sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

ÜMMÜ HAKİM BİNTİ HARİS (R.ANHA)

ÜMMÜ HAKİM BİNTİ HARİS (R.ANHA)
21.01.2019
0
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Kur'an Dinle

ÜMMÜ HAKİM BİNTİ HARİS (R.ANHA)

Hamd âlemlerin yoktan vareden, idare eden yarattıkları üzerinde hüküm koyma yetkisine sahip tek merci olan Allah (c.c)’ya aittir.

Salat ve Selam âlemlere rahmet olarak gönderilen son nebi, son Rasul Hz. Muhammed (s.a.v) onun ehli beytine, sahabesine ve tüm müminlerin üzerine olsun. İnşaAllah.

Sesli Makale

O, Kureyş reislerinden azılı islam düşmanı olarak bilinen Haris b. Hişam’ın kızıdır. Ebu Cehil onun öz amcasıdır. Annesi ise Halid b. Velid’in kız kardeşi Fatıma binti Velid b. Muğire’dir.

Ümmü Hâkim, Mekke’de doğup büyüdü. Evlenme çağı geldiğinde amcasının oğlu ikrime b. Ebu Cehil’le evlendi. İslam nuru. Mekke semalarında parladığı zaman İslam’a en fazla düşmanlık yapanlar onun çevresinde ki insanlardı. İlk zamanlarda İslam’ın aleyhinde bir aktifliği yoktu. Bedir savaşında amcası Ebu Cehil ve diğer yakınları öldürülünce intikam duygularıyla dolup taştı. Kocası İkrime’nin düşmanlık duygularına kendini kaptırdı. Sözleriyle ve fiilleriyle İslam’ın aleyhine çalışmaya başladı.

İkrime başta olmak üzere Bedir’de yakınları öldürülen müşrikler intikam ateşini sürekli körükleyip durdular. Ümmü hakim’de ateşin tutuşturulmasında önemli rol oynuyordu. Nihayetinde uhud savaşı için hazırlıklar başladı. Kureyşliler bu sefer kadınlarını da cepheye götürme kararı verdiler. En başta İkrim’e bu karara uydu. İkrime hanımı ümmü Hâkim’i hevdeci içinde uhud meydanına getirdi.

Ümmü Hâkim, Hind binti Utbe ile birlikte hareket edip diğer kadınları organize ederek ordunun arkasında durdular. Def çalıp şiir söylediler. Erkeklerden bedir’in intikamını istediler. Uhud savaşında ilk anlarda Müslümanlar üstün geldiler. Mekkeliler kaçınca kadınları def çalıp meydana yürüdüler. Bu şekilde erkekleri gayrete getirdiler. Müslüman okçuların yerlerini terk etmesiyle olan oldu. Zafer Mekkelilerindi. Ancak bu zafer onlara yetmedi. Müminleri tümden ortadan kaldırmak için hendek savaşını tutuşturdular. Bu sefer amaçlarına ulaşamadan geri döndüler. Hudeybiye antlaşmasından sonra birçok Mekke’li yumuşadı ve hatta bazıları Müslüman oldu. Ümmü Hâkim’in kini sönmedi. Babası ve kocası hala intikam hisleriyle doluydular.

Müslümanların çoğaldığını Ve gittikçe güçlendiğini gördükçe içten içe  kahroldular. Ümmü Hakim’i en çok şaşırtansa, Dayısı Halid Bin Velid’in, kocası İkrime’ye Müslüman olma teklifinde bulunmasıydı. İkrime de;

-Benden başka herkes Müslüman olsa yine de ben Müslüman olmam diye iddialı bir cevap vermişti.

 Birkaç gün geçtikten sonra Mekke’de Amr. Bin As,Halit Bin Velit ve Osman bin Talha nın Medine’ye gelip Müslüman oldu haberi yayıldı bu haber Mekkelilerin direncini kırdı kendilerini  savunamaz hale geldiler.Mekke’nin Fetih günü geldi Mekkelilerin çoğu Allah Rasulünün çağrısına uyarak evlerinden çıkmadılar. Bunu kabullenmeyen İkrim’e bir grup arkadaşıyla direnmeyi seçti ancak İslam sancaktarı Halit Bin Velid’in karşısında tutunamayıp kaçtılar yenilgiyi hazmedemeyen ikrime dönmemek üzere Mekke’den çıktı ve yemen tarafına yöneldi.

 İslam ordusu Mekke’ye girdi.Hz Muhammed (s.a.v) Kabe’nin yanına vardı. Kabe’nin etrafındaki irili ufaklı bütün darı kırdı Allah’ın birliğini ve yüceliğini ifade eden ezanı okuttu Kabe’de namaz kıldı. İslam’ın güzelliğini, affını,Engin merhametini,müsamahasını nazik davranışları ile gösterdi. Yıllardır İslam’a kin güden Mekke halkını affedip onlara;

-Gidiniz siz serbestsiniz ; dedi.

Ümmü hakim kocasının ayrılışından sonra yalnız kaldı.İntikam ve kin duygularınıda körükleyen yoktu.Fetih günü gördükleri ve yaşadıkları onu İslam ile yüzleşmeye ve iç hesaplaşması itti. Olayları tek tek değerlendirdi.Allah’ın dinini düşünmeye başladı özellikle Rasulullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem kin ve nefretten uzak olması Mekkelileri ‘’Gidin hepiniz serbestsiniz. ‘’ şeklinde affetmesi gönlündeki önyargıların kalkmasına ve İslam’ın hakikatlerini görmesini sağladı.

Onun gibi Hint  Binti utbe de aynı haller içindeydi.Allah Resulü’nün Safa tepesinde biat aldığını duygular Ümmü Hakim’de biat edenlerin arasındaydı. Karşılıklı konuşmalarda ünlü hakim :

-Ya Resullah ikrim’e öldüreceğinden korktuğu için Yemen tarafına kaçtı.Ona Eman versen.

Şefkat ve rahmet peygamberi sallallahu aleyhi ve sellem:

 -Ona eman verilmiştir. dedi.

 Emanı alan Ümmü Hakim hemen yola çıktı.Eşini buldu.O sırada ikrime deniz yolculuğu için bir gemiye binmişti.Eşini görünce,

-Ey Amcaoğlu,sana Allah Resulü’nün eman getirdim.Eğer onu kabul etmez ve Müslüman olmazsan aramızdaki bağ kopar dedi.

 Kızgınlıktan küplere binen İkrime bu sesi duymazlıktan geldi.Kendi kendine Lat ve uzza adına yeminler ediyordu.

  • Ey amca oğlu ! Ben sana insanların, Akrabalık bağlarına en fazla riayet eden,insanların en iyisi ve hayırlısının yanından geliyorum.Kendini helak etme. İkrime durup hanımını dinledi.

-Senin için Allah Resulü Muhammed’den eman aldım. dedi.

 -Gerçekten böyle bir şey  yaptın mı? dedi .

 İkrim’e :

-Evet Allah resulü ile konuştum sana Eman verdi.

İkrim’enin gönlü yumuşadı. Cenab-ı Allah onun kalbine Hidayet tohumlarını saçtı ikrime’nin İntikam ve düşmanlık hisleri sönmeye başladı. Yaptıklarına pişman oldu. Hanımı ile beraber Mekke’ye doğru yola çıktı.

Yolda Ümmü Hakim,bütün Mekke’nin Müslüman olduğunu Hind b.Utbe’nin dahi Allah resulüne biat ettiğini ve yaşananları anlattı.Öyle ki ikrime’de Rasulullah’a ve ashabına karşı hayranlık duygusu yeşermeye başladı .Mekke’ye yaklaştıkları sırada Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem sahabeleri ile oturuyordu.Onlara:

 -İkrime Bin Ebu Cehil, mümin ve muhacir olarak buraya geliyor. Ona sakın babası hakkında kötü sözler söylemeyin. Ölü hakkında söylenen kötü sözler yaşayanları rahatsız eder,ölüye ulaşmaz buyurdu.

 Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ikrime’nin geldiğini görünce sevindi; o kadar ki sevincinden yerinden fırladı ve sırtındaki cübbesi yere düştü Sonra oturdu Ve ikrim’e O’nun karşısında ayakta durdu hanımını göstererek ;

-Ya Muhammed! Bu,senin bana Eman verdiğini söylüyor. İnsanları Neye davet ediyorsun dedi.

 Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem:

 -Doğru söylemiştir.Sana Eman verilmiştir. Seni Allah’tan başka ilah bulunmadığına ve benimde Allah resulü olduğuma şehadet etmeye,namaz kılmaya,zekat vermeye, şunu şunu yapmaya davet ediyorum.

 İkrime:

 Vallahi sen bizleri yalnızca hakikate,İyiye doğruya ve güzele çağırıyorsun. Vallahi bu davete başlamadan önce de sen bizim en doğru sözlümüz ve en iyimizdin, diyerek şehadet getirdi.

 Buna en çok Ümmü Hakem sevindi.İkrim’e sevinç ve pişmanlık gözyaşları döktü. Konuşmalar bitti. Ümmü Hakem eşiyle beraber Yeni Bir Hayata başladı.Birbirlerine olan sevgileri İslam’la beraber daha güzel bir hal aldı. Cahiliye hayatlarında kötülüğün yayılması için yaptıklarını telafi etmek için,İslam için aynısını ve daha fazlasını yapma gayretine girdiler. Ümmü Hakem  eşinin hidayeti için gösterdiği çabayı eşiyle beraber İslam’ın güzelliklerini yaşamada da  gösterdi.

 Allah Resulü’nün sallallahu aleyhi ve sellem vefatından sonra dinden dönenler olmuş yalancı peygamberler türemişti. Müslümanlar bir yandan kendi içlerinde bunlar ile savaşırken diğer yandan Bizans gibi zamanın en büyük Devleti’ne Savaş açmışlardı. Hazreti Ebubekir çıkan fitne ateşini söndürmek için çokça çaba sarf ediyordu. Müslümanlar dinden dönenlerle savaşıyor;ancak zaman zaman zor durumda kalıyorlardı.

 Ziyad bin Nebid ve muhacir bin Umeyye’nin komutanlığı’nda,İslam ordusu, kinde ve Hadramevtte Eşas b. Kays’ın komutanlığındaki dinden dönenlerin oluşturduğu Ordu karşısında sürekli geriliyor ve oldukça fazla Şehit veriyordu. Ziyad b. Nebid , bu durumu halifeye bildirip yardım istedi. Hazreti Ebubekir İkrime’ye ve Mekke’li Müslümanlara mektup yazıp onları Ziyad b.Nebid’e yardıma çağırdı.

 Hayatını cihada adamak isteyen İkrime bu yardım çağrısına hemen cevap verdi ve 2000 kişilik Ordu kurdu.Eşinden ayrı kalmak istemeyen Ümmü Hakim’de ordu ile beraber yola çıktı. Önce dinden dönen Dubaalıları Bozguna uğrattıktan sonra zamanında Ziyad bin Nebid’e yardıma yetiştiler. İslam ordusu irtidat edenlere karşı büyük bir zafer kazandı.Ümmü Hakim, savaş boyunca yaralıları tedavi edip onlara su yetiştirdi.Kocası İkrime ciddi yaralar almıştı.Onun yaralarını sarıp tedavi etti.Eşleri olarak savaş meydanından Savaş meydanına koştular.

 Ümmü Hakim ile İkrime Bizanslılar ve bunlara karşı yapılan savaşlarda da büyük kahramanlıklar Şam beldesinin fethinde eşi babası ve amcası ile birlikte yer aldılar. Ümmü Hakim, yalnızca yaralıları tedavi edip onlara su taşımıyordu. Çoğu zaman Hanım arkadaşları ile birlikte İslam ordusunun Üzerine gelen Rum ordularına karşı kılıcı ile kahramanca savaşıyordu. Onun gibi Hale Binti Ezber de sahabeleri şaşırtacak kadar cesur bir şekilde düşman saflarının arasına dalıp düşman askerlerinin her birini bir yere savuruyordu.

 Onlar verdikleri sözü yerine getirmek için mücadele ediyorlardı.Bugünün kadınları Bizler ise bırakın verdiği sözü yerine getirme mücadelesini verdiğimiz sözden bir haber yaşamaktayız.Ya da misak da verilen sözden haberdar olup da nefsi arzularının peşine düşen mücadeleden bahanelerle sıyrılıp İslam davasını yüklenipte taşımayı unutanlar….

Dava  Ahmedin Mehmedin davası değil Allah azze ve cellenin davası,ömrünün sonuna kadar bu Dava uğrunda mücadele eden Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in de davası….

 Kuşkusuz insanlık için en büyük dava  İslam davasıdır.Yani insanın tüm gücünü gayreti sarf ederek Yüce Allah’ın rızası uğrunda mücadele’dir.

 Dava; Hakkı savunmak,muhafaza ve müdafaa etmek sahiplenmektir, fedakarlıktır.

 İslam davasını sırtlanmak demek kolay zamanlarda ahkam kesenlerden değil, zor zamanlarda hizmet edebilmeyi gerektirir.

 Şunu unutmamak lazımdır ki hak ya da batıl ne olursa olsun sonuca ulaşmak davayı sırtlanan kadın ya da erkek dava erleri ile mümkündür.

 Allah azze ve celle Ahzab Suresi 23. ayette Şöyle buyurmuştur.

 “Müminlerden öyle Erler vardır ki,Allah’a verdikleri söze Sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir .Bir kısmı da beklemektedir.Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.”

 Acaba ‘’verdikleri sözü asla değiştirmişlerdir’’ hitabına Biz de dahil miyiz? ya da değiştirmiş isek İslam eri değil de nefsimizin hevamızın erleri Olmuş isek bunun sonucuna katlanmaya hazır mıyız?

Ümmü Hakim ve Hale b.Ezver  düşman askerinin her birini bir yere savururken bir taraftan da hanımlara:

 -Ey kardeşlerim! kendinize Rumların kadını, çocuklarınızın kafirlerin kölesi olmasını ister misin? Hani sizin cesaretiniz şeriati’niz nerede kaldı. Ben biliyorum ki sizin için ölmek Rum köpeklerine Hizmet etmekten çok daha iyidir, Öyle değil mi? deyip onları gayrete getiriyordu. Kendini dinleyen hanımların Cihat için öne atıldığını görünce:

-Çadırların direklerini alın onlarla düşmanın hakkından gelin diye direktif veriyordu.

 Cihada ve mücadeleye önce çadır direkleri ile başlayan Hanımlar sonrasında düşman askerlerinden aldıkları kılıçlarla çarpışmaya devam ettiler. Savaşçı Hanımlar sadece o gün 30 Rum askerini öldürüp yüzlercesini de yaraladılar.

Ümmü Hakim savaşçı ve cesaretli hanımlardan dı.

 Ümmü hakim’in ne zaman nerede vefat ettiğine dair kaynakları bir bilgi zikr edilmemektedir.

 Mücadele aşkıyla meydanlarda koşan Ümmü Hakimden Allah (c.c) razı olsun.

Rabbimiz bizlere de onun mücadele Şevkinden İslam’ hizmet aşkından hisseler alabilmeyi nasip etsin inşallah.  Amin.

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.