Habbab Bin Eret R.A

Hamd alemleri rabbi ALLAH(C.C.)’ya selat ve selam Hz.Muhammed(S.A.V.) ve onun ehli beytine ve ashabı güzinine olsun.

Biraz onun hayatından kesitlerden bahsedelim ki önce o nasıl anlamış ve hayatına ne şekilde geçirmişse bizlerde onu örnek aldığımızda onun itaat şuuruyla olaya bakalım ve hayatımıza o şekilde geçirelim.

İslâm ile şereflenen ve İslâm’a girdiği için müşrikler tarafından işkence edilen ilk sahabelerden biri. Kendisi Temim kabilesinden esir alınmış  Huzaalı Ümmü En’mar’ın kölesiydi.En’mar kendisini çok sever ve ona birde işyeri açar demircilik üzerine fakat kendisini Mekke’ye yayılan İslam  dinini seçtiğini duyunca işte o zaman sevgi yerini işkenceye bırakır ve Habbab büyük işkenceler çeker üzerine demir zırh giydirilir kızgın çöl sıcağına bırakılırdı.Kinleri sönmek bilmeyen müşrikler bu severde ateşe sırt üstü yatırırlar onun bu hal içinde onlardan eman dilememesi  sabırla ve imanla hareket etmesi onları çok kızdırır.Bütün bu işkencelerin dışında her gün  kızgın demirle başı dağlanırdı.

İşkencelerin dayanılmaz bir hal aldığı, müşriklerin şiddetli baskı yaptıkları bir zaman Habbab Kabe’nin gölgesinde örtüsüne bürünmüş oturan Hz. Peygamber’in yanına geldi; “Allah’a bizim için dua buyurmaz mısın” dedi: Hz. Peygamber yüzü kıpkırmızı halde doğruldu, şöyle buyurdu: “Sizden önceki ümmetlerde bir adam demir tarakla taranır ve sinirleri kemiğinden sıyrılırdı da bu işkence onu diniden döndürmezdi. Testere başının saç ayırımına konur ve iki parçaya bölünürdü; bu da o adamı dininden döndürmezdi. Allah muhakkak bu dini tamamlayacaktır. San’â’dan kalkan yolcu Hadramevt’e içinde Allah korkusundan başka hiç bir korku olmadan gidebilecek” . Bütün bu işkencelere katlanan Habbâb bir gün halinden şikâyetçi olmamış, İslâm’ın zafer yıllarında, çektiği işkenceleri reklam ederek insanların teveccühünü kazanmaya çalışmamış, mükafatı yalnızca Allah (c.c.)’dan istemiştir.

ALLAH (C.C.) Habbab b.Eret’e bu işkenceleri yapanın başına öyle bir ağrı veriyor ki hergün başını dağlatmak zorunda bırakıyor.Bunu da Habbab (r.a.) nasip ediyor.Sabretmeli ve sebat etmeliyiz.  Ve yolumuza çıkanlar bizleri durdurmamalı. Bütün bu işkencelere rağmen İslâm’ı tebliğden geri kalmazdı. Tâhâ suresinin bazı ayetlerini Hz. Ömer’in kızkardeşinin ailesine öğretirken Ömer içeri girmiş; onların hallerindeki samimiyet Ömer’in müslüman olmasına vesile olmuştur.

Hz. Ömer (r.a.) hilâfeti döneminde Habbab’a “Allah yolunda çektiğin işkenceleri bize anlat ey Habbâb!” demesi üzerine sırtını açar gösterir. Hz. Ömer “Bu güne kadar bu derece harap olmuş bir sırt görmedim” der. Habbâb (r.a) “Sırtımda ateş yakarlardı, derimden çıkan yağlar ateşi söndürürdü” der. Bazen de ateşte kızdırılmış taşlar sırtına konur derisinin yağları soğutuncaya kadar tutulurdu. Bunun için sırtı yumurta büyüklüğünde oyuk oyuk idi.

Bütün bu işkencelere rağmen İslâm’ı tebliğden geri kalmazdı. Tâhâ suresinin bazı ayetlerini Hz. Ömer’in kızkardeşinin ailesine öğretirken Ömer içeri girmiş; onların hallerindeki samimiyet Ömer’in müslüman olmasına vesile olmuştur.

Evet Müslümanlar onun hayat anlayışı ile bizlerin anlayışları arasındaki farkları ortaya koyalım ki bakış açımız değişsin.O kendisine yapılan işkencelere sabrederken bizlere namaz kılmak  bile zor geliyor.İşkenceler onun İslam’a bağlanmasını sağlarken bizler en küçük sıkıntıda hemen isyan etmeye başlarız.Hayatımızı ALLAH’ın çizdiği yol üzerinde şekillendirmek istiyorsak gerekli olanları yapmaktan ve sabretmekten vazgeçmemeliyiz.İnsanlara İslam’ı anlatırken onlardan gelecek her türlü sıkıntıya hazır olmalıyız.Bu dinin yayılmasında gerekli mücadeleyi veren alimlerimiz bütün sıkıntıları sahabe ahlakıyla geçerken bizler alimlerimizin kıymetini bilmeli ve nasihatlerine kulak vermeliyiz.

Onların amaçı Habbab b.Eret gibi Ömerlere bu dini ulaştırmak sebat etmek ve bu yolda devam etmektir.Bizlerde onlara sahip çıkmalı ve onların Ömerlere ulaşmasını sağlamalıyız.

Bu yoldada başımıza gelenlere sabretmeli ve gerekli vasıtaları kuşanarak şeytana karşı önlemimizi almalıyız.

Yoksa nefislerimizin ve insanların zulümleri bizleri paramparça eder.ALLAH’ın rahmetine kavuşmak Kevser havuzunun başında Resulullah’la beraber olmak istiyorsak.Bu mücadeleyi sonuna kadar vermek zorundayız.Muhakkak beklenen gün gelecektir.