ALLAH (cc) YOLUNDAKİ ERE BAZI NASİHATLER KONU: DUA

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd Allah (cc) zatı celaline azim olan egemenliğine yaraşır biçimde sonsuz hamdler sonsuz hamdler O’na mahsustur. Salat ve selam Hz. Muhammed (sav), aline, ashabına ve bütün mü’minlere olsun.

Öncelikle davetçi nasıl bir İlah’a iman ettiğini iyi bilmesi gereklidir. O öyle İlah’tır ki zerreden, kürreye kadar her şey O’nun izni olmadan kımıldayamaz, hareket edemez, mahlukatın tamamının varlığının devamı adına O’na muhtaçtır. Sürekli yaratma halindedir. Eğer uyku veya uyuklama gibi (haşa) bir durum söz konusu olsa yaratılmışların sonu işlevlerini göstermemesi söz konusu olur. Allah(cc) bir şeyi takdir etti mi bütün kainat engel olmaya kalsa engelleyemez, küfür bütün aveneleriyle, teçhizatlarıyla engellemeye kalksa engelleyemez. Allah(cc) bir şeyin olmasını istedi mi ol  demesi yeterlidir. O zaman sen sakın gözünde şeytanı ve şeytanlaşmış düzenleri ve askerlerini teçhizatlarını büyük görme çekinme onlar senin yanında ne kadar cılız, ne kadar zayıf kalıyor. Çünkü sınırsız güce olduğunu unutma.

Dua davetçinin Rabbine yakarması sıkıntılı anlarında, imkansızlık baş gösterdiğinde, çarelerinin tükendiği anda Allah (cc) yakarması, Allah(cc)’ya Rab! Diyerek bütün içtenliğiyle arasında bağ kurması önemlidir. Üzüntülü kimse derdini açmakla huzur duyar. Şikayete ihtiyaç duyar. Kullarını en iyi bilen Allah (cc) beşer fıtratından ileri gelen bu durumu biliyor. Kullarının dua edip göğsü daraltan dertlerini açmalarından hoşlanıyor.

“Rabbiniz buyurdu ki, Bana dua edin ki size icabet edeyim.” (Bakara 60)

“Kullarım beni senden sorarlarsa ben muhakkak ki yakınım ve bana dua edenin duasına da icabet ederim”(Bakara 186)

Dua haddi zatında kulun kendisinin Allah’a muhtaç olduğunu hissetmesidir. Aynı zamanda Allah’ın kudretinin farkına varması ve tüm işlerin O’nun elinde oluşunu hissetmesidir. Bu da kulluğun Allah’a teslimiyetin ve İmanın ta kendisidir. Dua Allah’ın yanında hiçliği, küçüklüğü ve aczi, O’nun lutüf, kerem ve ihsanını ve her şeye gücünün yettiği hissediştir.

Aynı zamanda duadan yüz çevirmek ise inkar ve kibirlenmedir. Allah’ın üzerimizdeki nimetlerinden birisi de O’nun bizi dua etmeye çağırması ve duaya karşılık vereceğini vadetmesidir.

Ebu Hureyre (r.a.) rivayetle Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur;

“Allah kendisine dua etmeyene, kendisinden istekte bulunmayana gazaplanır.”(Tirmizi)

Müslümanlar kardeşlik şuuru gereği birbirlerine dua etmeyi unutmamalılar. Çünkü;

Ebu derda(r.a.) rivayetle Allah Rasulu (sav) şöyle buyurmuştur;

“Hiçbir Müslüman kul yoktur ki kardeşine gıyabında dua etsin de melekler Ona sana da misli olsun demesin”(Müslim)

Duanın makbul olduğu vakitler hadisi şeriflerde varid olmuştur. Bunlar kadir gecesi, ezan ve kamet arası, secde anı, yolculukta, yağmur altında seher vaktinde, Cuma namazına çağrıldığında, saf tutulduğunda ve karanlıkta.

Dua’da bulunurken fertlerin üzerinde bulunması gereken vasıflar baktığımızda, kalp huzuru, Allah korkusu, Allah’a karşı edepli bir hal, Allah’a hamd ederek, Rasulune salatine selam getirerek duaya başlamak, bununla bitirmek, sesi fazla yükseltmemek, özlü ve kapsayıcı ifadeler seçmek ve üçer defa tekrarlamak, kişi dua ederken kabul olunacağını ummak aceleci olmamalıdır. Dua ibadetinden en iyi şekilde istifade edebilmeyi Allah(cc) nasip etsin İnşaAllah.

Rabbim rızasından ayırmasın.

Elhamdulillahi Rabbil Alemin.

Tevfik Allah’tandır.

Selamun Aleykum.