KUR’ANDA MÜNAFIKLARIN MİSALİ

BİSMİLLAHİRAHMANİRAHİM

Hamd alemlerin rabbi olan ALLAH( cc) mahsustur. Salat ve Selam Hz.Muhammed(sav), aline ve ,ashabına ve bütün müminlerin üzerine  olsun

Andolsun, Biz bu Kur’an’da, belki öğüt alıp-düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik. (ZÜMER 27)

KUR’AN’da  ALLAH (CC) meselelerin anlaşılır hale gelmesi adına akla hitap ederek öğretir, nakille öretir yine misallerle konuyu daha anlaşılır hale gelmesini dilemiştir. Günlük hayatımızda bizde bir şey anlatırken karşı taraf daha iyi konuyu anlaması adına somut örnek üzerinden misallendiriyoruz. İşte KUR’AN da konuları açıklayan misallere darb-ı mesel denir. Türkçe karşılığı atasözü olan darb-ı meseldir. Arapça emsal ,misal , örnekler, öğüt verme, ibret vermedir. Tefsir usulünde buna EMSÂLÜ’I KURA’N denir.

Onların (münafıkların) durumu, (karanlık gecede) bir ateş yakan kimse misalidir. O ateş yanıp da etrafını aydınlattığı anda Allah, hemen onların aydınlığını giderir ve onları karanlıklar içinde bırakır; (artık hiçbir şeyi) görmezler. (BAKARA 17)

Münafığın durumuna ALLAH (CC) hayat içerisinden gördüğümüz bildiğimiz bir örnek veriyor. Ateş yakan adam karanlık gecede.

Burdan şunu anlıyoruz ki; münafık Müslüman olmaya niyet ettiğinde ALLAH(CC)  ona vahyin nurunu verir. Ama münafık çabuk karar değiştirir. Sebebi dünyevi menfaatları, rahat ve konforuyla İslam , iman çatışınsa hemen küfrü seçer. Yani karar verir. Ama iman konusunda çok çabuk karar değiştirir. Küfrü hemen seçer. Çabuk döner. Ateşin sönmesi şirk ve küfrü temsil ediyor.

Ateşte yakıcı ve aydınlanma özelliği vardır.Ateşin sadece aydınlanma özelliği alınınca geriye yakıcı olan yönü özelliği kalır. Bu durumda münafığın azabı hak ettiğini düçar olacağını anlıyoruz.

Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler. (BAKARA 18)

Kördürler- hidayete karşı görmezler.

Dilleriyle menfaat olacak şeyleri konuşmazlar.

İşitmezler hayrı işitmezler.

Yahut onların durumu, gökten yoğun karanlıklar içinde gök gürültüsü ve şimşekle sağanak hâlinde boşanan yağmura tutulmuş kimselerin durumu gibidir. Ölüm korkusuyla, yıldırım seslerinden parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Oysa Allah, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır. (BAKARA 19)

Yine misal devam ediyor. Bu kimsenin zifiri karanlığı zulümâttır. Yağmura tutulması vahiy yağmuru hak ve hakikat kendisine yağmur gibi yağıyor yani İSLAM. Gökyüzündeki şimşekler vaadler ahiretteki ahvalle alakalı parmaklarıyla kulağını tıkar. Bu ahiretteki durumları duymamak için böyle akılsızca önlem almaya çalışır. O tablo vaadlere karşı ışık gördü mü yürümeye karar verir tekrar iman ve islama yürümeye başlar. Hemen tekrar vazgeçer karanlık yine üzerine çöker.

Bu misaller münafıkların ana özelliğini ortaya koyuyor. Münafıkların temel özelliklerini, bu misallerin anlayabilme adına büyük faydası var. ALLAH(CC) bu tür vasıflardan kalbimizi korusun, uzak eylesin. AMİN

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

TEVFİK ALLAH’TANDIR.

SELAMUN ALEYKUM