AKLIN TEVBESİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve Selam bu Alemlere Rahmet olarak gönderilen Muhammed Mustafa (sav)’me olsun inşaAllah.

Allah (c.c.) kullarına öğrenebilme yeteneği vermiştir. Bu yeteneğimiz sayesinde doğruları bilir ve hayatı doru anlamlandırabilir. Yaratıcıyı tanır ve sadece O’na (c.c.) kulluk edilmesi gerektiğini anlarız. Fakat öğrenmeye kendimizi kapatırsak bu beraberinde de telafisi olmayan kötü sonuçları da doğuracaktır.

İnsanın beyni iki kısımdır. Alt beyin vardır bunun adına Limbik beyin diyorlar, bu beyin hormonlar ile çalışır. Bu beyinde hayvanlarla ortak olduğumuz onlarla da paylaştığımız beyindir. Bir de üst beyin vardır. Anlımızın arka kısmında ona da frontollot diyorlar ve geriye doğruda bir sağ sistemi vardır. Üzerine gerilmiş olan işte bizi insan yapan kısmı budur. Bu kısımla insan öğrenir ve değerlendirir mukayese eder karşılaştırır.

Eğer bir insanın hayatında limbik beyin dediğimiz hormonlarla çalışan beyin hakim olursa onun davranışları ya tutkunun eseri olacaktır, ya şehvetin eseri olacaktır, ya korkunun eseri olacaktır, ya da nefretin eseri olacaktır. Ve işte bu insan ya tutkuya kul olur, ya şehvete kul olur, ya korkuya kul olur ya da nefrete daha sayamadığım duygulara ama Allah’a kul olamaz. Ama insan kendini öğrenmeye açarsa yanlış olduğunu gördüklerini hayatından çıkarır doğru olanları davranışa dönüştürürse ki buna Allah’a dönmek diyoruz. İsyandan itaate bir dönüş işte o zaman Allah’a kul olmaya başlar. İşte bu sürecin adı da aklın Tevbesidir. Yanlış bildiklerinden doğru olanlara dönüş işte bu yönünü kullanmayan insanlar Kur’an’da ve Allah indinde aynı hormonları ile hareket eden hayvanlara benzetilmekte hatta böyle yeteneği varken kendini buna kapatanları daha da aşağı olarak isimlendirmekte…

Esselamun Aleykum