ALLAH (CC) YOLUNDAKİ ERE BAZI NASİHATLAR – NAMAZ
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd Allah(cc) zatı celaline azim olan egemenliğine yaraşır biçimde sonsuz hamdler O’na mahsustur. Salat ve selam Hatemul enbiya olan Hz. Muhammed (sav)’e, aline, ashabına ve bütün Mü’minlere olsun.
Namazın iyi bir şekilde anlaşılıp, gerekliliklerini yerine getirmekle beraber yaşantının İslami ölçülerde yerleşmesi, cahiliyenin dolu geçmişten, vahyin aydınlığında yürümenin şuuruna en kuvvetli yardımcıdır, namaz. Namaz Allah’la (cc) kul arasındaki bağı verdiği sözün şuuruna varan, miracı iliklerinde hisseden hesap günü Rabbinin huzurunda duruyormuşçasına kıyamda bekleyen öğretileri iyi anladığını bize şu mesele gösteriyor.
Davud b. Salih’ten bildirir. Ebu Seleme b. Abdurrahman borç ;
“Sabredin, sebat gösterin, nöbet bekleyin…(Al-i İmran 200) ayeti ne konuda nazil oldu biliyor musunuz? Diye sorunca, hayır bilmiyorum karşılığını verdim. Bunun üzerine şöyle dedi. Ebu Hureyre’nin(ra) Hz. Peygamber(sav) zamanında; “Nöbet tutulacak bir savaş yoktu. Burada nöbetten kasıt, namaz sonrası bir diğer namazı beklemedir. Dediğini işittim.” (İnül Mübarek Zühd (408) hakim. Beyhaki)”
Bir gün ise namazın çıkış saatinin gözlenmesinin sebebi yeterince namazdan istifade edememektir. Küfrün karşısına dikilen, yeryüzünde ki fitneyi bitirmeye niyetli davetçilerin Allah(cc) arasında kuvvetli bir bağ olması lazım.
Bu bağın kuvvetlenmesi için namaz biçilmiş kaftandır. Namazdan yeterince istifade edememek aynı zamanda kişinin varlığını ispat edememesi demektir. Kaldı ki bu kişi kafirlerin karşısın dikilip hakkı haykıracak, yeryüzünde adaleti tesis edece, bunlar hayalden öte geçmez. Allah(cc) Musa a.s. ve Harun a.s. firavuna gönderirken verdiği direktiflere bakalım.
“Sen ve kardeşin ayetlerimle gidin ve beni zikretmekle gevşek davranmayın.”
“İkiniz Firavuna gidin, çünkü o azmış bulunuyor.”
“O’na yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp düşünür veya içi titrer korkar” (Ta-ha 42,43,44)
Allah(cc) Peygamberlerini firavuna gönderirken verdiği direktif gereği beni zikretmekten gevşek olmayın. İşte yeryüzünü Allah(cc) ayetleriyle imar etme niyetindeki davetçıler, bu adaletin imarında zalimlerle, zorbalarla, nefisle, şeytanla, dünyanın süsü, büyüsüyle mücadelende peygamberi tavır Allah(cc) arandaki bağın sıkı olması ayette sakın beni zikretmekte gevşek davranmayın İlahi emrini unutma, aksi takdirde varlığını ispat etmen imkansızdır. Akaid, Arapça ukde kökünden gelir. Düğümlemek, bağlanmak anlamında. Tevhid akidesiyle kişiyle Allah(cc) arasında bağ oluşur. Namaz bu bağın kuvvetinin artmasına zayıflamamasına yardımcı olur. Seyyid Kutub (Rh.a.) dediği gibi namaz fani insanla ölümsüz kudreti birbirine bağlayan bağdır. Namaz sıcak günde gölgelik, zayıflık anında kuvvet, gaflet anında şuur, verir kişiye.
Buna binaen Rasulullah (sav) şu emri manidardır;
“Kalk Ey Bilal! Bizi namazla rahatlat.”(Ebu Davud)
Mekke’de işkenceler şiddetinin doruk noktasındayken peygamber(sav) ve Ashabı müzemmil suresindeki emri gereği gece namazı kılıyorlardı. O zaman gece namazı bir yıl farzdı. Sonra sürenin sonunda gelen hafifletmeyle beraber nafile oldu.
“Ey örtüsüne bürünen! Geceleyin namaza kalk (geceyi namazla geçir.) Az bir vakir dışında (Yani) gecenin yarısını, ya yarıdan birazını, ya da yarıdan biraz çoğunu namazla ve Kur’an-ı ağır okumakla geçir. Çünkü sana ağır bir söz (Kur’an) vahyedeceğiz.” (Müzemmil 1-5)
Gece namazının farz olmasının hikmetlerinden birisi de işkenceler doruk noktasındayken, fitne Müslümanlara kafalarını kaldırma imkanı tanımazken, bu baskının, zorlukların, tükenme alametlerinin baş gösterdiği anda, ölümsüz kudrete bağlanmak olmazsa olmazdır. Ayetlerin akışında sana ağır bir yük indireceğiz gözden kaçırmamamız lazım. Bugün yükün altında ezilenlerin sebebi acizliktir. Ağır yükü kuvvetli fertler kaldırır. Namaz ve Kur’an okuma ayetteki emirler, gece olmasının bir çok hikmeti mevcuttur. Allah(cc) terbiyesinden geçmeyenler Ağır yükü kaldırmamasından daha doğal ne olabilir ki. Bu sebeple namaz şeytana, nefse, düşmana galip gelmede maddi hazırlıkla beraber hatta maddi hazırlığın önünde en kuvvetli silahtır. Bakınız;
“Askerlerinin arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın zaman (Askerlerden) bir grup silahlarını da yanlarına alarak seninle beraber namaza kalksınlar. Secde ettikten sonra ise onlar arkanızda yerlerini alsınlar ve namaz kılmamış olan ikinci grup da galip seninle beraber namaz kılsınlar. Bu arada dikkat kesilip silahlarını da yanların da bulundursunlar. Çünkü kafirler silah ve eşyanızdan gafil kalasınız diye temenni ederler. Ta ki üzerinize bir anda ve toplu olarak hücum edebilsinler. Yağmurdan dolayı bir zara göreceksiniz veya hastaysanız silahlarınızı bırakmanızda bir sakınca yoktur. Ama dikkat (tedbiri) elden bırakmayınız. Allah muhakkak ki kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlanmıştır.”(Nisa 102)
Savaş ortamında dahi Allah(cc) namazı emretmekte düşmana karşı en kuvvetli silahı Allah(cc) ilk Müslüman topluluğuna emri direktifinde yerleştirmekte. Bu en kuvvetli silaha her devrin Müslümanları istifade etmesi demek düşmanlarının ellerindeki maddi hazırlıkları aciz kalması demektir. Namaz hakkında daha bir çok olanlar boyutlar vardır. Bu kadarla yetiniyoruz. inşaAllah.
Not: okuyuculardan ricam müzemmil suresi 1-9 ayeti kerimelerin tefsirini Fizilali Kur’an’dan bakınız.
Rabbim amel edebilmeyi nasip etsin.
Rızasından ayırmasın amin.
Tevfik Allah’tandır. Selamun Aleykum.