini yemek ister mi?”(Hücurat/12)

Câbir Ibni Abdullah el-Ensarî (rahimehullah) der ki, «Peygamber (S.A.V)´imiz zamanında dedikodu olunca derhal kokusu duyulurdu, çünkü gayet seyrekti. Fakat şimdi dedikodu öyle çoğaldı ki bütün burunlar koku ile doldu, o yüzden artık kokusu fark edilmez oldu. Tıpkı şunun gibi: Derici atölyesine giren birini düşünün, adam kokunun ağırlığı yüzünden orada fazla kalamaz.
Oysa atölyede çalışanlar hiç bir rahatsızlık duymadan orada yerler, içerler, burunları alıştığı için kokuşmuş deri kokusunu duymazlar. İşte dedikodunun günümüzdeki durumu da böyledir.»[1]

Gıybeti eden kadar dinleyen olmakta da büyük zararlar vardır. Şu hikmetli sözü iyi düşünmek lazım “Dinleyen olmasaydı, gıybet de olmazdı…”

Gıybet ile ilgili söyleyeceklerimiz şimdilik bu kadar…

SELAM VE DUA İLE…

TEVFİK ALLAH’TANDIR…

VELHADULİLLAHİRABBİLALEMİN…



[1] İmam Gazali/Kalplerin Keşfi/ Gıybet Bölümü

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.