ÇÖLDEN GELEN NEFES

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd, yerleri gökleri ve ikisi arasındakileri hiçbir örneği yok iken yaratan, yaratmış olduğu  kainata bir düzen ,bir nizam belirleyen ,tüm eksikliklerden ve noksan sıfatlardan münezzeh olan, her şeye kadir ezeli ve ebedi kayıtsız şartsız hakimiyet sahibi Allah(cc) aittir.

O’nun rahmeti bereketi selameti  son Nebi, Efendimiz Önderimiz kainatın en güzel eğitimcisi, inkılapçısı Hz. Muhammed (sav)’me ehli beytine ashabına ve tüm Müslümanların üzerine olsun.

İnsan fıtraten güzele, güçlüye, büyüklüğe, zekaya ve bu gibi üstün özelliklere meyleder ,saygı gösterir, sever ve korkar. Bir sanatkârın isminin büyüklüğü; kendisine gösterilen saygı ,kendisine beslenilen sevgi, sözünün üstün görülmesi ortaya koyduğu eserler sebebiyledir. İşinin en iyisi olmak insanı her zaman diğer insanlar nazarında üstün kılar. O iş gündeme geldiğinde adının anılmasına vesile olur. Bir örnek verecek olursak; bir ortamda kendilerine sorular sorulan iki öğretmen düşünelim. Öğretmenlerden biri diğerinden çok daha bilgili, belagatı kuvvetli, etkileyici bir üsluba sahip. Şimdi bu ortamdaki kimseler bir vakit sonra bu farkı anladıklarında sorularının hepsini daha iyi bilen daha güzel anlatan öğretmene soracaktır. Daha sonra soruları için ona gidecek ve onu arayacaktır.

Bu pencereden baktığımızda el-Alim, el-Aziz, el-Halık, el-Musavvir,er-Rezzak ,el-Hakim, el-Mübdi, el-Kadir olan ve diğer bütün esmasıyla eşsiz olan yüce Allah(cc)’tır.Hakikat böyle iken insanoğlu nasıl oluyor da Allah(cc)’tan başkasına meyleder, Allah(cc)’ı sever gibi başka varlıkları sever, O’nu yüceltmekten çok başkalarını yüceltir, yardımı, şifayı, adaleti başka varlıklarda arar. Bu durumun en önemli sebebi insanların Allah(cc)’ı tanımamalarıdır. İşte tam burada Müslümanım diyene büyük bir görev düşmektedir. Allah(cc)’ı tanıtmak sevdirmek anlatmak hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de Allah(cc) şöyle buyuruyor: Allah’a çağıran, salih amelde bulunan ve: “Gerçekten ben müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kimdir“(Fussulit,33)

Evet Allah(cc)’a çağırmak.. Amaç, dert, hedef  bir mümin için budur. Seyyid Kutub(ra) Allah(cc)’a çağırmakla ilgili şöyle demiştir: “Şu halde yeryüzünde söylenen en güzel söz Allah(cc)’ın dinine davet amacı ile sarf edilen sözlerdir.” Tanıtma ibadetini yerine getirebilmek için de elimizdeki en önemli veri kainat nizamıdır. İşte bu nizamdan bir misal; çölden gelen nefes…

Yukarıdaki resimde  görüldüğü gibi biri Amerika kıtasında bulunan dünyanın en büyük yağmur ormanları, dünyamızın akciğerleri. Yeryüzünde yaşayan farklı canlı türlerinin neredeyse yarısını barındıran bölge. Atmosferdeki karbondioksit dengesinin korunmasında çok önemli bir unsur. Oksijen fabrikası devasa yeşil alan. Diğeri dünyanın en büyük sıcak ve kurak çölü. Afrika’nın kuzeyinde 9 bin kilometrekare yer kaplayan devasa kumluk alan sahra çölü. Aralarındaki mesafeye ve farklılıklara rağmen hayati bir bağ var iki bölge arasında. Nasıl mı? Sahra çölü yağışsızlık ve bitki örtüsünden yoksunluğu sebebiyle mineral besinler açısından çok zengin. Tam da amazon ormanlarının yoğun bitki örtüsü sebebiyle fakirleşen toprağı için eşsiz bir gübre. Peki binlerce km uzaklıktaki ormana çöldeki gübre nasıl gider? Sonsuz güç ve kuvvet sahibi er-Rezzak olan ol deyince olduran yüce Allah(cc)’ın emriyle elbette. Buna başka kim güç yetirebilir? Rüzgarların havalandırdığı yılda ortalama 180 milyon ton toz zerrecikleri atmosferik yollar ile atlas okyanusunu geçerek amazon ormanları semasından yağmurla birlikte toprağa gübre olarak indiriliyor ve tüm dünyaya nefes verilmesine sebep oluyor. İşte irade ,işte güç , işte kudret, işte ilim…

Kamer süresi 49. Muhakkak ki, biz her şeyi bir kader muayyen bir ölçü ile yarattık. Bütün olayların birer ilâhî takdire dayanmış olduğunu beyân için de Yüce Yaratıcı Hazretleri şöyle buyuruyor: (Muhakkak ki, biz her şeyi bir kader ile yarattık.) Yâni büyük ve küçük her mahlûk olan şey, bir hikmet ve fayda gereği olmak üzere Cenab-ı Hak’kın takdiriyle oluşturması ile vücuda gelmiştir.(Ömer Nasuhi Bilmen)

‘Kainatta her şey Allah’ı tesbih etmektedir.’ (İsra süresi,44)Onu tesbih etmek demek varlığını birliğini tüm noksanlıklardan münezzehliğini ilan etmek demektir.

Şüphesiz, göklerde yerde, inananlar için (Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren) nice deliller vardır.(Casiye suresi 2) Zerreden kürreye her şey sahibinin yüceliğini, birliğini, eksiksiz bir hükümdar olduğunu haykırır. Her açan çiçek, her doğan canlı, her yağmur damlası biz insanoğlu için kainattan bir mektup gibidir. Eğer o mektubu okumasını bilirsek bize tevhidi anlatır. Evet kainata mümin gözü ile bakalım bakalım ki Rabbimizin eşsiz sıfatlarının tecellilerini görelim, anlayalım, hissedelim, tanıyalım ve tanıtabilelim. Rahman bizleri tefekkürde muaffak olmuş kullarından eylesin.

Selam ve dua ile…