sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

ASHAB-I KEHF KISSASI 2

ASHAB-I KEHF KISSASI 2
26.03.2020
0
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

 

Hamd maddi, manevi, görüneni, görünmeyeni, emsalsiz bir şekilde yaratan, sayısız rızıklarla nimetlendiren, hakimiyetin tek sahibi Allah azze ve celle’ye sonsuz hamd ve sena olsun.

Kur'an Dinle

 

Salat son Nebi, Resul, Müslümanların tek lideri ve önderi olan Hz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e, nurlu yolun yolcusu Ashabı İkrama, tabiine, Etbau Tabiine, kıyamete kadar gelecek bütün Müslümanların üzerine olsun inşaAllah.

 

Kur’an’ın bu kıssası asırlar önce Allah Celle Celalühü’ya kulluk etmiş ve sahte mabutları dekyanusları reddetmiş sağlam söz üzerine kalmış bu yiğitler düşmana korku dosta güven olarak kitabımızın içinde bulunmaktadır. O gün Sahabeye de, bugün iman eden Müslümanlara da, Rabbimiz sonsuz sınırsız gücünü muhafazasını bildiriyor. Yeter ki imanımıza sebat edelim ve ancak Müslüman olarak ölelim diye kıssamızın devamını da alçak dekyanus imanlı gençleri Allah’ın indirdiği hayatlarında isteyenleri tehdit ederek ya bundan vazgeçersiniz ya da ölüm ile karşılığını bulursunuz demiş ve gençler çareyi hicrette bularak hanelerinden ailelerinden kavimlerinden ayrılıyorlar.

Sesli Makale

 

“Şu bizim kalbimiz Allah’tan başka ilah edindiler, onların ilah olduğuna dair delil getirselerdi ya. Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir” (Kehf 14)

 

Evet onlar şaşırıyorlar her şeyi Allah Celle Celalühü yaratmışken, güneşi, ayı, yıldızları, gezegenleri, kâinatın tamamını o idare ederken küçük bir şey nutfe olan insan muhalefet ediyor, saçmalık diyorlar buna.

 

“İçlerinden biri şöyle dedi madem ki siz onlardan taptıkları uydurma düzenlerden ayrıldınız. O halde mağaraya sığınan ki Rabbiniz Rahmetinden size genişlik versin işiniz rast gelip kolaylaşsın”(Kehf 16)

 

“Ey Muhammed baksaydın güneşin doğduğu zaman mağaranın sağ tarafından batınca sol tarafına makaslayıp geçtiğini görürdün”(Kehf 17)

 

Mağaraya girdiklerinde bir uyku hepsini 309 sene orada Rabbimiz onları uyuttu. Yemediler, içmediler, gezmeden üç asır himaye etti. Güneş onları rahatsız etmesin diye mağaranın içerisine girmemesini sağladı, güneşi yönlendirdi. Rabbimizin ikramına bak. Bak iman edip imanlarında sebat edip Allah’tan başka İlah, Rab kabul etmeyip her şeyini burada feda eden bu gençlere, Rabbimiz misli ile kat kat fazlasıyla ikramını gösteriyor. 21. yüzyılın imanlı genci sen dünyanın tamamında dekyanusların hükümdarlığını sürdürdü, bu zulüm karşısında kalk yeter, insanların kalplerinden onların sahte otoritelerini onu fıtratına, Allah Celle Celalühü tekrar seçtiği misakına götür hatırlat. Unutuldu, unutuldu evet bugün senin Hicret’in işinden eşinden evinden daha çok davetin olmalı ki Allah azze ve celle bizleride fitnelerin kol gezdiği imanların yok edilmeye çalışıldığı şu zamanda bize Rahmet edip muhafaza etsin. Üşenmek, gevşemek, usanmak Müslüman’a, hele hele Müslüman gence yakışan bir durum değildir. Yaptığın her şey amelin karşılığını, Rabbinden alacağı şuuruyla yapıldığında bu hasletler yerine daha azimli gayretli, Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmayan tuttuğunu koparan bir kişilik sahibidir, Müslüman genç.

 

Bu  şuurun devamlı aktif kalması için yapılması gereken İşlerin en başında İlim öğrenmek, okumak, dinlemek, anlamak, ezberlemek gelir. Çünkü batıl düzenlerin karşısında ancak Hak’kı Hak’k bilip ona gereği gibi sarılan kişiler batılın korkusu haline gelir. Allah böyle insanlardan razı olmuş ve kıyamete kadar da yine bu çizgide devam eden muvahhidlere yardım edecektir.

 

“Onları uyuttuğumuz gibi uyandığımızda birbirlerine; “Ne kadar zamandır buradayız…” kimi bir gün kimi de daha az kaldık demiş, kimileri de Rabbimiz daha iyi bilir demişlerdi.” (Kehf 19)

 

Kehf suresinin 22. ayetine kadar bu gençlerden Rabbimiz bize mesaj vermiştir. Onların uyandıklarında birini gizli bir şekilde şehre gönderip yiyecek alması, gittiğinde her şeyin değişmesi, gümüş parayı esnaf alınca şaşırması ve olayın ortaya çıkması ,insanlarAllah’ın gücünü kudretini görmüş, atalarından kalan ölümden sonra dirilmenin olmadığı saçmalığından tamamen kurtulmuşlardır.

 

Bize olan mesaj ise şehadeti kelimede değil, hayatlarda ispatlamak olduğu ve bunun bedeli ne olursa olsun himaye edecek olanın Allah olduğu ile bir ispat hayatı yaşamaktır.

 

Cennet’in gerçek ve tek sahibi bakalım kimlere ve ne şartlarda veriyor Cenneti. O’nun kelamından dinleyelim Rabbimiz bizi sahte cennet ile aldatan din tüccarlarından muhafaza eylesin.

 

“Allah Mü’minlerden Cenneti vermek karşılığında canlarını ve mallarını satın almıştır. Bu O’nun Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da üzerine aldığı hak olan vaadidir. Kimdir Allah’tan daha çok vaadini yerine getiren. Öyleyse yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin işte gerçek kurtuluş budur” (Tevbe 111)

 

Selam ve Dua ile…

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.