RABBİNE KARŞI NANKÖRLÜK

      BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd alemleri yoktan var eden yaratan rızık veren ve sonsuz nimetleri sunan Allah (c.c) mahsustur.

Salat ve selam alemlere rahmet olarak gönderilen önderimiz ve örneğimiz yaşayan kuran kendisine

tabi olunmadıkça kurtuluşun mümkün olmayacağını Hz. Muhammed’e aline ashabına ve onu takip

eden müminlerin üzerine olsun inşallah.

Nankör,kendisine yapılan iyiliği inkar eden,gördüğü iyiliğin ve yardımların değerini bilmeyen,iyilik ve nimet verene karşı inkarcı bir tavır takınan kimse demektir.

İyiliklere ve nimet verene karşı takınılan bu olumsuz tavrı nankörlük denir. Eskiler bu kötü ahlaka küfran-i nimet derlerdi.Yani nimeti yalan sayma  nimeti inkar etme nimeti ve sahibini görmezlikten gelme demektir.

Ey insan seni Keremi bol Rabbine karşı Aldatan ne o Rabbine karşı ki seni yaratan sana şu salim uzuvları veren onları bir birine denk yapmak suretiyle sana şu nizam ve intizamı bahşedendir. (İnfitar 6-7)

Bu hitap insanın bünyesindeki bütün hücreleri harekete geçirmektedir. Yeter ki insan insanlığının bilincinde olsun.Kalbinin derinliklerine ulaşması için perdeleri ve kılıfları açabilsin işte insanın engin Kerem sahibi olan Rabbi onu bu güzel sitemle uyarmaktadır. Bu güzellikle ona hatırlatmaktadır. Fakat buna rağmen insan yanlış şeylere dalmaktadır. Kendisini yaratan belini doğrultan ve dengede tutan Rabbine karşı edepsizlik yani nankörlük yapmaktadır.

‘Nankör ’kavramı,Farsçadan dilimize geçmiş bir kelimedir.

Gördüğü iyilikleri, kavuştuğu maddi ve manevi nimetleri inkar eden. İyilik edeni ve nimet vereni bilmeyen. Teşekkür etmeyen veya şükretmeyen kimseye de nankör anlamında kafiri nimet denmiştir. Kafir, Allah tan gelen gerçeğin üzerini örten gizleyen tanımayan ve inkar edendir. Nankörde, iyilikleri, nimetleri ve bunları yapanları görmez, inkar eder, bilmemezlikten gelir.İnsan kendine yapılan iyilik ve yardımların, verilen  nimet ve rızıkların kadrini (değerini) bilmeli. Bu iyilikler ister insandan gelsin isterse Allahtan gelsin; kişi bunun şuurunda olmalı iyilik yapanlar genellikle karşılık beklemezler.Ancak iyilik yapanlar teşekkürü hak ederler bu teşekkür hem yapılan iyiliğin derecesini arttırır.Hem nimetin devamını sağlar, hem de iyilik yapan ile yapılan arasında sevgi bağı kurar.

Nankörlük ya insanlara karşı, ya da alemlerin Rabbine karşı yapılır. Kişi bir başkasından gördüğü bir iyiliği,bir yardımı, bir destek olmayı görmemezlikten gelse bu bir nankörlüktür. İyilik yapanı unutarak nankörce davranmadır.İnsanlar ölünceye kadar birbirlerine muhtaçtırlar. Başkaları olmadan hayatlarını sürdüremezler.Maddi gücün her şeyi çözmediği tecrübelerle ispatlanmıştır.Kişiye ana-babasının iyiliğinden tutun da, hasta olunca tedavi eden doktora, okutan öğretmene, yol gösteren bir büyüye kadar, pek çok kimsenin iyiliği dokunur.Bir insan ana babasının yaptığı iyilikleri saymak mümkün mü? Bu karşılıksız iyiliklere teşekkür, insanlık ve yardım etme duygusunun yüceliğinin gereğidir. Türkçedeki ‘bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır’ ata sözü çok şey ifade etmektedir. Maddeyi bütün ilişkilerin temeline yerleştiren, çıkarından başka bir kutsal tanımayan, bu yüzdende derin bir egoizme saplanan günümüz insanına bunu nasıl anlatmalı? İnsan, diğer insanlardan gördüğü iyilik ve yardımlara teşekkür etmeli. Fakat iyilik edene kul köle olmak, onun karşısında ezilip buzulmek, zelil olmak doğru değildir. İyilik eden böyle bir şey beklerse, bu iyilik değil sömürü niyetidir.İyiliklere ve yapılan yardımlara, nankörlük etmek bir kötü ahlaktır, kınanması gereken kötü bir davranıştır. Ancak Müslüman’ı din sınırlarının dışına çıkarmaz.

Allah’ın verdiği nimetlere , yaptığı iyiliklere karşı nankörlük yapmanın da iki boyutu vardır. Birincisi, Kur’ an’ın ifadesine göre inkarcıların bu nankörlükleri onların ‘küfür’ etmelerinden kaynaklanıyor. Küfür ile nankörlük farklı gibi görünse de aralarında yakınlık vardır. Nankörlük kelimesinin anlam sahası içerisinde tıpkı küfür gibi, Allah’ın yaratıcı, bütün evrenin sahibi ve canlılara ait geçim kaynaklarının yaratıcısı olduğunu, insanın sahip olduğu hayat, can kalp, eşya gibi şeylerin O’nun tarifinden verildiğini inkar etmek vardır. Bu tutum da elbette tıpkı küfür’e düşmek gibidir.

Kur’ an, Allah’ın verdiği nimetleri tanımayıp inkarcı olan azgınların cezalandırıldığını anlatmaktadır.    (Sebe,  15-17 / Neml, 40)

“Allah bir şehri örnek verdi: (Halkı)güvenlik ve huzur içindeydi, rızkı da her şeyden bol bol gelmekteydi; fakat Allah’ın nimetlerine nankörlük etti, böylece Allah da yaptıklarına karşılık olarak, ona açlık ve korku elbisesini tattırdı.”(Nahl, 112)

Ayetlerde karakterize edilen nankör tip, küfre düşen inkar tipidir. Böyleleri Allah’ı Rab olarak da tanımamaktadırlar.İbadetin (kulluğun) bir  diğer adı da şükürdür.İnkarcılar Allah’a şükretmeyen insanlardır.Allah’a iman,O’na ibadeti ve yalnızca O’na şükretmeyi gerektirir.(Bakınız:Şükür)

İnkarcılar sıkıştıkları zaman Allah’a yalvarırlar ama biraz rahatlayınca nankörlük ederler.(İsra,67  Şura)

İkinci boyutu ise mümin olan kimselerin verilen nimetlere yapılan iyiliklere hakkıyla şükretmemeleridir.Esasen müminler,iman ederek şükrün birinci şartına uyarlar.Ancak onlar hayatları boyunca ibadet, dua ve şükür ifadeleri ile Allah’a karşı şükreden kul olmaya devam edeceklerdir. Müminlerin şükürlerinin noksanlığı ibadetlerindeki hatalarıyla haramlara düşmeleri ile ortaya çıkar.Bu hatalar onları küfre götürmez ama böyle şeylerde şükreden kullara yakışmaz.

“Rabbimiz şöyle buyurmuştur: Andolsun, eğer şükür ederseniz gerçekten size (nimetimi)artırım ve andoldun, eğer küfrederseniz (veya)nankörlük yaparsanız (şüphesiz benim azabım pek şiddetlidir.) (İbrahim 7)

Yine bir zaman  Musa, kavmine şöyle demişti:  Ey kavmim, hatırlayin, hani bir zaman rabbiniz size şunu bildirmişti; Yemin olsun ki sizi Firavundan kurtarmam gibi nimetlerime karşılık şükreden ve bana itaatta bulunursanız zize olan nimetlerimi mutlaka artırırım. Şayet bana itaatta bulunmazsanız, iyi bilin ki benim azabım pek çetindir. Firavunun ve benzerlerinin azabına benzemez.

Evet bugun insan yaratılış  gayesinden uzak Şeytana  ve nefsine kul köle olmuş ve bu doğrultuda haktan uzak cehenneme doğru sürüklenip gitmektedir.Oysaki Allah  insanı en güzel bir  surette yaratan ve ona sayamayacağı kadar nimet veren ve bu kainatı kendisine boyun eydiren ve kendisini Meleklerden bile üstün kılan Rabbine karşı nakadarda nankör kesiliyor insan.    ( Tin Suresi  4)

Rabbim bizleri nankör kullarından değil şükreden hakkıyla kulluk edenlerden eylesin inşallah

Velhamdulillahirabbilalemin