FANİ OLANI BIRAKALIM AHİRETE HAZIRLANALIM

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Bizi İslam’la şereflendiren Allah(cc) hamd olsun. Onun hidayeti olmasaydı biz doğru yolu bulamazdık. Ona hamd ve sena olsun onu her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederiz. Onu her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederiz.

Salat ve Selamın  en güzeli efendimiz önderimiz Hz. Muhammed’e (sav) Aline, Ashabına, kıyamet gününe kadar Hakk’a davet edip hayırda önderlik yapanların üzerine olsun.

Bu dünyanın güzelliklerini olabildiğince süren lezzetlerini mümkün olduğunca tadan kısacası bütün hazları tadıp tüketenler ahirette mahrum kalır. Allah azze ve celle bu dünyanın güzelliklerini sonuna kadar tüketenlerin kötü sonunu haber vermiştir.

“Gerçek şu ki bunlar çarçabuk geçmekte olan dünyayı seviyorlar. Önlerinde bulunan ağır günü bırakıyorlar.” (İnsan 27)

Ahmed bin Hanbel, Cabir bin Abdillah’tan şöyle nakletmiştir.

“Hz. Ömer, Cabir bin Abdillah’ı görmüş o sırada cabirin elinde bir dirhem karşılığı ailesi için satın aldığı biraz et varmış.

Hz. Ömer ona bu ne diye sormuş ?

O da bir dirhem karşılığı ailem için aldığım et diye cevap vermiş bunun üzerine Hz. Ömer ona şöyle demiştir;

Sizden biri canının her çektiğini satın mı alıyor?

Hiç şu ayeti duymadınız mı?

“Dünya hayatınızda bütün güzel şeylerinizi harcadınız onların zevkini sürdünüz.” (Ahkaf 20)”

Evet bugün Allah’tan korkmayan onun rızasının dışında bir hayat idame eden insanlar dünya hayatlarını tüketiyorlar. Ahirete hiç azık hazırlamıyorlar. Allah’tan korkmayan nimetlerinin hesabının sorulacağını unutanlar böyleyken peki ya Müslümanlar ne durumda sırf bir şeyi beğendik diye aldığımız eşyalar karnımızın doymasına rağmen gözümüzün doymaması fani olduğunu bildiğimiz halde dünyaya bağlılığımız nefsimizin her istediğini yapmamız peki ya bunlar ne olacak Müslüman kimliğimizle örnek olmamız gerekirken neden hem dünyamızı hem ahiretimizi tüketiyoruz.

Ashabın hayatına baktığımızda onlar dünya nimetlerini sonuna kadar tüketmekten kaçınmışlardır.

Allah azze ve celle ayeti kerimesinde;

“Kim ahiret ekinini isterse, Biz ona kendi ekininde arttırmalar yaparız. Kim dünya ekinini isterse, ona da ondan veririz; ancak onun ahirette bir nasibi yoktur.”(Şura 20)

Kendimizi bir muhasebe edelim hep dünyalık isteklerimiz var. Dua ederken bile isteklerimiz hep dünyalık ya hiç Allah’tan hidayet istedik mi, Allah’tan hakkıyla korkuyor muyuz? İman üzere ölmek için Allah’a yalvarıyor muyuz? Allah (cc) demiyor mu cennet için yarışın bizlerin bugün yarışı hep dünyalık olmuş hiç ölmeyecekmiş gibi bir yaşayış içerisindeyiz. Dünyaya o kadar meyletmişiz ki Allah (cc) hatırımıza bile bazen gelmiyor.

Bu hayatta Allah azze ve celle’nin verdiği nimetlerle rahat bir yaşam sürülüyor. Bu nimetleri bize bahşedeni unutuyoruz. Bize hiçbir yarar sağlamayacak dünyaya bel bağlamışız. Ey insanoğlu bir dön arkana bak geldiğin yeri hatırlar Rabbine başkaldıracağına emir ve hükümlerine boyun ey gayeni amacını hatırla ve aslına dön.

“Ka’ka’ b. Adan şöyle demiştir. Ömer b. Abdulaziz biz hutbe okudu. Önce Allah’a hamdetti ve onu övdü ardından şöyle dedi.

Ey insanlar ;

Siz boş yere yaratılmadınız. Başıboş da bırakılmadınız. Sizin bir döneceğiniz yer var. Allah (cc) sizi hakkınızda ve ardınızda olan meseleler konusunda hüküm vermek üzere toplayacak. Allah’ın her şeyi kuşatan Rahmetinden ve genişliği gökler ve yer kadar olan cennetinden uzaklaştırdığı kimse gerçekten kaybetmiş ebedi mutsuzluğa maruz kalmıştır. Allah’tan korkun sorumluluğunu yerine getiren ez bir bedel verip çok bir şey olan faniyi verip bakiyi alan mutsuzluk ile ebedi mutluluğu değiştiren kimse güven içinde olacaktır.”  

Ey dünyaya düşkün olan insanoğlu! Bil ki ömrün boş yere geçiyor. Zaman tükeniyor. Zamanın üzerinden bulutlar kalktı Hidayet Hilal’i  görünmedi

Dünya haraptır. Gelip geçicidir. Geçirdiğin zamanlar sana yetmez mi? Daha ne zamana kadar gaflet içerisinde kalacaksın. Toprağın, üzerine atıldığı zaman mı düşüneceksin.

Ey gafletinin esiri olan insan artık silkelenme vaktin gelmedi mi?

Allah’a tövbe et! Bütün Günahlarından bağışlanma dile yüzünü Rabbine çevir Rabbin için gelen sıkıntılara sabret nefsinin arzularına bir zincir vur

Bugün nefsine zincir vurmayanlar yarın ahirette de Allah’ın kendilerine zincir vuracağı insanlar olacaktır. Bir düşünelim geçici olan şu dünya hayatı bize hiçbir kar sağlamayan dünyadan kendimizi sıyıralım. Hesabın sorulacağı o gün gelmeden gafletten uyanalım İnşaAllah Unutmayalım ki dönüşümüz Rabbimizedir.

Velhamdulillahi Rabbil Alemin.