1-SADECE ALLAH’A İBADET EDİP O’NA HİÇBİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAMAK

Hamd alemlerin Rabbi Rahman Rahim din günün sahibi Allah (cc) aittir. Salat ve selam sevgili peygamberimiz önderimiz ve örneğimiz Hz. Muhammed (sav) e aittir. Selamda O’nun nurlu yolunun yolcularının üzerine olsun.

Geçen ayki yazımızda bir hadisten bahsetmiştik, şimdi de o hadisin kısımlarını incelemeye başlayacağız inşaAllah.

Peygamber Efendimiz(sav) hadiste şeytandan korunmak için önemli hususları açıklamıştır. Her Müslümanın bunları ezberleyip üzerinde düşünmesi gerekir. Kişi bunlara riayet ederse dünya ve ahirette kurtuluş ve kazanç elde eder. Bu hadiste muvahhid ve müşrikten de bahsetmiştir. Muvahhid kişi, efendisi için evinde çalışan kişi gibidir. Efendisi onu satın almıştır ve o da çalışarak bunu ödemeye gayret eder. Müşrik kişi ise, efendisinin satın alıp evinde çalıştırdığı kişi gibidir. Bu kişi çalışır ancak kazancını efendisine değil başkasına verir. İşte müşrik, Allah’ın evinde Allah’tan başkası için çalışan kişiye benzer. O kişi, Allah’ın nimetlerinden faydalanıp Allah’ın düşmanlarına yakınlaşır.

Malumdur ki, ademoğlu birinin kölesi kendine bunu yapsa bu köle o kişi için en nefret edilen köle olur. Böyle bir durumda efendisi o köleye öfkelenir, şiddet uygular ve onu kovar. Oysa efendi de köle gibi bir insandır. İkisi de başkasının mülkünde yaşarlar. Kulun sahip olduğu nimetlerin hepsi, başkalarından değil sadece alemlerin Rabbindendir. O(cc) izin vermeden hiçbir kul iyilik de kötülük de yapamaz. Kulunu yaratırken ona merhamet ederken, işlerini tanzim ederken, rızkını verirken, sağlığını bahşederken, ihtiyaçlarını giderirken hep tek başına hareket etmiştir. Durum böyleyken, bir kulun sevgide, korkuda, ümit beslemede, yemin etmede, adak adamada ve muamelatta O’ndan başkasına meyletmesi yakışık olur mu, ya da başkasını O’nun gibi ve ya O’ndan daha fazla sevmesi, daha fazla korkması, daha fazla ümit beslemesi uygun olur mu! Onların sözleri ve fiilleri gösteriyor ki onlar, Allah’a ortak koştukları dirileri veya ölüleri Allah’tan daha çok seviyorlar ve onlara karşı olan korkuları Allah’a olan korkularından da daha fazladır. Ya da onlara besledikleri ümit daha çok, onlara olan ilgileri de Allah’a olan ilgilerinden daha fazladır. Yine onlar şirk koştukları kişilerin rızalarının peşinden daha çok koşuyor ve onların öfkelerinden de daha çok sakınıyorlar! İşte bu Allah’ın affetmeyeceği şirktir. Nitekim Allah cc buyuruyor;

“Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını(günahları) dilediği kimse için bağışlar.” Nisa suresi/116

Allah katında zulümler kıyamet gününde üç ayrı defterde toplanır. Birinci defterde şirk vardır ki Allah bunu asla affetmez.

İkinci defterde bulunanları hiç zayi etmez. Bunlar da kulların birbirleri üzerindeki haklarıdır. Allah (cc) buradaki hakları hesapları tek tek görecektir.

Üçüncü defterde bulunanları ise Allah(cc) diğerlerine göre çok önemsemez. Bu defterde kulun kendisi ile Rabbi arasında bulunan haklar vardır. Bu defter diğer defterlerden daha hafif ve daha çabuk silinecektir. Bu defterde bulunan kötülükleri yok eder, kulun başına gelen musibetler de buradaki günahlara kefaret olur. Bu defter şirk defterinden farklıdır. Çünkü şirk defterinde olanlar ancak tevhid ile silinir. İkinci defterdeki kul hakları ise ancak kişilerin birbirleri üzerindeki haklarının ödenmesi ve birbirlerine olan haklarını helal etmeleriyle silinir.

Bu üç defterin en ağırı şirk defteridir ki Allah bu defterde ismi yazanlara cenneti haram kılmıştır. Hiçbir müşrik cennete sokulmayacaktır. Cennete ancak tevhid ehli girebilir. Tevhid, cennetin kapısıdır ve bu kapıyı tevhid anahtarından başka bir şey açmaz. Bu anahtarın dişleri olmasa yine cennetin kapısı açılmaz. Hangi kul bu dünyada iken sağlam olan o tevhid anahtarını edinirse, bu anahtarın dişlerini emirlerine riayet ederek şekillendirirse kıyamet günü cennetin kapısına bu anahtarla gelir ve o kapıyı bu anahtardan başka hiçbir anahtar da açamaz. Anahtarı edindikten sonra hiçbir engel o kulun cennete girmesine mani olamaz.

“ (Onlar) Meleklerin, ‘size selam olsun. Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık cennete girin’ diyerek tertemiz olarak canlarını aldıkları kimselerdir.” Nahl suresi/32

“ Rablerine karşı gelmekten sakınanlar ise bölük bölük cennete sevk edilir; oraya varıp da kapıları açıldığında cennetin bekçileri onlara ‘selam size, tertemiz geldiniz, artık ebedi kalmak üzere girin buraya’ derler.” Zümer suresi/73

Rabbim bizlere tevhid anahtarına sahip olmayı nasip etsin ki, cennete girenlerden olabilelim. Allahumme amin.

Kıpırdama bizden, Tevfik Allah(cc)’dandır.

Velhamdulillahi Rabbil Alemin.