İNSAN KENDİSİNİN BAŞI BOŞMU BIRAKIVERİLECİĞİNİ SANIYOR

ALLAH ( C.C ) zatı celaline Azim olan egemenliğine yakışır şekilde hamdüsenalar olsun. ALLAH ( C.C)  Resulu  aleyhisselatü vesselama aline,ashabına  gayesi  ALLAH ( C.C ) ‘ nun rızası rehberi  Kuran önderi  Muhammed Mustafa ( a.s.v) olan şimdiye kadar yaşamı ve bundan sonrada yaşayacak olan müminlere de selatü selam olsun İnşaALLAH .

İnsanın kendisinin başı boş bırakılacağını sanıyor başlığı altındaki bu yazımın birazda olsa insanı insan yapan , izzet ve şeref sahibi kılan tevhid akidesinin ve bunun gereği olan yaşam şeklini hatırlamak mahiyetinde olacaktır. Çünkü insanları saptıran meşakketleri yani gerek ailevi gerek iş insanı düşünemez bir hale getirmiş insanlığın asıl amacı unutulmuş.

Asıl amacın yerine, amaca ulaştırarak araçlar amaç olmuş ve maalesef o üstün eser olan insan üstünlüğü gereği ve sahte olan bu dünyalık mutluluklarında aramaya çalışmaktadır . Buda şeytanın en büyük oyunlarından biridir. İnsanı bu nimetleri insana lezzetli gösterip bizim zayıf olan yönlerimizden birini kullanıp kendisinin o karanlıklar egemenliğinin içinde tutarak tevhidin nuruna ulaşmamızı engelleyerek emeline ulaşmış ve Ademoğluna olan hırsını biraz olsun dindirmenin tadını çıkarmaktadır .

Halbuki insanı diğer varlıklardan ayıran üstünlük kendisine verilen akıl sayesinde yaratılış hikmetini  kavrayabilme yeteneğidir. Esasen kendisinin bilen veya bilme konusunda adım atan bir kimse yaratılış gayesini de anlayacaktır . Maalesef bu konuda gaflete düşen bir kimsede hayatını beyhude bir şekilde yaşayarak acı bir şekilde sona erdirecektir.

Çünkü insanoğlu dönüşü olmayan bu yolculuğun yolcusudur. Kendisine verilen rızık sınırlıdır . Her ne kadar ALLAH (C.C) nimetlerini sosuz ve sınırsız olsalarda bizim bu nimetlerden onun takdir ettiğinde fazla bir fayda sağlamamız mümkün değildir . O yüzden verilen yararlanma sürecini hikmetine en uygun şekilde değerlendirmek gerekir . Nimetle şükrün en güzeli hikmetine uygun kullanmaktır .

Bunun için atılacak ilk adım kendisini tanımasıdır .Ve kendisini bilmesidir . Çünkü bir sanatkarın bile ortaya koyduğu eser ile tanınmış ve meşhur olmuş insanlar onu o  eser sayesinde tanımışlardır . İşte aynen böyle insan kendini tanır ve bilirse sahibinide en güzel şekilde onun gücü kudreti,azameti hakkında bilgi sahibi olacaktır.

Nitekim ALLAH ( C.C ) Zariyat süresi 21. Ayeti kerimesinde bu konuyu bakın nasıl açıklamaktadır .  ‘’ Nefislerinizde de Hücrelerden vücut yapılarına kadar bir çok alametler vardırkihep ALLAH’ın kudretine ilmine,azamet ve iradesine delalet ederler . Hala görmeyecek misiniz ?

Yani ALLAH ( C.C ) ‘ nun tek ilah olduğu gerçeğini görmek için dışarıya bakmaya bile lüzum yoktur. Kendi işinize baktığınızda bu hakikate şehadet eden sayısız işaretleri bulacak ve göreceksiniz . Nasıl Mikroskopla görülebilen bir tohumu ve yine kendisi gibi mikroskopla görülebilen bir başka tohumla birleştirilerek anne vücudunun bir köşesinde sizi yaratmış nasıl sizi bu karanlık köşede besleyerek derece derece geliştirmiş nasıl size emsalsiz bir güzellikle vücut ve hayrete düşüren kabiliyetlerle dolu bir nefis vermiş.

Nasıl sizin yaratılışınızı kemale erip tamamlanır tamamlanmaz anne karnının dan ve karanlık dünyasından çıkararak sizi bu geniş dünyaya bu ihtişamla getirmiştir.Çok kuvvetli bir makinayı içinize koymuş doğduğunuz günden gençlik ve ihtiyarlığınıza kadar nefes alma,gıdaları hazmetme,kan yapma ve bütün damarlarda onu dolaştırma ,artıkları dışarı atma,vücudun eskimiş parçalarının yerine yenilerini  hazırlama içerden meydana ve dışarıdan gelen zararlara karşı koruyup verdikleri zararları tamir eden , hatta yorulduktan sonra sizi dinlendirmek için uyutma işine varıncaya kadar ilahi bir nizam ile bunları vücudan yapmasını dilemiştir .

Enteresan bir beyin kafatası içine konulmuş kıvrım kıvrım derinliklerine de akıl , fikir , düşünce , şuur ,mantık,irade,hafıza,istek,arzu,duygular,eğilimler ve benimsemeler ve zihni güçlerin servetleri ile doldurulmuştur.Pek çok bilgi edinme vasıtaları size verilmiş göz,kulak,burun ve bütün vücudu kaplayan deri her çeşit bilgiyi size ulaştırmaktadır.

Dil ve anlatım gücü size verilmiş bununla siz içinizdekileri açıklayabiliyorsunuz.Ve daha vücudumuzun bu mükemmel saltanatı üzerine bütün bu kabiliyetlerden istifade ederek görüşler edinesiniz diye şahsiyetiniz bir başkan olarak oluşturulmuştur.

Artık,manevi güçlerinin gözleri tamamen kör olmamış bir şahıs böyle birvarlığın  ( insanın) yeryüzünde başı boş bırakılacağını söyleyebilir mi ? Bunun arkasında idare eden ona hükmeden hiç bir hikmet maksat yoktur diyebilir mi ?

Tabi ki diyemez . Çünkü akıl sahibi nasıl , hangi kuvvet ve kabiliyetlerle yaratılıp bu dünyaya gönderildiğinde bu dünyada ona verilen değerin şüphesiz büyük bir  hikmetin eseri olduğuna inanmadan edemez .

Fakat aynı zamanlarda selim akıl sahipleri bu üstün eseri üstün yapan onun bu mükemmel zahiri şekli değildir sadece diye düşünmelidir . Çünkü ALLAH (C.C) insandaki bu özelliklerin bir çoğunu hayvanlarda da yaratmıştır.

İnsanı üstün yapan eğer iki gözü olsaydı bir çok hayvanlarda bu iki gözden olmazdı . Yada iki ayağı üstünlük vasfı zikredilseydi iki ayaklı hayvan olmaması gerekirdi.Yada nefes alıp vermek , yemek içmek,uyumak,neslinin devamını sağlamak hayır bu vasıfların hepsi hayvanlarda da mevcuttur.

Bunlar üstünlük eseri olamaz çünkü bugün tüm insanlar yani mümin,kafir,münafık,müşrik her kim olursa olsun inansın inanmasın ALLAH ‘ ın bu ilahi var olma , yaşama ve yok olma kanununa tabi olmak zorunda oldukları için zorunlu emirlere istese de istemese de uymak zorundadır .Yani acıktığında yemek zorundadır.

Uykusu geldiğinde uyumak zorundadır. Hazır yatmış iken şöyle günlerde uyuyayım diyemez ihtiyaç sahibidir kalkmaz zorundadır . İste bu emirlere itaat noktasında mümin , kafir , münafık,müşrik her ne inançta olursa olsun hepsi uymak zorundadır. Ve üstünlük ölçüsü olamaz.

Çünkü ALLAH (C.C) en üstününüz ‘’ ALLAH ‘tan en çok korkup sakınanız ve itaat edenizdir. ‘’ Buyurmaktadır. Yukarıda anlattığımız itaat korkudan değil yaşamsal fonksiyonlarımızı yerine getirmek için zorunlu itaattir.

Öyleyse karşımızda şu gerçek çıkmaktadır.Ademoğlu her ne kadar kendini başıboş zannetse de en azından hayatını devam ettirebilmesi için var olma , yaşama , ve yok olma ilahi konusunda uymak zorunda kalarak bile başı boş değildir İstese de istemese de ALLAH (C.C) boyun eğip itaat etmek zorundadır.Nitekim ALLAH (C.C) Kuran-ı Kerim de sık sık insanoğlunun yaratılışındaki gaye ve  hikmetleri bizle ifade etmiştir.Melekler ve ALLAH (C.C) arasında geçen konuşma insanın yaratılış gayesini bizlere bildirmektedir .

‘’ Hak Rabbin meleklere , muhakkak ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti . Meleklerde orada kan dökecek birinimi yaratacaksın. Biz ise sana noksanlıklardan münezzeh bilerek tenzih etmekteyiz  dediler. ALLAH c.c Ben sizin bilmeyeceğiniz şeyleri bilirim dedi ‘’ ( Bakara 30 )

Ayeti Kelimede açıkça insanın yaşadığı süre içersinde ALLAH’u Teala (C.C) nın emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından sakınmakla mükellef olduğunu bizlere ifade etmiştir. Öyle ise insanın yaratılış hikmetini ve ALLAH’u Teala ( C.C) nın kudretini idrak edip ölümden sonrada tekrar aynı kudret sahibi olan ALLAH (C.C) tarafından diriltileceğini düşünüp o halde dünya hayatında başı boş olmadığını ve bu hayatında hesap vereceğine inanarak bir ehli – tevhid olarak yaşaması gerektiğini anlaması şarttır.

Yazımın başında da insanlara ifade ettiğim gibi insanlara var oluşundaki hikmeti hatırlatmak insi ve cinni şeytanların tuzaklarından kurtarmak adına bir şeyler yapabilirsek ne mutlu bize . Şimdilik burada kesiyorum . Bir sonraki yazımda ALLAH izin verirse İnşaALLAH konuyu biraz daha genişleterek ilerleteceğiz ALLAH’ın izniyle . ALLAH ‘ a emanet olun ALLAH ‘ ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun İnşaALLAH .