sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

SÖZÜN EN DOĞRUSUNU SÖYLEYEN YALNIZCA ALLAH’TIR!

SÖZÜN EN DOĞRUSUNU SÖYLEYEN YALNIZCA ALLAH’TIR!
14.05.2022
0
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, Din Gününün Sahibi, Bizden Öncekilerin ve Sonrakilerin Yegane İlahı, Kulluk Yapılmaya Layık Olan Tek Mabud Allah Subhanehu ve Teala’ya Mahsustur. O’nun (Subhanehu ve Teala) Kendisini bize bildirdiği şekilde bilir, Öyle Tevhid Eder, Herhangi Bir Ortağının Olmadığını Bilip Öyle İman Ederiz. Kulluğu, İbadeti, Yardımı Yalnız O’na (Subhanehu ve Teala) Has Kılar, Nefislerimizin Şerrinden Amellerimizin Fenalığından O’na (Subhanehu ve Teala) Sığınırız.

Salat ve Selam Alemlere Rahmet, İnsanlığa Hidayet Olarak Gönderilen Vahiyin Elçisi, Nübüvvet Kandilinin Son Işığı, İslam Ümmetinin Lideri, Mücahidlerin Kumandanı, Başkomutan Rasullullah (sav)’e, Kıymetli Ev Halkına, Güzide Ashabına, Onları Takip Eden Tabiilerine, Ardından Geçmişte Yaşamış, Bugün Yaşayan Kıyamete Kadar Yaşayacak Olan Tüm Mü’Min ve Mü’minelerin üzerine olsun İnşaAllah.

Kur'an Dinle

Şüphesiz ki sözü en doğru olan, sözün en doğrusunu söyleyen yalnızca Allah’tır.

Nisa 87:  “O Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur. Kendisinde hiç bir şüphe olmayan kıyâmet gününde sizleri mutlaka toplayacaktır. Allah’tan daha doğru sözlü kimdir?”

İster toplumun oluşturulmasında, ister bu toplumun kanun ve düzeninin belirlenmesinde, ister bu kanunlarla Müslüman toplumun düzenlenmesinde ya da Müslümanların diğer toplumlarla ilişkilerinde uyduğu toplum düzeniyle ilgili olsun, İslam Dini her zaman çağrısına Allah’ın birliği ve uluhiyyette teklik ile başlamayı emretmektedir. Sözünde, haberinde, müjdesinde ve tehdidinde ondan daha doğ­ru hiç kimse yoktur, ondan başka ilâh ve onun dışında Rabb yoktur. İlk hakikatin ardından İslami hayata dair emir ve yasaklar sıralanmaya başlamaktadır.

Bu ay karşımızdakinde gördüğümüzde dahi hoşlanmadığımız, insani ilişkilerde sevilmeyen bir durumdan bahsetmeye çalışacağız inşaAllah. İnsanlığın genel ahlâk anlayışında olduğu gibi, İslâm ahlâkında da doğruluk ve dürüstlük, insan onurunun ve sağlıklı toplum yapısının vazgeçilmez şartlarından biri olarak kabul edilmiştir.

Sesli Makale

Rasulullah buyurmaktadır ki: “Alllah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!”

Dinin aslı özü budur iman ve ardından istikamet.. Müminin temel özelliği, niyetlerinde, söz ve davranışlarında doğruluk; münâfık ve ikiyüzlü kâfirlerin temel özelliği de eğriliktir, yalandır, hile ve aldatmadır.

Bizler insani ilişkilerimizde dahi karşımızdakine güvenmek ve bu güvenle kurulmuş doğru bir iletişim olmasını isteriz. Bu güveni, aradaki ilişkileri saracak olan şey yalandır. Doğruluk, toplumsal bozulmayla baş gösteren ardından adeta alışkanlık haline gelen güvenin, emniyetin, huzurun, İslam’ın kalmadığı toplumda unutulmuş hatırlanmayan bir kavram haline gelmiştir. Bugün doğruluk kalkmış, yalancılık ise ahlak haline gelmiştir.

Yalan, toplumda karşılıklı güven duygusunu yıkan, insanların birbirlerine karşı olan sevgi ve saygı duygularını sarsan, yüksek ahlâkî değerleri tahrip eden büyük bir âfettir. Yalan, toplumda büyük bir oranda nefret uyandırmaktadır. Toplumda yalan söylediği görülen herhangi birinin, itibarı sarsılmaktadır. En içten toplumların dahi yıkılmasına yol açabilen bir hastalıktır. Yalan, fıtratta olmadığı için bebekler ve küçük çocuklar kendiliğinden yalan söylemezler, büyüklerini taklit ederek yalana alışırlar. Kasıtlı yalanın, temyiz yaşına tekabül eden 6-7 yaşlarından sonra söylendiği ileri sürülmektedir. Bu yaşa varmayan çocuk, yalanı gerçekten ayırt edememekte, sadece bazı mübalağalara sapabilmektedir. Örnek olarak hayvanat bahçesinde yılan ve fil görmüş bir çocuk, yılan ve filin uzunluk ve cüsseleri kendisine sorulduğunda hiç çekinmeden kasıtsız olarak yılanı, “çok uzun, dünya kadar”, diyerek büyüklüğünü kendisince anlatmaya çalışmıştır.

Şer düzenler zulüm üzerine kuruludur ve insanlar kişisel çıkarları peşinde birbirlerini kandırmak için türlü oyunlara başvurmaktadırlar. İnsanlar her geçen gün doğru yoldan uzaklaşmaya, âhiret yurdunu aramaktansa insanların hevâ ve heveslerine uymaya başlamışlardır.

Beşeri sistemler yalanı el altından hatta el üstünden teşvik etmektedir. Eğitimin de yalandan pek uzak olmadığını söylemek gerekir. Zaten şirk en büyük yalan olduğuna göre, şirke dayalı câhilî eğitim ve kültürün temel malzemesinin yalan olması kaçınılmaz olacaktır.

İnsanın çevresi de Allah’tan hakkıyla korkan insanlardan oluşmuyorsa, altta kalmamak, ayıplanmamak için, kalabalığa uymak endişesiyle bulaşıcı mikroplardan çok hızlı bir şekilde yalan mikrobu tüm çevreye yayılacaktır. Tüccarın, esnafın, pazarcıların, ağızlarıyla veya tezgâhları ve vitrinleriyle söyledikleri yalanlara şâhit olmayan kimse var mıdır? Malın kusurunu söylemeyip gizlemek bile yalan kabul edilip kazancı haramlaştırdığı halde, açıkça yalan söylemek, hatta yalan yere yemin etmek sıradan bir olay halindedir.

Hamd, Alemlerin Rabbi olan Allah’a Mahsustur. Allah bize kâfidir ve O ne güzel vekildir!

VELHAMDULİLLAHİ RABBİL ALEMİN

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.