DEĞİŞMEYEN GERÇEK; CUMARTESİ KISSASI

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd Sena Yücelik Alemleri yoktan var eden başı boş bırakmayıp kanun nizam koyan hakimiyetin tek sahibi Allah azze ve celle’ye Hamdu senalar olsun.

Salat ve selam son Nebi hatem’ül Enbiya Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e O’nun Ashabına onlar gibi yaşayan ve yaşayacak olan bütün ehli tehvide olsun inşa.Allah Yeryüzünde değişmeyen hatta değiştirilmesi teklif edildiğinde buna teşebbüs edenin helak edildiği, Allah Celle Celalühü korunmasının bizatihi kendi üzerine aldığı son kutsalımız Kur’an-ı Kerim’den kıssadan hisseye devam ediyoruz;

Şunu iyi bilmemiz gerekir ki bu kitap insanı tek doğru yola götürecek Rabb’inin rızasına ulaştıracak ve kurtuluşun tek reçetesi olduğuna şeksiz şüphesiz inanmamızı Rabbimiz bizden istiyor.

Musa aleyhisselam risaletiyle, israiloğulları firavun’un zulmünden onun heva ve hevesinden çıkarmış olduğu dayatma kanunlardan Allah’ın izniyle ve yardımıyla kurtarmış,gözleri ile birçok mucizelere şahit olmuş ancak kalbin içinde olup ne dil, ne de azalarda gerçeğini sahtesinin farkına varılıp görülen iman Tevhid inancı bir takım insanların kalplerine değil de dillerine girmiştir. İşte bunlardan bizlere misalen Araf Suresi 163. 166. ayetleri arasında zahiren aynı görünen ancak kalben üç sınıf insandan söz edilmektedir.

“Bir de onlara o deniz kıyısındaki şehrin başına gelenleri sor o sırada onlar cumartesi yasağına riayet etmiyorlardı. Cumartesi günü balıklar akın akın geliyorlardı, yasak olmadığı günü balıklar gelmiyordu. Yoldan çıkıp sapıklık yaptıkları için biz de onları işte böyle sınıyorduk.”( Araf 163)

Allah Celle Celalühü yarattığı mahlukatı imtihan edeceğini ve sonunda sabredip sabit kalanları mükâfatlandıracağını bizlere bildiriyor birçok ayeti kerimede.

O gün o insanlara bu şeriatı, kuralları koymuş o gün cumartesi balık avlamak yasak mesele balık meselesi. Allah Celle Celalühü’nun koymuş olduğu hükmün itaatle mi, yoksa isyanla mı karşılık bulacağı meselesidir.

Bu yasağa karşılık hükme karşı üç tavır;

1. Yasağı delip cumartesi ağları gerip pazar günü onları oradan toplayıp ki haddini aşan insanlar.

2. Bunlar görüp yaptıklarını uzaktan seyredip bunları Allah belasını vermiş deyip sessizce köşesinde oturan ortada kalan kendi başına insanlar.

3. Kötülüğü işleyenlere ikaz edip yapmayın bu şeytanın yaptığının aynısıdır deyip, Allah’ın hükmüne kendi kafasından hevasına uygun kılıfı bulup O’nun hükmünü çiğnemektir. Haddini aşmaktır diyen, vazifesi olan iyiliği emredip kötülükten alıkoyan bu topluluk Allah Celle Celalühü’nün razı olduğu insanlar.

“İçlerinden bir topluluk Allah’ın helak edeceği ya da çetin bir azapla cezalandıracak bir kavme ne diye nasihat ediyorsunuz dediği vakit o uyaranlar dediler ki; “Rabbimiz tarafından mağdur görülmemiz için birde belki günahlardan sakınırlar diye”” (Araf 164)

“Onlar yapılan bunca nasihati unuttukları zaman o kötülükten sakındıranları kurtardık o zalimleri fena hareketlerinden dolayı şiddetli bir azaba uğrattık.” (Araf 165)

“Böylece onlar kibre kapılıp yasak kılınan şeylerden vazgeçmeyince biz de onlara hor ve zelil maymunlar olun dedik.”(Araf 166)

Bu ayetlerin tefsirini açıklarken İbni Abbas Radıyallahu Anh şöyle buyuruyor;

“Allah Celle Celalühü azap etme konusunda kötülük işleyenlerle onları o kötülükten alıkoymayanları eşit saymıştır. Birileri Allah’ın hükmünü takmıyor. Bence sence şunca diyerek hareket ediyor ve toplulukları hareket ettiriyor. Allah inandığını iman ettiğini tevhid ettiğini söyleyen kabullenen insanlar bu çirkin hareketlere kayıtsız kaldığı namazını kılıp orucunu tutup sabahlara kadar zikir halinde olsa da istenileni yapmadığından dolayı suçludur.”

Evimizde hanemize ailemize başkasının da sen bu evin reisisin bu ev senin çocuklar hepsi senin ama burada söz benim, benim kurallarım geçer dediğinde hoşumuza gitmiyor. Hatta o kişi bu işte ciddi ise ölümle sonuçlanacak karşılık buluyorsa, bu dünya kimin, seni, aileni, hayatı, ölüm Allah’ındır demek yetmiyor. O’nun sözünün geçmesi yürürlükte olması için haydi kalk uyar, uyandır insanların kalplerinden şeytanın hiziplerinin taraftarlarının hakimiyeti var şirk var küfür var nifak var.

Nefisler ve Nefsin bırak bunları insanları zorla mı Müslüman edeceksin demeleri tavırları bakışları imaları seni aldatıp yavaşlatıp durdurmasın yoksa bilip orada yok olanlardan aşağılık olanlardan oluruz Allah muhafaza eylesin.

Önceliğimiz dil davetçiliği değil de fiil davetçiliği olsun işinde ailende ahlakın ile itibar toplamak zorundayız ki dilimizdekine itibar edilsin.

Seyyid Kutub’un şu sözleri ile bitirmek istiyorum;

Hayatlara hükmetmeyen İslam İslam değildir.

Hayatına İslam’ı hükmettirmeyen  insan Müslüman değildir.