Başarı’nın Afeti; Kibir ve Onu Kendinden Bilmektir

Hamd Allaha mahsustur selat ve selam Alemlere Rahmet olarak gönderilen Muhammed Mustafa (s.a.v)’me ve ona tabi olanlara olsun İnşallah. İsrailoğullarına Allah (cc) bir başarı nasip ediyor. Ve bu mimetle’de şımarmamaları için yol gösteriyor.

Bakara Suresi 58. Ayet’te ‘’Hani bir zamanlar şu şehre girinde onun nimetlerinden dilediğiniz şekilde bol bol yiyin ve kapıdan secde ederek girin ve hıtta (bizi bağışla) deyinki size hatalarınızı bağışlayalım. Muhsin olanlara nimetlerimizi daha’da artıracağız.

Fakat onlar Allah’ın bu nasihati karşısında boyun eğip günahlarını hatırlayarak mağfiret talep etmek yerine Bakara 59. Ayette ‘Fakat zalimler kendilerine söylenenleri başka sözlerle değiştirdiler. Bunun üzerine biz yapmakta oldukları kötülükler sebebiyle zalimlerin üzerine gökten acı bir azap indirdik.’ Onlar bu nimeti kendilerinden bildiler ve şımarıklık ettiler.

Neden Allah bu beldeye girerken secde ederek (boyun eğerek) tevazu ile hiddatun ‘bizi bağışla diyerek görmelerini istedi. Çünkü insanoğluna bahşedilmiş her türlü başarının afeti kibir ve onu kendinden bilmektir. Aslında bizim elde ettiğimiz her türlü başarı Enfal 10 ‘Yardım sadece ve sadece Allah’tandır.’ Fakat insan nankör ve unutkan bir varlık olduğu için bir şey için yola çıkdığında ister dini ister dünyevi Allah’tan yardım istiyor. Allah ona sebepleri kolaylaştırıyor. Fakat sonucu elde ettiğinde hepsinin Allah’tan olduğunu unutuyor. Sanki sonucu kendisinin bir başarısı imiş gibi bu ameliyle büyüyor. İsrailoğullarına yapılan bu uyarının aynısını Nas suresinde bu ümmetede yapıldığını görüyoruz.

‘’Allahın yardımı ve zaferi gelipte insanların bölük bölük Allah’ın dinine girmekte olduklarını gördüğün vakit Rabbine hamdederek O’nu tesbih et. Ondan mağfiret dile.’

Yani sakın fetih sizi şımartmasın sakın insanların bölük bölük sizin elinizle İslama giriyor olması sakın sizi şımartmasın. Peki nasıl şımarmayalım ya Rabbi?

Günahlarımızı hatırlayın ve onlar için mağfiret dileyin. Raabinizi hamdederek Onu tesbih edin. Size bu nimetleri verenin Allah olduğunu hatırlayın, işte bu başarının afetine düşmemek için adeta bir reçete öyleyse.

1. İster bireysel ister toplumsal başarılarımız olsun Musa (a.s) ashabı gibi onu kendinden bilen Allah’ın nasip ettiği başarılar ile ona karşı şımaran ve bundan dolayıda Allah’ın azabına uğrayanlardan olmayacağız.
2. Hz Muhammed (s.a.v) ashabı gibi Allah’tan olanın Allah’tan olduğunu bilecez günahlarımızı itiraf edecez. Ve biz olsa idik asla onu elde edemiyeceğimizi bilecez. Taaki nimetin ve başarının afeti olan şımarıklığa düşmeyelim.

Haşr Suresi 10. Ayette ‘’Rabbimiz bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla…’’

Allah’ın Rahmeti Hidayet üzere olanlara olsun İnşallah.