sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

ÖMRÜN MERHALELERİNDE YOL ALMAK

ÖMRÜN MERHALELERİNDE YOL ALMAK
14.08.2023
0
A+
A-

Alemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim, Din gününün sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a, şanına yaraşır şekilde Hamd-u senalar olsun.

İmam-ı Enbiya, risalet zincirinin mührü olan, rahmet ve savaş peygamberi Hz. Muhammed’e (sav) salat, tertemiz ailesine, güzide ashabına ve tüm hidayet yolcularına selam olsun.

Kulun bu dünyaya ayak basmasıyla beraber Rabb’ine olan seferi de başlar. Bu seferin müddeti, kul için takdir edilmiş olan ömürdür. Ömür, insanın, bu dünyadan Rabbine olan yolculuğunun süresidir. Gece ve gündüz ise, bu seferin merhaleleridir. Her bir gece ve gündüz bir merhaledir. Kul, seferin sonuna kadar bu merhaleleri tek tek katetmeye devam eder.

Kur'an Dinle

Bu durumda zeki, uyanık ve akıllı olan kimse, her bir merhaleyi göz önünde bulundurarak, o merhaleyi kazançlı bir şekilde katetmeye çalışır. Gece merhalesini geride bıraktığı zaman, diğer merhale olan gündüzü göz önünde bulundurarak, ehemmiyet verir. Böylece sefer süresi ona çok uzun gelmez. Çünkü sefer müddetini uzun görmesi halinde kalbi katılaşır, uzun emeller besler ve hep ” sonra sonra” demekle kendini oyalar. Fakat bütün ömrünü tek bir merhaleden ibaret gören kimse, o merhaleyi katetmek için var gücüyle çalışır. Netice de, ömrünün kısa olduğunu ve çabucak geçeceğini yakinen bildiği zaman, çalışıp çabalaması kolaylaşır ve daha fazla amel yapmak için nefsi ona itaat eder.

Böyle bir anlayışa sahip olan biri, ömründeki her bir merhaleyi, aynı şekilde karşılar ve bütün merhaleleri kat edene kadar bu durumunu muhafaza eder. Böylece övgüye lâyık bir çalışma sergiler ve ahiret günü için hazırladığı azığından dolayı sevinir. Ahiret sabahı doğup dünyanın karanlığı kalkınca da, uykusundan uyanıp hoşnut olarak toprağından kalkar. O günü sevinçli ve güzel olarak karşılar. Çünkü artık sabah olmuş ve kurtuluşu kesinleşmiş bulunmaktadır.

 

Ömründeki merhaleleri kat etme hususunda insanlar iki kısımdırlar:

Sesli Makale

1.Kısım: İnsanların bir kısmı bu merhaleleri katederek bedbahtlık yurdu olan cehenneme doğru yolculuk yapmaktadırlar. Bunlar her bir merhaleyi aştıklarında, cehennem yurduna yaklaşmakta ve Rabb’leri ile O’nun ikram yurdundan uzaklaşmaktadırlar.

Onlar bütün bu merhaleleri, Rabb Teâlâ’nın kızacağı şeylerle, O’nun peygamberlerine, dinine ve dostlarına düşmanlık yapmakla, O’nun nurunu söndürüp davetini iptal etmek ve başkalarının davetlerini ikame etmek için çalışmakla katetmektedirler.

İşte bunların bütün günleri, kendisi için yaratılıp, çalıştırıldıkları yurda doğru yolculuk yapmakla geçmektedir. Ve azap görecekleri o yurda doğru yolculuk yaparlarken, onları menzillerine hızlı bir şekilde sürüklemekle görevli olan şeytanları da beraberlerinde bulunmaktadır.

Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Kâfirlerin üzerine, onları daha da kışkırtan şeytanları, bizim gönderdiğimizi görmedin mi?” (Meryem,83)

2. Kısım: İnsanların diğer bir kısmı ise, bütün bu merhaleleri katederek Allah’a ve “selâm yurdu” olan cennete gitmektedirler.

Bu kısımda bulunan insanlar da üç kısma ayrılmaktadırlar:

Birinci kısmı: Nefislerine zulmedenler,

İkinci kısmı: Arada bulunanlar,

Üçüncü kısmı ise: Allah’ın izniyle hayırlarda öne geçenlerdir.

Bunların hepsi de Allah’a c.c doğru yolculuk yapmaya hazır ve sonunda O’na döneceklerine yakinen inanan insanlardır. Fakat aralarında, azık edinmede,  hızlı veya yavaş yürümede farklılıklar vardır.

– Nefislerine zulmedenler: Ömür merhalelerinde azıklarını almayan ve kendilerine fayda sağlayacak kadar ömürlerinden nasiplenmeyenlerdir.  Hatta kendilerine fayda sağlayacak olan azıktan yeterince faydalanmamakla birlikte, hem dünyadaki yolculukları esnasında kendilerine eziyet veren, hemde ahirette kendilerine zararı dokunacak olan şeyleri azık edinen kimselerdir.

– Arada bulunanlar ise: Kendilerini menzile ulaştıracak kadar azık almakla beraber, kârlı ticaret mallarını bineklerine yüklememiş ve kendilerine zarar verecek şeylerden de almamışlardır. Bunlar, selâmetle kurtulan kazançlı kimseler olmakla beraber, üstün ve övgüye lâyık olan kazançları ise, yanlarında götürmeyen kimselerdir.

– Hayırlarda öne geçenlere gelince; Bunlar, ömrün her merhalesinde, bütün maksatları yüksek kârlar elde etmek ve ticaret mallarını yüklenmek olan kimselerdir… Çünkü bunlar, ahirette elde edecekleri kâr miktarının ne anlama geldiğini çok iyi bilmektedirler. Bundan dolayı da ellerinde bulunan dünyalık bütün nimetleri bir kenara yığıp, onlarla ticaret yapmamayı zarar olarak görmektedirler. Bunlar ahiret gününde, “tacirlerin, onların ticaret kârlarına gıptayla bakacakları kimselerdir.

 

Bunların durumu şu örnekteki gibidir.. Bir adam düşün ki, önünde bir ticaret pazarı var. Ve bu adam, o pazardaki kar oranlarının; bire on, bire yediyüz hatta bire karşılık bundan çok daha fazlası olduğunu biliyor. Ayrıca bu adam o pazarın hem yolunu, hem de o pazarda nasıl ticaret yapacağını biliyor…

Emin olun böyle bir adam, o pazarda ticaret yapma imkanını bulduğunda, sahip olduğu herşeyi, hatta üzerindeki elbiselerde buna dahil, kesinlikle bunları satacaktır. Neden? Çünkü ne sattığının önemi yok, önemli olan karşılığında elde ettiği kar. İşte hayırlarda öne geçenlerin durumu da aynen bunun durumu gibidir. Onlar, ticaret yapmaksızın bir vakitlerinin geçmesini apaçık bir zarar olarak görürler…

 

Gayret ve mücadele bizden, başarı ve tevfik ALLAH’(Celle Celaluhu)’tandır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.