BİR ZALİMİN KARISI OLAN MÜMİNE KADIN ASİYE

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

     Ey Rabbimiz senin zatının celaline ve senin hakimiyetinin azametine layık biçimde sana hamd ederiz.Seni hamd ederek seni tüm nokanlıkardan tenzih ederiz.Senden bağışlanma diler ve sana tevbe ederiz.Bütün övgüler sana salat ve selam ise alemlere rahmet olarak gönderdiğin önderimiz ve örneğimiz olan Hz.Muhammed(s.a.v.)e’dir.

İslam tarihin de adı övgü ile geçen hanımlardan biride Firavunun eşi hz.Asiye’dir.Tarihin zulümleriyle meşhur hükümdarlarının en başında firavun gelmektedir.Firavun halkın put inancını korumaya çalışmış ayrıca ilahlık iddiasında bulunmuştur.Ayetlerle de sabit olmak üzere şöyle demiştir Sizin en yüce Rabbiniz benim(nazizat-24)O müslümanlara zulüm edip haksızlık yaparken Allah’ın lanetine mazhar olurken buna karşı aynı evi paylaştıgı eşi Nil kraliçesi Asiye iffetli,dürüst,asalet timsali bir hanımdı.Kocasının hiç bir haksızlıgını hoş görmez onaylamazdı.Bir defa olsun onun safında yer almamıştı.

Bilindiği üzere hz Musa onun elinde büyümüştü.Hz Musa’ya peygamberlik geldiğinde onun kalbi anlatılanlara hemen ısınmıştı çünkü o zaten hiç bir zaman eşi gibi birisi olmamıştı.Hz Asiye’nin benliğinde kainatı yaratan,dağları yaratan,denizleri,ovaları,dereleri tepeleri kısacası herşeyi yoktan var eden yerin ve göğün sahibi Allah’a iman ve Musa’nın söylediklerine karşı tam bir inaçtan başkabirşey yoktu.Ne Firavundan zerrece korkup ürküyor ne de cellat ruhlu dinsiz katilin eşi ve koca Nil’in kraliçesi olduğuna seviniyordu.

Düşünün ki koca bir şehir sizin önünüzde eğiliyor etrafınızdaki herkes sizin için pervane oluyor,hiç bir geçim sıkıntınız yok,canınız ne isterse elinizin altında,kimse size saygısızlık yapamıyor,mücevherler,altınlar,görkemli kıyafetler herşeye sahipsiniz kısacası siz bir kraliçesiniz..!Ne hissederdiniz?Daha ne isterdim şu hayattan mı dediniz yoksa?Biz olsak kesin bunu derdik ve hatta şunu da eklerdik mutlu olmamak için hiç bir mazaret yok gerçekten daha ne olsun ki.

Çünkü bizim mutluluğa huzura bakış açımız sadece maddiyat olmuş.Eğer paran varsa sıkıntı yok.İslam mı yok,iman mı yok,Allah’a itaat mi yok.Nolmuş canım oda olur inşallah deyip bi güzel kestirip atarız.Birde Hz Asiye’ye bakalım bir düşünelim kocası gözlerinin önünde masum insanlara işkence yapıyor.İnsanları sırf Rabbim Allah dediği için kızgın yağdaki kazanlara atıyor.Fakat o şunu söylemiyor bende bu dine inanırsam Rabbim Allah dersem şimdi kocam bana da o insanlara yaptıklarını yapacak.Yada Musa’nın getirdiğine inanırsam tahtımdan,tacımdan olucam saygınlığımı kaybedicem  demedi ve Allah’a iman etti.Firavun bedenlere hükmettiği gibi kalplerede hükmedebileceğine inanıyordu.

Allah’Teala ona kendisinin vücutların Rabbi oldugu gibi kalplerinde Rabbi oldugunu gösterdi.Kendisinin kişiyle karısı arasına ve kişiyle kalbi arasına girebileceğini gösterdi.İman Firavunun evine girmişti.Bu o bilmeden olmuştu,ama hiç birşeyde yapamıyordu.Kocası Mısır imparatoru olmasına rağmen o Musa’ya iman etmişti.Ona en yakın insan o olduğu halde hissetmemişti bile.Kadına düşen kocasına itaat etmektir.Ancak yaratıcıya isyan hususunda yaratılmış olanlara itaat yoktur.Hz Asiye de asla imanından taviz vermedi bir zalimle,katille ellerinde masumların kanı olan bir canavarla aynı evi paylaşmasına rağmen ondan asla korkmuyordu ve gizlide olsa sürekli odasında Rabbine ibadet ediyordu.

Allah için bir düşünelim okumakla kalmasın Asiye’nin başına gelenlerin hangisi bize oldu kimin kocası böyle zalim demiyeceğim çünkü şunu farkettim ki bizim sorunumuz aslında çok fazla rahat içinde olmamız.Bizim islama karşı olan gevşekliğimiz din adına mücale vermiyor olmamız ilim öğrenmek için uykularımızdan fedakarlık yapmıyor olmamız fazlasıyla rahat içinde olduğumuzdan kaynaklanıyor.Asiye gizli gizli ibadet ederken bizler sallana sallana namaza kalkıyoruz.Asiye katil bir kocayla yaşarken bizler eşlerimizin tek bir sözüne dahi katlanamıyoruz malesef.O iman ettikten sonra yerinde duramazken kalbi kıpır kıpır Allah aşkıyla cennet aşkıyla yanıp tutuşurken.Biz neyin peşinde koşuyoruz acaba?Sahi ya iman neydi?Ne ifade ediyordu bizler için?Asiye gibi olmazsa olmaz hayatın tek anlamı diye bakabildik mi iman nimetine,yoksa zaten ben de var diye mi baktık hep?Bir düşünmek lazım değil mi…

Asiye validemiz herşeye ragmen  hayatını ibadetle geçirmeye devam ediyor ve Rabbine sığınıyordu.Asiye’nin iman ve ibadetini saklaması uzun süre devam etti.Bardağı taşıran son damla Firavun’un Maşide hatunu idam ettirmesi oldu.Asiye sarayın penceresinden olup bitenleri izliyordu ve onun nasıl dehşetli bir şekilde öldürüldüğüne şahit olmuştu.Maşide hatunun öldürüldüğü sırada Asiye meleklerin gelip onun ruhunu nasıl aldıklarını o sırada ona ne gibi ikramlarda bulunarak göklere çıkardıklarını görmüş ve Allah’a imanı güçlenmiş,bağlılığı artmıştı.O melekleri temaşa ederken girdiği manevi alemde bulunduğu sırada kocası firavun ansızın odaya girdi ve o hanıma yaptığı işkenleri anlatmaya başladı.Sözünü bitirdikten sona Asiye:”yazıklar olsun sana ,yuh  olsun sana ey Firavun Allah’a karşı gelmeye nasıl cesaret ediyorsun  inanmışlara işkenceyi nasıl reva görüyorsun?”diye çıkıştı.Azgın katil Firavun böyle bir tepki beklemiyordu şaşkına döndü ve şöyle dedi:”az önce işkence ile öldürdüğümüz kadına gelen cinnet gibi galiba sanada gelmiş”dedi Asiye:hayır dedi ne ona cinnet geldi ve nede bana.Şunu bilki ben seninde benimde alemlerinde Rabbi olan Allah’a iman etdim.”

     Firavun Asiye’nin annesini yani kayınvalidesini çagırararak kızlarımın berberi gibi kızın Asiye de delirmiş  dedi.Sonrada Asiye’ye ya Musa’nın Rabbine küfreder,onu tanımazsın yada işkenceler altında can verirsin dedi.Kocası sinirle gözü dönmüş bir şekilde odadan çıktı ve annesi onu ikna etmeye çalıştı fakat o asla inancından taviz vermedi.Öfkeden deliye dönmüştü zalim Firavun karşısındakinin eşi olduğu onun için önemli değildi onun tek derdi insanlar üzerinde hüküm koyup kendine boyun eğdirmekti ama bir müslüman Allah’tan başkasına asla boyun eğmezdi o bunun şuuruna varamamıştı.Hemen askerlerine emir vererek Asiye’ye işkence yapmaya başladılar ve onu kocasının emri üzere dört ayrı yere kazıklar çakılmış,Asiye el ve ayaklarından bu kazıklara bağlanmıştı.İşte o sırada Asiye’nin ağzından şu sözler döküldü”o Rabbim bana katında cennette bir ev yap beni firavun ‘dan ve onun kötü işlerinden kurtar ve şu zalimler toplulığundan kurtar.”demişti.(tahrim-11)

Allah azze ve celle onu duasını kabul ederek başını yukarı kaldır diye vahyetti başını kaldırınca cennette kendisi için inciden yapılmış evi gördü ve hemen gülümsedi.Firavun onun güldügünü görünce,”Azap içinde gülen deliye bakınız diye bağırdı.”Asiye  imanından taviz vermeden karşısına çıkan en kötü durumlara karşı dinde sebat etti ve canını Allah yolunda seve seve verdi.Ona kendince azap ettiğini düşünen zalim ise kendisini nasıl bir azabın beklediğini bilmiyordu….Rabbim bizleride canını onun yolunda feda edenlerden ve imanını

‘’Allah, iman edenlere ise, Firavun’un karısını örnek gösterdi. Hani o, “Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun’dan ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!” demişti.’’Tahrim 11

muhafaza edenlerden eylesin inşallah.