TALUT CALUT KISSASI 2

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Sena yücelik Alemleri yoktan var eden Rahman Rahim din gününün sahibi Allah azze ve celle ye sonsuz hamd olsun

Salat son Nebi son Rasul Alemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e selam da bütün Müslümanların üzerine olsun inşaAllah.

Geçen yazımızın devamı olan bu yazımız Kur’an’ın geçmişten günümüze çok büyük ibret ve dersler verdiği aklını biraz olsun kullanan insan için paha biçilemez örneklerle bizlere sunulduğunu kavrayabilir.

İsrailoğullarının duasına icabetle başlarına hükümdar olarak Talut’u seçmiş ve delilleri ile ispatlamıştı. Artık inananların ve inanmayanları kalbi ile isteyen ve dili ile isteyenlerin amelleri sadece dünyevi menfaat güdenle sadece Ahiret menfaati güden ayırt edilecek ayetler bunu işaret etmektedir.

Ayetlerin ışığında kıssadan alınacak hisseye adım adım devam edelim.

“Talut ordu ile hareket edince dedi ki Allah sizi mutlaka bir nehirle imtihan edecek, kim ondan içerse benden değildir. Kimde onu tatmaz ise işte o bendendir, ancak bir avuç müstesna, ancak içlerinden pek azı hariç varır varmaz ondan içtiler. Talut ve beraberindekiler iman edenler nehri geçtiler, bazıları bizim bugün calut ve ordusuyla karşı duracak gücümüz yok dediler. Allah’a kavuşacağına inananlar şu cevabı verdiler. Nice az topluluklar çok topluluklara galip gelmişlerdir. Allah sabırlılarla beraberdir.”(Bakara 249)

İnsanın kanını donduracak bir olay kesin kati delilleri görüp tasdikledikten sonra zaafa düşmek geri kalmak ebedi hayatını nefsi arzuları için terk etmek hem de bilinçli olarak

Kilometrelerce yol gitmişler dilleri damaklarına yapışmış ve o anda  çağlayan su sesi kışkırtıcı bir ses o hal için Ramazan’daki 16 saatlik susuzluktan söz etmiyoruz ancak gerçekten Allah’a İhsan üzere iman eden adamlar ihlaslı amel işlerler aslında çözüme kavuşması gereken şey budur.

Talut ne görecek bizim çok mu az mı su içtiğimizi diyen bu kadar kalabalıkta fark edilmez zannıyla hareket edip kana kana su içenler şişerek hareketsiz kaldılar. Buradan şu sonucu çıkarmak gerekir yaptığını Allah rızası için yap ki hareketlerin bereketlensin Allah’ın yardımına Mazhar olsun

O topluluktan iki ses çıkıyor Biri tamamen baş gözüyle olaylara bakan calut ve ordusunu yenilmez sanan diğeri ise manevi göze sahip Allah’a ve ahiret gününe tam iman edip Allah Celle Celalühü her şeyde olduğu gibi burada da tek söz sahibi olduğunun şuurunda Şeref ve İzzet’in başarının onun dininin olduğunu gören imani bir orduya bedel Tevhid erleri.

Bizlerin de bu şuurla İslam’ı yaşayıp yaşanması için çokluk azlık meselesi değin iman edip her türlü zahiri güce karşı Allah Celle Celalühü’nün gücünü o anda hissede bilmektir.

“Calut ve ordusunu karşılarında gören iman erleri üzerimize sabır yağdır ayaklarımızı sabit kıl kâfir kavme karşı bize yardım et”(Bakara 250)

“Allah’ın izniyle onları tamamen bozdular. Davud, calutu öldürdü ve Allah ona hükümdarlık (Peygamberlik) verdi. Ona dilediği şeyleri öğretti. Eğer Allah’ın insanları birbirleri ile savması olmasaydı yeryüzü mutlaka bozulurdu. Allah bütün amellere karşı büyük lütuf sahibidir”(Bakara 251)

Amaç yapılması gereken işi yapmaktır karşısındaki Ordu insan deli gibi sayıları 300’ü bulan bir Ordu karşısında on binleri bulan insan yığını tablo vahim ama iman inanmak teslimiyet Rabbine sığınmak olaylara sabır, ayaklara ve kalplere Sebat yardım sesi.

Allah’ın yardımı geliyor. Davut Aleyhisselam onu alt edip öldürünce zafer kazanıldı nice az topluluklar çok topluluklara Allah’ın izniyle galip gelecek ilkesi gerçekleşmiş oldu ve kıyamete kadar bu gerçek kalıcıdır. Yeter ki imanımız gırtlaklardan aşağı insin kalbimizde birleşsin yaratmada eşi benzeri taklitçiliği olmadığı gibi yönetmede hükmetme de aynı bakışla inanırsa o az görünen topluluklar çok olup yok olmaya mahkum topluluklara Allah’ın dinini savunurken Galip geleceklerdir.

Gevşemek üzülüp gerilmek akabinde davetinde gerilemek Müslümana göre bir anlayış değildir.

Selam ve dua ile

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Sena yücelik Alemleri yoktan var eden Rahman Rahim din gününün sahibi Allah azze ve celle ye sonsuz hamd olsun

Salat son Nebi son Rasul Alemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e selam da bütün Müslümanların üzerine olsun inşaAllah.

Geçen yazımızın devamı olan bu yazımız Kur’an’ın geçmişten günümüze çok büyük ibret ve dersler verdiği aklını biraz olsun kullanan insan için paha biçilemez örneklerle bizlere sunulduğunu kavrayabilir.

İsrailoğullarının duasına icabetle başlarına hükümdar olarak Talut’u seçmiş ve delilleri ile ispatlamıştı. Artık inananların ve inanmayanları kalbi ile isteyen ve dili ile isteyenlerin amelleri sadece dünyevi menfaat güdenle sadece Ahiret menfaati güden ayırt edilecek ayetler bunu işaret etmektedir.

Ayetlerin ışığında kıssadan alınacak hisseye adım adım devam edelim.

“Talut ordu ile hareket edince dedi ki Allah sizi mutlaka bir nehirle imtihan edecek, kim ondan içerse benden değildir. Kimde onu tatmaz ise işte o bendendir, ancak bir avuç müstesna, ancak içlerinden pek azı hariç varır varmaz ondan içtiler. Talut ve beraberindekiler iman edenler nehri geçtiler, bazıları bizim bugün calut ve ordusuyla karşı duracak gücümüz yok dediler. Allah’a kavuşacağına inananlar şu cevabı verdiler. Nice az topluluklar çok topluluklara galip gelmişlerdir. Allah sabırlılarla beraberdir.”(Bakara 249)

İnsanın kanını donduracak bir olay kesin kati delilleri görüp tasdikledikten sonra zaafa düşmek geri kalmak ebedi hayatını nefsi arzuları için terk etmek hem de bilinçli olarak

Kilometrelerce yol gitmişler dilleri damaklarına yapışmış ve o anda  çağlayan su sesi kışkırtıcı bir ses o hal için Ramazan’daki 16 saatlik susuzluktan söz etmiyoruz ancak gerçekten Allah’a İhsan üzere iman eden adamlar ihlaslı amel işlerler aslında çözüme kavuşması gereken şey budur.

Talut ne görecek bizim çok mu az mı su içtiğimizi diyen bu kadar kalabalıkta fark edilmez zannıyla hareket edip kana kana su içenler şişerek hareketsiz kaldılar. Buradan şu sonucu çıkarmak gerekir yaptığını Allah rızası için yap ki hareketlerin bereketlensin Allah’ın yardımına Mazhar olsun

O topluluktan iki ses çıkıyor Biri tamamen baş gözüyle olaylara bakan calut ve ordusunu yenilmez sanan diğeri ise manevi göze sahip Allah’a ve ahiret gününe tam iman edip Allah Celle Celalühü her şeyde olduğu gibi burada da tek söz sahibi olduğunun şuurunda Şeref ve İzzet’in başarının onun dininin olduğunu gören imani bir orduya bedel Tevhid erleri.

Bizlerin de bu şuurla İslam’ı yaşayıp yaşanması için çokluk azlık meselesi değin iman edip her türlü zahiri güce karşı Allah Celle Celalühü’nün gücünü o anda hissede bilmektir.

“Calut ve ordusunu karşılarında gören iman erleri üzerimize sabır yağdır ayaklarımızı sabit kıl kâfir kavme karşı bize yardım et”(Bakara 250)

“Allah’ın izniyle onları tamamen bozdular. Davud, calutu öldürdü ve Allah ona hükümdarlık (Peygamberlik) verdi. Ona dilediği şeyleri öğretti. Eğer Allah’ın insanları birbirleri ile savması olmasaydı yeryüzü mutlaka bozulurdu. Allah bütün amellere karşı büyük lütuf sahibidir”(Bakara 251)

Amaç yapılması gereken işi yapmaktır karşısındaki Ordu insan deli gibi sayıları 300’ü bulan bir Ordu karşısında on binleri bulan insan yığını tablo vahim ama iman inanmak teslimiyet Rabbine sığınmak olaylara sabır, ayaklara ve kalplere Sebat yardım sesi.

Allah’ın yardımı geliyor. Davut Aleyhisselam onu alt edip öldürünce zafer kazanıldı nice az topluluklar çok topluluklara Allah’ın izniyle galip gelecek ilkesi gerçekleşmiş oldu ve kıyamete kadar bu gerçek kalıcıdır. Yeter ki imanımız gırtlaklardan aşağı insin kalbimizde birleşsin yaratmada eşi benzeri taklitçiliği olmadığı gibi yönetmede hükmetme de aynı bakışla inanırsa o az görünen topluluklar çok olup yok olmaya mahkum topluluklara Allah’ın dinini savunurken Galip geleceklerdir.

Gevşemek üzülüp gerilmek akabinde davetinde gerilemek Müslümana göre bir anlayış değildir.

Selam ve dua ile