İSLAM KARDEŞLİĞİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd alemleri yoktan var eden kendisinden başka Rab ve İlah olmayan öldürecek diriltecek ve hesaba çekecek olan Allah(cc) mahsustur. Salat ve Selam alemlere Rahmet olarak gönderilen mahlukatın ekmeli ve önderi Hz. Muhammed (sav)’e aline ve ashabına onları takip eden muvahhidlerin üzerine olsun.

Birbirini Allah için sevmek din kardeşi olmak ibadetlerin en faziletli olanlarındandır. Tabi ki bu hususun kendine göre şekil ve şartları vardır. Allah yolunda birbirini sevenler kervanına katılabilmek için bu şartları ve hakları yerine getirmek zorunludur. Ancak böylelikle insan Allah’a yakınlaşır o hakları gözetirken yüksek derecelere ulaşır.

Birlik ve beraberlik kardeşliğin güzel ahlakın meyvesi olduğu gibi ayrılıkta kötü ahlakın meyvesidir. Bugün toplumlara baktığımızda birlik ve beraberlik kardeşliği yok denecek kadar az çünkü kardeşlik eşittir çıkar kardeşliği olmuştur. Oysaki inandım dediği kitabı anlayarak okusa o zaman anlayacak kardeşliğin ne olduğunu Allah(cc) Hucurat suresi 10. Ayeti kerimede; “Mü’minler kardeştir.” Buyurmaktadır.

Ama hangi Mü’min tevhidi anlamış yaşamış Mü’minlerin kardeş olduklarını yüce Kur’an bildirmekte Al-i İmran Suresi 103. Ayeti Kerime’de şöyle buyuruyor Allah(cc); “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılınız sakın ayrılığa düşmeyiniz. Allah’ın size bağışladığı nimeti hatırlayınız hani bir zamanlar düşman olduğunuz halde o kalplerinizi uzlaştırdı da onun sayesinde kardeş oldunuz. Hani siz bir ateş kuyusunun tam kenarındayken o sizi oraya düşmekten kurtardı. Allah size ayetlerini işte böyle açık açık anlatır ki doğru yolu bulasınız.”

Demek ki kardeşlik birinci temel olan takva ve iman kuralından kaynaklanmaktadır. Başka düşünceler başka hedefler veya çeşitli cahiliye iplerinden birinden birbirinin etrafında toplanmak olmayıp sadece Allah’ın(cc) ipine yani Kur’an’ın metoduna ve  İslam dinine sarılmak, esasına dayanmak demektir.

Allah’ın ipine sarılmaktan kaynaklanan bu kardeşlik yüce Allah’ın ilk Müslüman topluluğa bahşettiği bir nimettir. Yüce Allah bu ihsanı sevdiği kullarına bahşetmiştir. Bugünde toplumların iman ve İslam kardeşliğini Kur’an ve Sünnet ışığında anlaşıldığında çıkar ve menfaat kardeşliğinden İslam kardeşliğine dönecek Sünnet ışığında kardeşliğe baktığımızda Allah Rasulu(sav) kıyamet günü Allah’ın (cc) gölgesinde gölgelenecek insanların özelliklerini anlatırken Allah (cc) için birbirlerini seven o sevgi üzere toplanıp yine o sevgi üzere dağılanları saymıştır. (Buhari)

Allah (cc) kıyamet günü şöyle der;

“Benim celalim için birbirlerini sevenler nerde ben onları başka hiçbir gölgenin olmadığı günde kendi gölgemde gölgelendireceğim”(Müslim)

Beklentisiz bir şekilde Allah için sevmenin en bariz anlatıldığı hadiste Allah Rasulu şöyle buyuruyor;

“Bir zat Allah(cc) için başka köydeki kardeşini ziyarete gidiyordu Allah (cc) o zatın yolunun üzerine bir meleği koydu adam meleğe yaklaşınca melek ona nereye gidiyorsun diye sordu o filan kardeşimi ziyarete gidiyorum dedi melek ona onun yanında bir ihtiyacın mı var ki onun yanına gidiyorsun dedi o zat hayır ben onu Allah için seviyorum da ondan deyince melek şöyle cevap verdi muhakkak ki Allah (cc) beni sana gönderdi ve sana haber veriyor ki o adamı Allah için sevdiğinden dolayı Allah da seni sevmektedir.” (Müslim)

Yine Allah Rasulu Ebu Davutta geçen bir hadiste şöyle buyuruyor amellerin en faziletlisi Allah için sevmek Allah için buğzetmektir.

Hz. Ali (r.a.); Kardeş edininiz zira kardeş edinmek dünyada da ahirette de azıktır siz cennet ehlinin “bizim için şefaat edecek ne bir yakınımız ne de dostumuz var”(Şuara suresi 100-101) dediklerini işitmediniz mi ? ayetini okuyarak gerçek arkadaşın iki cihanda da önemini anlamıştır.

Bir insanı sevmek adına şunlar söylenebilir. Bir kimse bir başkasını zatından ötürü sevebilir. Zatında güzellik ve mükemmellik bulunan birisi beklentisiz sevilir insan böyle birisini karşılık beklemeden görmek tanımak ister bu görme ve tanımada bir lezzet vardır. Bazen de bir menfaat ve karşılıktan ötürü muhabbet meydana gelir. Bu aynen altın ve gümüşün insanı dünyevi arzularına ulaştırılıyor olmalarından dolayı sevilmeleri gibidir. Bir üçüncü sevgi çeşidi birisini zatından dolayı değil başkası için sevmek talebesini seven hoca gibi hoca talebesini kendi vasıtasıyla ilim öğrendiği kendisinden öğrendiklerini başkalarına öğrettiği için sever bu sevgi türü Allah için sevmek kategorisi içerisinde değerlendirilebilir. Bir de dördüncü bir sevgi çeşidi daha vardır ki o da Allah için Allah yolunda sevmektir. Sevdiği insanı amel veya onun vesilesiyle bir başka hedefe varmayı elde etmek için sevmektir. Sevginin bu derecesi en yüksek ve en yüce olanıdır. Bu mertebedeki sevgide sevilenin sevdikleri de sevilir hale gelir. Allah (cc) Kur’an’ı Kerim de saf suresi 4. Ayeti Kerime’de “Muhakkak ki Allah(cc) kendi yolunda bir binanın tuğlaları gibi saf saf bağlanarak çarpışanları sever buyurmaktadır.” Kardeşlik bir binanın tuğlaları gibi olmaktır.

Yine Allah Rasulu(sav); “Mü’minler bir vücudun azaları gibidirler buyurmaktadır. Bu kardeşliğin tek bir amacı vardır. Allah’ın (cc) dinini yer yüzüne hakim kılmak için bir araya gelir yine gerekirse Allah için ayrılmaktır.”

Rabbim bizlere şuurla amel etmeyi nasip etsin.

Velhamdulillahi Rabbil Alemin