sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

ÇOCUK TERBİYESİNDE TEMEL KAİDELER – 2

ÇOCUK TERBİYESİNDE TEMEL KAİDELER – 2
11.07.2019
0
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

                Alemleri yoktan var eden ve aralarına bir nizam koyan yarattıkları üzerinde yegane hakimiyet yetkisine sahip Kendisinden başka İlah Rab Mabud olmayan O’nu hakkıyla övmekten ve verdiği nimetlerin şükrünü eda etmekten aciz kaldığımız gazabından rahmetine sığındığımız vaadinden dönmeyen her an her şeye şahid olan birgün mutlaka huzurunda toplanacağımız her şeyin üzerinde sevdiğimiz ve saygıyla korktuğumuz Allah azze ve celle’ye sayısız sonsuz hamdü senalar olsun. Bizler O’nu hakkıyla övemeyiz O(cc) kendisini övdüğü gibidir.

Sevgili Peygamberimiz örneğimiz önderimiz kendisine ittiba ve itaat edilmeden kurtuluşun mümkün olmadığı kendisiyle risaletin son bulduğu son Nebi Hz. Muhammed (sav)’e ehli beytine kıyamete kadar en güzide örneğimiz olan ashabına ve onların yolunu hedefini metodunu benimsemiş izinden giden tüm mü’minleri salat ve selam olsun.

Kur'an Dinle

En son anne babaların hassasiyetle üzerinde durması gereken dört kötü ahlakın ne olduğunu yazmıştık. Şimdi bunları biraz açacağız inşaAllah. Bu yazacağımız ahlak çeşidi insanlar nazarında ve Allah teala katında kötü ve kabul görmeyen hususlardır. Bu tür ahlaka sahip olanlar ne insanlar ne de Allah azze ve celle tarafından sevilmezler.

1. Yalan Söylemek; Yalan doğruya ihanetin ifadesidir. Yalan geçeğin karşıtı kişinin doğruluktan ve dürüstlükten ayrılması olamayan bir şeyi olmuş gibi göstermesi demektir. Yalan söyleyen ve hile yapan kişinin onur ve saygınlığı zedelenir. Rabbimiz doğru söylemeyi ve yalandan kaçmayı bize emretmektedir.

“Ey iman edenler Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin”(Ahzap 70)

Peygamberimiz “Yalan kötülüğe, kötülük cehenneme götürür” buyurmuştur. Yalanın en büyük kötülüğü işte budur. Yani insanı Allah’ın rızasından uzaklaştırıp cehenneme götürmesidir. Ayrıca yalan insanları birbirine düşürür. Güven duygusunu yok eder toplum içinde karışıklıklara sebep olur dostlukları yıkar düşmanlık tohumları eker. Yalancılar saygı duyulmayan ve sevilmeyen insanlar durumuna düşerler. Kısaca yalan insanı dünyada da ahirettede felakete sürükler.

Sesli Makale

Yalan söylemek İslam nazarında en çirkin hallerden biridir. Onun ne kadar çirkin bir iş olduğunun kanıtı olarak yeterlidir.

Terbiyecilere düşen yalanın gerçek yüzünü çocuklara göstermek ve yalanın kötü sonuçlarından onlara bahsetmektir.

Ta ki çocuk yalanın kötü bir şey olduğunu kalbinde hissetsin. Bu konuda terbiyecilerin birebir örnek olmaları da çok önemlidir. Bir işe teşvik ederken ya da ondan bir şey yapmasını isterken yalandan kaçınmaları gerekmektedir. Çünkü eğer böyle yapmazlarsa çocuklarına çok kötü bir şekilde örnek olurlar. Onları yalan söylemeye bizzat kendileri alıştırırlar. Bunun bir başka kötü sonucuda şu olur ki çocuklar artık onların söylediklerine inanıp güvenmezler ve verdikleri öğütler de neticesiz kalır.

Sevgili Peygamberimiz (sav) velileri ve eğitimcileri çocuklara karşı yalan söylemekten menetmiş ister oyalamak veya teşvik etmek ister şaka mizah yollu olsun yalanı kınayarak İlahi tehditle korkutmuştur.

Abdullah ibn Amr(ra) anlatıyor; “Annem birgün beni çağırdı Rasulullah(sav) efendimize bizim evde oturuyordu. Annem beni oraya getirmek için bir hurma vereceğini söyledi. Rasulullah(sav) efendimiz ‘Bu durumda ona bir şey vermeyecek olursan senin üzerine yalan yazılır’ buyurdu.”(Ebu Davud-Beyhaki)

“Kim bir çocuğa gel de şunu vereceğim der sonrada vermezse bu bir yalan sayılır”(Müsned)

Daha küçüklükten itibaren çocuk doğru konuşmaya alıştırılmalıdır. İnsanı dünya da da ahirette de felakete sürükleyen yalandan anne babalar hem kendileri sakınmalıdırlar. Hem de çocuklarını sakındırmalıdırlar.

2.Hırsızlık Yapmak; İslam da had cezası gerektiren suçlardan bir tanesidir. Hırsızlık; başkasına ait eşyayı sahibinden habersiz alıp kendi mülkü yapmasıdır. Bu hareketin İslam ahlakıyla bağdaşır hiçbir yanı yoktur. Anne babalar bu konuda da dikkatli olmalı ve çocuklarını eğitmelidirler. Onların elinde kendilerinin olamayan bir şey gördüğünde soruşturmalı asla ihmal edilmemelidir. Çünkü bu karakter bozukluğu küçükken tedavi edilmez ise büyüyünce daha kötü sonuçlara yol açabilir. Bir çok anne baba çocuklarında gördükleri parayı eşyayı sorgulamazlar. Çocukların ‘biz bunları bulduk veya arkadaşımız hediye etti’ demesine inanarak durumu tetkik etmemeleri üzülecek bir şeydir.

Hırsızlığın doğuracağı kötü hallerin başında bundan önce bahsettiğimiz yalan eşyadan paradan dolayı büyüklerine yalan söyleyecekler ve kendilerini savunacaklardır. İşte bu durumda anne babaların araştırma yapmadığını gören çocuğun cesareti artacak ve bu suçu işlemeye devam edecektir.

Yaşanan şu olay dikkat çekicidir;

“Hakimlerden biri hırsızlık suçundan yargılanan azılı bir hırsızın elinin kesilmesine hükmetti. İnfaz vakti gelince hırsız yüksek sesle şöyle bağırdı; benim elimi keseceğinize annemin dilini kesin. Ben küçük iken komşumuzun yumurtasını çaldım annem beni uyarmadı ve yumurtayı götürüp sahibine geri vermemi söylemedi. Bilakis iftihar eder bir tavır takınarak ‘oğlum artık adam olmuş’ dedi. Beni suç ve günaha iten veya bunu tasvip eden anamın dili olmasaydı bende toplum içinde hırsız bir kişi olmazdım.”

3. Açıktan Sövmek; En çirkin fiillerden biride budur. Kur’an’ın gösterdiği doğru yoldan sapanlar arasında sövüp saymak çok yaygındır. İslam terbiyesi almamış olanların kötü adetlerinden biridir.

Başkasına dil uzatmak sövüp saymaktan meneden hadislerin bir kaçı şöyledir.

“Mü’min; söven, yeren, lanetleyen edep ve terbiye dışı konuşan kırıcı söyleyen değildir.”(Tirmizi)

“Büyük günahların en büyüğü adamın kendi ana babasına lanet etmesidir. Bunun üzerine soruldu; Ey Allah’ın peygamberi adam ana babasına nasıl lanet eder?”

Efendimiz cevap verdi! Adam bir başka adamın babasına söver o da onun babasına söver. Başkasının anasına söver başkası da onun anasına söver. Böylece adam da dolaylı şekilde ana babasına lanet etmiş olur.”(Buhari-Müsned)

“İnsanlar ancak dillerinin ürünleri sebebiyle yüzükoyun cehenneme atılırlar”(Müsned)

4. Bedeni açıp saçmak, oyun ve eğlence peşinde koşmak; Şüphesiz ki böyle bir yaşantı çocuklar ve gençler için en çirkin ve en tehlikeli yaşantıdır. Yirmibirinci asırda erkek ve kız çocuklar bu rezaletin içinde bulunuyorlar. Nereye bakarsanız bakın ergenlik çağına girmiş erkek ve kız çocukları kör bir taklidin peşinde yuvarlanmakta din ve terbiye sınırları dışında he şeyi mübah sayacak bir havada yaşıyorlar. Onları durduracak ne bir dini engel ne de kalplerinde bir Allah ve ahiret korkusu var. Artık bu çocukların tasavvurundaki hayat gelip geçici bir yararlanmadan uçup giden bir şehvetten yasaklanan bir lezzetten ibarettir. O halde her şeye rağmen bunları yapmalı engelleri dinlememeli düşüncesiyle hareket etmekteler.

Bir takım boş akıl sahipleri sandılar ki ayakta durabilmenin alameti dans ve eğlencelidir. Öne geçmenin ilerici olmanın alameti edep ve terbiye dışı giyinmektir. İşte böyle düşünenlerin kişilikleri yıkılıp hezimete uğramıştır.

Şüphesiz açılıp saçılmak dünyayı amaç haline getirmek bütün ömrü eğlenceyle tüketmek İslam dini ile bağdaşmayan şeylerdir. Dalayışıyla Rasulullah (sav)’in şu hadislerine kulak vermemiz gerek.

“Bir kavme benzemeye özenen kimse onlardan biridir”(Ebu davud)

Yine Peygamberimiz (sav) ahlak bozucu çirkin saz-caz şarkı türkü dinlemekten sakındırmış ve bunun kötü akıbetini haber vermiştir.

“Ümmetimden İleride bazı topluluklar zinayı ipeği içkiyi ve çalgıyı helal sayacaklardır.”(Buhari )(Tamda günümüzde olduğu gibi)

“Kim (dinen) izin verilmeyen caz-saz ve şarkı türkü sesine kulak verirse cennette ruhanilerin sesini duyamayacaktır.”(Tirmizi)

Bugün sahip olduğumuz teklonojik imkanlar internet ortamları ve çoğu uygulamalar nesli fesada sürüklemektedir. Daha ağzı süt kokan bir çocuğa telefon verip sınırsız internetle onu baş başa bırakmak edep ve ahlak dışı programlarda saatlerce dolaşmalarına için vermek özgürce yaşamak değil bilakis kendi ellerimizle sonumuzu hazırlamak ve onları felakete itmektir. Zaten başımıza ne geldiyse şu özgür ve çağdaş olma arzumuz yüzünden geldi. Birde kadınların erkeğe erkeklerin kadınlara benzemeye çalışıp özenmesi ve kadınların yarı çıplak vaziyette sokağa çıkması mahrem yerlerini teşhir etmesi var ki bu kesinlikle haramdır.

Anne babalar çocuklara erken yaşta tesettür şuurunu aşılamalıdırlar. Ne de olsa çocuk deyipte daracık kısacık uygunsuz kıyafetler giydirmek doğru bir hareket değil.

5. Çocuklara gizli açık her halde Allah teala’nın gözetimi altında olduğu hususunda eğitmek; Bu terbiye olmaksızın başından beri anlatmaya çalıştığımız ıslah ve eğitim mümkün değildir. Ahlak da oluşup sapasağlam ayakta duramaz. Çocukların kalbine Allah’ın her an kullarını görüp gözettiğini bir fide gibi dikmeleri çocuğun ahlakının kemale ermesinde en etkili yönetimdir.

Bu hususta bir misal verecek olursak; Adaletiyle tanınan ikinci Halife Hz. Ömer (ra) halifeliği döneminde sokaklarında dolanırken bir anne kızın konuşmalarına şahid oluyor. Anne sabah satacakları sütün için su karıştırıp miktarı arttırmak ister. Kızı sütün içine su karıştırıp miktarı arttırmak ister. Kızı ise Hz. Ömer’in bunu yasakladığını hatırlatır ve engel olmak ister. Annesi; Aman canım Ömer bu saatte bunu nerden görecek der. Kızı ona şu susturucu cevabı verir: Anne Hz. Ömer görmezse onun Rabbi görmektedir.

Evet bugün işlenen suçlara verilen cezalar her köşe başına yerleştirilen kameralar demirden korkuluklar hiçbir işe yaramamaktadır. Hergün cinayetler hırsızlıklar tecavüzler işlenmekte ve buna karşı alınan önlemler işe yaramamakta. Çünkü fertlerin kalbinde Allah korkusu ve O’nun her an gördüğü şuuru yok. Dolayısıyla ıslah olmuş Müslüman bir nesil için çocuklarımızın kalbine herşeyden önce Kelime-i tevhidi ve Allah’ın her şeyi gördüğünü bildiğini ve bir gün her şeyin hesabının sorulacağını yerleştirmeliyiz. Daha çocukken kalbine yerleşen bu inanç ve şuur onun hayatı boyunca doğrudan Hak’tan ayrılmamasına sebep olacaktır.

İmanlı şuurlu takvalı bir fert olmada etkili olan bu temel kaideler bu gün maalesef eğitim müesseselerinde verilmemektedir. Bu eğitimden geçmeyen hiçbir ferdin ahlaklı vicdanlı olmasını beklemek yersizdir. Dolayısıyla bu konuda anne babalara büyük bir görev düşmektedir.

Elhamdulillahirabbilalemin

 

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.