Fatih YAKIN Yazdı-Hz. ABDULLAH BİN ÜNEYS (R.ANH)

Hz. ABDULLAH BİN ÜNEYS (R.ANH)

Hamd güneşi doğudan doğurup batıdan batıran insanlara akıl nimeti vererek kendisi bulma imkanını sağlayan ölümü ve hayatı yaratan alemleri kendine boyun eğdiren Rahman Rahim  Gafur ve Halim olan Allah (C.C.).Salat ve Selam tevhidi davayı hiç bir şekilde eksiltmeden insanlara ulaştıran bütün sıkıntılara katlanan cihad zamanı savaş meydanında olan ilim zamanında insanlara Allah’a çağıran emin lakabını sahibi Hz. Muhammed (S.A.V.) aline ve ashabına ve  kendini kutlu davaya adayanların üzerine olsun.

Ey insanlar! Size Rabbinizden bir delil (Hz.Muhammed(S.A.V.) geldi ve size apaçık bir nur indirdik. Allah’a inanıp O’na sımsıkı sarılanları (Allah), kendisinden bir rahmet ve lutfa sokacak ve kendisine varanı dosdoğru yola iletecektir. Nisa (174-175)

Örümceklerin gizlediği güzide sahabe aldığı görevi her şeyi göze alarak yerine getiren asalı cennetlik çöl aslanı hayatının her anını Peygamberine hizmetle geçiren bir kez dahi öf demeden mücadeleye devam eden adam.Evlendikten sonrada hayatını Suffe medresesinin gölgesinde ve Peygamberin  izinde devam ettiren.Dünyanın zevklerini değil ahiretin zevklerine talip  olan mücahit.

Medine yakınlarında çölde yaşayan bir bedevi mücahid.Bedir ve Uhud savaşlarında müşriklerin korkulu rüyası onlara bir an dahi göz açtırmayan sadık.

Andolsun ki Allah, müminlere kendilerinden, onlara kendi âyetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitab ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler.Al-i İmran(164)

Peygamber meclisinde hakikat dersleriyle yoğrulan insanların hayat bulması için doğruyu ve güzeli onlara anlatan bir Hak aşığı ve ilim deryası oldu.Çöl yolculuğunun sıkıntılı olması onu bu yoldan alıkoymuyor ve gidiş gelişlerde korkutmuyordu.Suffe medresesine gelir ilmi alır ibadetlerini ve itaat edilmesi gerekli görevlerini  yapar yola koyulurdu. Çoluk çocuk sahibi olması onu peygambere itaatten ve onu görmekten İslamiyet’i öğrenip yaymasına engel olmuyordu.

İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.Al-i imran(104)

Kabilesi olan Beni Seleme’ye İslam’ı anlatıyor ve yayılmasına sebep oluyordu.Tevhid’i hayatın bütün hayatlarda hakim kılınması için canla başla mücadele veriyordu.Kavminin putculuk inancını ve putlarını kırıyor.Onlara hak yolunda bunların kendilerine hiç bir yaptırımının olmadığını anlatıyordu.O’da her iman eden gibi hakikatin karşısına engel olanlara şiddetle düşmandı,nefrette ediyordu.

Bu mücahid ve muallim sahabenin İslam düşmanlarına olan muazzam birde hayat kıssası var ki dillere destan; Urne vadisinde yaşayan Süfyan bin Halit isminde Allah ve Peygamber düşmanı olan halkı Resulullah’a kışkırmak için çalışmalar yapan azılı bir müşrik ki Peygamber (S.A.V.) bu haberi alınca Abdullah b. Üneys’i (R.A.)çağırtırır.Gereken cevabın verilmesiyle görevlendirir.Onun hakkında bilgisi olmadığından onu tarif etmesini ister.

Resulullah (S.A.V.) şöyle bir tarif yapar onun hakkında:”Onu gördüğün zaman korkacaksın,biraz çekineceksin,şeytanı hatırlayacaksın…”

İbni Üneys,Peygambere,”Ben insanlardan korkmam,ya Resulullah!”dedi.Ve izin istedi ve kılıcını kuşanarak görevini yerine getirmek için yola koyuldu.Vadiye vardığında aradığı kişi bulmuştu. Kalabalık bir toplulukla yürüyordu.Fakat emin olmak için biraz daha yaklaştı.Dikkatlice süzdükten sonra Peygamberin tarif etti kişi olduğu anladı.

Olayın bundan sonra ki durumunu onun dilinden dinleyelim ki siyer kitaplarında şöyle geçiyor: Onunla karşılaşınca biraz korktum!Harbe hazırlanır gibi oldum.Resulullah (S.A.V.)gerçekten doğru söyledi! dedim.Beni görünce kimsin dediler.Bende Huzaa’dan biriyim dedim.Ve senin Muhammed’e karşı adam topladığını duydum.Seninle birlikte hareket etmek için geldim deyince bu sözlerimden çok memnun oldu.Evet ben Ona karşı kuvvet hazırlıyorum dedi.Onunla yola devam ettik.Konuşmaya başladık.Sohbetimiz iyice koyulaşmaya başladı.Konuşmalarımdan çok hoşlanıyordu.Benden artık hiç şüphe etmez hale geldi.Evinin yanına kadar vardık.Arkadaşları teker teker yanımızdan ayrılıyordu.Çevre iyice sakinleşti.Etrafıma baktığımda herkesin uyuduğunu anlayınca hemen harekete geçtim.Bir boşluğunu yakalayınca kılıcımı çektiğim gibi boyunu vurdum.Başını da yanıma alarak oradan gizli ve hızlı bir şekilde dağlara doğru hareket ettim.Orada bir mağaraya saklandım.Örümcekler Allah’ın izniyle bana yardım edercesine mağaranın girişini sardılar.Sonradan olay duyulmaya başlayınca hemen kim olabilir diye düşünürken benden şüphelenip. Peşime düştüler.Defalarca mağaranın yanına gelip gittiler fakat beni bir türlü fark edemediler.Ümitlerini kesince gittiler.Bir gece fırsatını bulunca hemen yola devam ettim. Gündüzleri saklanarak dinleniyordum, geceleri de yoluma devam ediyordum.Nihayet Medine’ye vardım.Resullullah’a(S.A.V.) gittim.Beni görünce gözün aydın dedi.Bende asıl sizin gözünüz aydın ya Resulullah(S.A.V.) dedim.ibni Halit’in kellesini Resulullah’ın (S.A.V.) önüne koydum.Hadiseyide olanınca anlattım.Resulullah (S.A.V.) bana ,asasını verdi.”Bunu cennette alıp gezeceksin.”buyurdu.Bu sözler beni çok memnun etmişti.

Hz.Abdullah bu asanın kefeninin içine konulmasını vasiyet etti.Ruhu kabz olunca da vasiyetini yerine getirdiler.

Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoş görmese de Allah nurunu tamamlayacaktır. O, Resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki, müşrikler istemese de onu, bütün dinlerin üstüne çıkarsın. Saf (8-9)

Hz. Abdullah böylece Resulullah’ı (S.A.V.) öldürmek isteyen  bir din düşmanını öldürmüş ve onun çevirdiği hile ve tuzaklarını aleyhine dönmesine sebep olmuştu.Bu olay sebebiyle bu kutlu sahabe 18 gün evinden ve çocuklarından uzak kalmıştı.

Evet biraz buradan dersler çıkartmaya bakalım.Alınan görevleri canları pahasına yerine getiren bu şerefli sahabeler gibi olmak ve bu gün Peygamberin varislerine sahip çıkmak ve onların sözlerine göre hareket etmek için daha ne bekliyoruz.Her birimiz Hz. Abdullah gibi olmaktan ve onun gittiği yoldan gitmekten başka bir seçeneği olmayan Allah’ı Rab kabul edenleriz…!

Haklarınızı helal edin.

Selam canlarını bu yola tabii kılanlara olsun.