اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

Hamd; gökleri ve yeri yaratan, göklerde ve yerde hamd ile tesbih edilen, ezeli ve ebedi hayat sahibi âlemlerin Rabbi,İlah’ı ve mabudu Allah’adır. Salat ve Selam son Rasul yaşıyan Kur’an âlemlere Rahmet olarak gönderilen Hatemul Enbiya Hz. Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) aline, ashabına ve müminlerin üzerine olsun.

“Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik. Orada hem sizin için, hem de sizin rızık vermediğiniz kimseler için geçimlikler meydana getirdik.”  Hicr Suresi 19-20

Yeryüzü devasa büyüklükte bir sofra gibi insan ve dışındakiler için nimetlerle donatılmış. Yakın tarihte haberdar olduğumuz bir çok vakıa mevcut, ambargoya uğratılmış ve açlıktan ölme tehlikesi ile burun buruna nice topluluklar gözlerimizin içine çaresizce bakarcasına sofranın dışında bırakılmışlar. Yeryüzünde yaşıyan hareket eden rızıklanan bir çoğumuzun tabiri ile Allah’ın (sessiz kulları) onlar dediğimiz canlıların rızık aramada ve hayatlarının devamında ki endişesizlikleri bizler için ibrete şayandır. Düşünsenize yılda bir veya iki defa gittiğiniz mezarlıklarda bile mutlaka hareket eden bir canlının varlığına tanıklık etmişsinizdir. kiminiz bir karınca kimimiz adını sanını bilmediğimiz bir canlıya şahitlik etmişizdir. Biz oradan ayrılırız ve orada hayat durmaz devam eder hayatın devamlılığı bizim varlığımıza muhtaç olmadığı gibi bizim devamlılığımız bütün nimetleri bahşeden Allah’ın Rahmetine muhtaçtır. Bütün bunları biliyor ve haberdar olabiliriz.. Bütün bildiklerimize rağmen farkedemediğimiz Dünyada ki nimetleri elde etme yarışına bağlılığımızdan çok Allah’ın emri ilahisinin çizdiği hududların içerisinde kalabilme yarışında Allah’a gönülden bağlanmamız gerektiği.

Bir ayette Alemlerin Rabbi şöyle buyurmaktadır :

Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. Ben, onlardan bir rızık istemiyorum. Bana yedirmelerini de istemiyorum. Zariyat 56-57

Allah (c.c) bütün herşeyin kendisine muhtaç olduğu, kendi zatının hiç bir şeye muhtaç olmadığı Samed’ tir.

İnsanlar dünyalık nimetleri biriktirme yarışına öylesine daldılar ki dünya ya gönderiliş gayelerinden Allah’a kulluktan saptılar. Yukarıda bir sofradan bahsedildi Allah (c.c) yeryüzünü dürüp topladığında kıyamet kopup sura üflendiğinde teşbih ile bizleri bekleyen iki sofra daha var birinde ateşten cehennem. Birinde Dünyadakilere benzeyen onlarla kıyas edilemeyecek lezzette cennet.

Allah’a kulluk yapabilmenin şartı Allah’a ve Rasulüne teslim olmak.

Rasuller ne getirdi ? Devam edecek… İnşaallah

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN