sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

KARDEŞİM-2

KARDEŞİM-2
21.08.2019
0
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd, gökleri,yeri ve ikisi arasındakileri yaratan,belirli bir nizam ve intizam koyan, yarattıklarına hiçbir şekilde  haksızlık etmeyen, göklerin yerin ve ikisi arasındakilerin tek ilahı, kayıtsız ve şartsız hâkimiyet sahibi, korkulması gereken tek varlık, Rahman, Rahim, Aziz, Cebbar, Kahhar olan Allah(c.c)’ya mahsustur.

Salat ve Selam âlemlere rahmet olarak gönderilmiş, yaşayan Kur’an,Hatemu-l enbiya, ümit ve korkunun ölçüsünü yaşayarak anlatan, ulu önderimiz,başkomutanımız Hz.Muhammed (s.a.v)’e, onun âline,ashabına, ehli beytine, bugüne kadar yaşamış,bugün yaşamakta olan ve kıyamete kadar yaşayacak olan derdi Allah(c.c) ‘ın rızası, rehberi Kur’an, önderiHz.Muhammed (s.a.v) olan bütün mümin, muvahhid, mucahid ve mucahide olan kulların üzerine olsun.

Kur'an Dinle

Bir önceki yazımda kardeşliği bozan veya zedeleyen hususlara değineceğimi belirtmiştim inşaALLAH. Hiç şüphe yokki müminlerin arasındaki kardeşlik bağının temeli ve kaynağı aynı dine iman etmeleri ve aynı Rabbi birlemeleridir.

”Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.”(Al-i İmran 103.)

Bizlerin ALLAH (c.c.)’ın dininin yeryüzüne hakim olması için yaptığımız mücadelede bir arada bulunmamıza  ve bağlarımızın kuvvetlenmesine engel olan hususlara çok dikkat etmemiz gerekmektedir. Zira ALLAH (c.c.) şöyle buyurmaktadır ;

”Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın). Kiminiz de kiminizin gıybetini yapıp arkasından çekiştirmesin. Sizden biriniz ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte bundan iğrenip tiksindiniz. Allah’tan korkup sakının. Hiç şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir.”(Hucurat 12.)

Sesli Makale

Bu âyet-i celilede Yüce Rabbimiz, müminleri açık bir biçimde suizandan, kardeşlerinin gizli yönlerini araştırmaktan, gıybet, dedikodu yapmaktan sakındırmaktadır.

Kur’an-ı Kerim vicdanlara kötü zanla kirlenip de günaha girmemesi için böylece temizler. Ve vicdanı her türlü düşünce ve kuşkudan temiz kılıp uzak tutarak yaratıldığı gibi bembeyaz lekesiz bırakır. Böylece o vicdanın sahibi din kardeşlerine kötü zannın yıpratamıyacağı bir sevgi besler, şek ve şüphelerin kirletemeyeceği bir duruluk kazanır, endişe ve beklentilerin bulandıramayacağı bir iç huzuru kazanır. Kötü zanlardan arınmış bir toplumda yaşamak ne kadar huzurludur!

Kur’an-ı Kerim, ahlâkın ve kalplerin temizliği hedefine uygun olarak bu aşağılık harekete ahlâki yönden karşı koyuyor ve böylece başkalarının kusurlarını araştırmak ve fenalıklarını ortaya çıkarmak gibi aşağılık yönelişlerden kalpleri temizlemeyi hedef ediniyor.

“Ey iman edenler, bir topluluk bir başka toplulukla alay etmesin, belki alay ettikleri kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kadınlar da kadınlarla alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi nefislerinizi yadırgayıp küçük düşürmeyin ve birbirinizi en olmadık kötü lakablarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir. Kim tövbe etmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.”(Hucurat 11.)

Bu ayette de ALLAH (c.c.) iman edenleri birbiriyle alay etmekten, kötü lakab takma ve benzeri gibi fısk kabul edilen davranışlar konusunda uyarmaktadır.

Kin, haset ve hakaret de kardeşliği bozan hususlar arasındadır. Kuran’da  kendilerinden övgüyle bahsedilen müminlerin her türlü kinden ve hasetten tümden arındırıldıkları belirtilmektedir:

“Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar.” (Hicr 47.)

Bu din yeryüzünde insanın tabiatını değiştirmeye ya da onu değişik bir varlığa dönüştürmeye çalışmaz. Bu yüzden dünyadayken içlerinde kin tortularının olabileceğini kabul ediyor. Ve bu duygunun insanın tabiatında yeraldığını, iman ve İslâmın bu duyguyu kökünden sökemeyeceğini onaylıyor. Bunun yanında İslâm bu duygunun şiddetini azaltmak için tedavi yönüne gidiyor. Bu duyguyu Allah için sevme ve Allah için nefret etme duygusuna dönüştürmeyi hedefliyor. -Zaten iman da sevgi ve nefret değil midir?- Ama onlar şu anda cennettedirler. Artık insanlıkları doruk noktasına ulaşmış ve dünyadaki rolünü tamamlamıştır. Bu yüzden kin ve nefret duyguları içlerinden sökülüp çıkarılıyor. Artık saf ve sevgi dolu kardeşlik duygusundan başka bir şey yer almaz içlerinde…

“Bir kişiye, Müslüman kardeşine hakaret etmesi kötülük olarak yeter.” (Müslim, I, 32).

Grupçuluk, benmerkezcilik vb. gibi kötü hasletler de kardeşliği bozan ve müminleri birbirine düşüren hususlardandır.  Çünkü bu türden iddialar kaçınılmaz olarak beraberinde tefrikayı, çekişmeyi ve çatışmayı getirmektedir. Müminlerin birbirine düşmesi veya düşürülmesi ancak bu yollarla mümkün olabilmektedir. Nitekim bir hadisi şerifte, şeytanın bu yönde daima bir umut beslediğine işaretle şöyle buyurulmaktadır:

“Şeytan, kıbleye dönen müminlerin artık kendisine ibadet etmesinden ümidini kesmiştir; fakat onları birbirine düşürmekte (hâlâ ümitlidir).”(Tirmizi, Birr, 25; Müslim, Münafıkun, 65.)

Bütün bu hususlar veya hasletler, tıpkı birer mikrop gibi,kanserli bir hücre gibi sirayet ettiği vücudları hasta düşürmekte ve tahrip etmektedir. Dinde  kardeşlik ruhunun sürekli canlı kalması ve müminlerin kuvvetini kaybetmemesi, ancak bu tür hasletlerin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabilir. Kuran’ı Kerim’in öngördüğü kardeşliğin  tesis edilmesi demek, İslam ümmetinin yeniden canlanması demektir.

”Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştıran için ise şüphesiz cennet yegane barınaktır.”(Naziat 40.-41.)

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.