Dönüşü Olmayan Yolculuk 5

Hamd Alemleri yoktan ve benzersiz olarak yaratan, yaratıp bırakmayan ve koyduğu kanunlarıyla kendisine boyun eğdiren kendisinden başka ilah olmayan Allah (c.c)’ya olsun.Salatu Selam bu Alemlere Rahmet olarak gönderilen yaşayan Kur’an hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’ e olsun inşallah. Ve Allah (c.c) sevgisini ve mağfiretini umarak ona tabi olan müminlerin üzerine olsun inşallah.

Bu ayki yazımda inşallah dönüşü olmayan yolculuğun mahşer durağını Kur’an ve Sünnet ışığında sizlere anlatmaya çalışacağım.

Mahşer : Haşr ; dağınık olan şeyleri toplayıp bir araya getirmektedir.Mahşer ise bunların toplandığı yerdir.Allah Teala,surun ikinci üfürülmesinden sonra bütün canlılaları diriltip bir geniş meydanda toplar.Bu toplananlar birbirlerine karışırlar.İnsan,cinler,şeytanlar ve türlü hayvanlar iç içedirler.’’Biz hiç birini ihmal etmeksizin hepsini haşrettik.(Ondan sonra) saflar halinde Rablerine arz edildiler.(Rableri onlara şöyle hitab etti) ‘’sizi ilk sefer yarattığımız gibi (ikinci bir yaratmayla) bize geri geldiniz ‘’ (Kehf 47)

Haşr meydanı dümdüz bir yerdir. Allahu Teala şöyle buyurmuştur.’’Sana (haşr yerinde) dağların olup olmadığını soruyorlar Deki : Allah dağları toz haline getirip savurur.O Haşır yerini dümdüz ve örtüsüz hale getirir.Onun için sen orada ne bir tümsek ne bir çukur göremezsin.O gün insanlar çağrıcı (olan israfilin sesine) uyar ve gecikmeden (mezarların içinden çıkıp) bu yere gelirler. Bu yerde sesler Allah’ın heybetinden kısılmıştır.Onun için sen ( bu en büyük kalabalıkta) sadece fısıltılar duyabilirsin. (Taha 105.108)

Haşr yeri dümdüz ve ağaçsız olduğu için kimsenin bir deliğe girip kendisini gizlemesi veya bir gölgeye sığınıp dinlenmesi mümkün değildir.Haşr meydanı dünyadaki bir yer değildir.Mekan  olarak dünyada olmakla beraber şekli değişik olacaktır.Allah c.c. şöyle buyurmaktadır. ‘’O gün yer başka bir yerle,gökler başka göklerle değiştirilecektir.(Böyle değiştirilmiş bir alemde) bütün canlılar bir ve kahredici olan Allah ‘ın önüne çıkacaklardır.O gün günahkarları zincire vurulmuş bir şekilde göreceksin.İç gömlekleri katrandandır.Yüzlerine ateş püskürtülür.Allah ogün herkesi yaptığı ile cezalandıracaktır. O hesabı çabuk görendir.Bu Kur’an insanlara bir duyurudur. Ta ki Allah’ın bir olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri akıllarını başlarına alsınlar.’’ (İbrahim 48-52)

Allah Rasulü (s.a.v) de şöyle demiştir.’’İnsanlar haşır yerine üç halde gelirler.Bir kısmı binitli olarak,bir kısmı yaya olarak,bir kısmıda yüz üstü sürünerek gelir.(Buhari Müslim) Allah’u Teala o gün inkara ve arsız günahkarlara acımaz Onun için onları kabir yerlerinden haşır yerine kadar yüz üstü sürükler ve haşır yerinde de bu şekilde dolaştırır. Kendilerini ayakta tutacak kadar amelleri olanlar yaya olarak gelirler.Amelde ileri olanlar ise hem gelirken hemde mahşerde binitli olurlar.Mahşerde en büyük izdiham vardır.Güneş herkesin ameline göre yakın bir mesafeden üstüne hararet ve ateş yağdırır.Korku ve heyecan had safhadadır.Sıkıntı,telaş,yorgunluk sınırsızdır.Utanmak,mahcubiyet,pişmanlık cehennem gibidir. Bütün bunların etkisinde kalan insanların tepkisi çokca ter dökmekten ibarettir.

”Mahkeme  faslı başladığında kötü insanların korku ve sıkıntıdan çıkardığı terler kulak memelerine kadar çıkar.(Muttefekun Aleyh). Kıyamet gününde az terleyenler ise, ibadette ve cihatta müslümanların ihtiyaçları için dolaşmakta, emri maruf ve nehyi münker görevini ifa etmekte terleyenlerdir. Mahşer günü çok uzun bir gündür. Onun uzunluğu hesabı görülecek insanların çokluğundan dolayı değil.” Çünkü “Allah’u Teala hesapları çabuk görendir.(İbrahim 51) O günün uzunluğu, müstehak olanların mahşer yerinde azap çekmeleri içindir. Kuran-ı Kerim’de bu günün uzunluğu bin ve elli sene olarak gösterilmiştir.(Secde 5. Mearic 4.) Allah Rasulu (s.a.v) şöyle buyurmuştur. Allah’u Teala yarattıklarını bir savaşçının oklarını torbasında topladığı gibi haşir yerinde toplar ve elli bin sene bekletir.(Taberani)

İnsanların çoğu bu uzun günde aç ve susuzdurlar. Hasan el Basri (r.a) şöyle demiştir.” Düşünebiliyormusunuz? İnsanlar ellibin sene süren o günde hep ayakta kalırlar. Hiçbirşey yemez ve hiçbirşey içmez. Sıcaktan boyun telleri kopar. Susuzluktan ciğerleri, açlıktan da mideleri parçalanır. Ondan sonrada cehenneme atılıp kendilerine kaynar su ve zakkum verilir.

Ey kendine akıllı diyen insan! Ancak dakikalar süren keyif ve heveslere uymanın sonuncu olarak binlerce senelik bir günde unun arkasından cehenneme dehşetli azap ve işkencelerden kurtulmak daha akıllı bir tercih değilmi? Buna akıllı bir tercih demek de sözün gelişidir. Çünkü bu yegane akıl yoludur. Onun için Allah’u Teala nefis ve heveslerine uyup kendilerine mahkun durumuna düşenlere akılsızlar demiştir. Aklımızı hikmetine uygun kullanmayı Allah’tan diliyor. Mahşer durağını bu kadarla yetinerek bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle Allah’ın Rahmeti hidayet üzere olanların üzerine olsun inşaallah..