NEFSİN AYIPLARI

Hamd alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim ve Din günün sahibi olan Allah(C.C)’a (mahsustur. Salat ve Selam Örneğimiz ve Önderimiz olan Hz. Muhammed (sav), Âline, Ashabına ve tüm Müslümanların üzerine olsun İnşaAllah.

Bu dünyada en değerli şey, kulun Allah(C.C)’ın hoşnutluğunu kazanması ve tam bir sağlık duygusu içinde O’na (C.C) itaat ve ibadet etmesidir. Ne var ki İlahi mesaja aykırı dünya hayatının sahte güzelliklerinin, baskılarının ve şeytanın yanı sıra nefsimizin ayıpları da varoluşumuzun bu en değerli şeyini gerçekleştirmemize engel olmaktadır. Yaratılış amacımızın önündeki bu engelleri tanımak ve onları aşmak, tam bir temizlikle arınmak, bizim için son derece büyük önem taşımaktadır.

Allah(C.C)’ın hoşnutluğunu kazanmaya ve çok istenildiği halde O’na (C.C) tam bir bağlılık ve aşk duygusu içinde itaat ve ibadet etmeye, böylelikle gerçek mutluluğu yaşamaya engel olan nefsin ayıplarının neler olduğunu ve onlardan nasıl arınılabileceği maddeler halinde bu yazımında paylaşacağız.

Haset, kin, riya, şöhret tutkusu, makam ve mevki hırsı, haramdan sakınmama, alçak gönüllü olmama, kendimizi ve yapıp ettiğimiz davranışlarımızı beğenme, Allah(C.C)’ın  cezalandırmasından korkmama v.b. manevi hayatımızı mahveden pek çok hastalığın nefsin ayıplarından olduğu aşikardır.

Ancak bu yazıyı okumadan önce Allah(C.C)’ın hoşnutluğunu kazanmaya engel olan nefsin ayıplarının neler olduğunu öğrenmek için içten ve samimi olunmalı. Kalbi imanla doldurup, isyan ve günahın pisliklerinden arındırmaya gayret edilmeli, eğer onu bu içtenlik ve samimiyetle okursanız ve öğrendiklerinizi pratiğe dökerseniz, bu sizi pek çok hayra götürecektir. Şunu unutmayın ki;

“Nefsini kötü arzulardan alıkoyanın varacağı yer cennettir.” (Naziat Suresi 40-41)

            Şimdi bu hastalıkları ayıpları aktarmaya ve onlardan kurtulmanın yollarını anlatmaya başlayacağız inşaAllah.

• İnsanlardan yardım beklemek

Nefsin bir ayıbı, gerçekte fayda ve zarar verme gücüne sahip olmayan insanoğlundan kendisine dokunan zararı gidermesini veya fayda vermesini beklemek; Allah, rızkına kefil olduğu halde rızık kaygısı çekmektir.

Bu ayıptan arınmanı yolu;

Allah(C.C)’ın Kur’an’ı Kerim’de haber verdiği gerçeklere doğru bir inançla iman etmektir. Allah Teala şöyle buyurmaktadır;

“Ve (Bilki) eğer senin başına Allah bir darlık, bir sıkıntı saracak olsa, O’ndan başka onu giderecek yoktur. Ve eğer hakkında iyilik, genişlik diliyorsa, O’nun lütuf ve cömertliğini engelleyebilecek kimse de yoktur. O lütuf ve cömertliği kullarından dilediğine nasip eder.” (Yunus Suresi 107)

“Yeryüzünde yaşayan hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah’a bağlı olmasın.” (Hud Suresi 6)

İnsan, Allah(C.C)’ın yarattıklarının tamamının gerçekte zayıf ve aciz oldukları kavradığı zaman bu gerçek kendisinde yerleşir. İşte o zaman kesin olarak onlar ki; kendisi muhtaç olan bir varlık, başkasının ihtiyacını gidermeye güç yetiremez. Kendisi âciz olanın, başkasının ihtiyacını karşılaması için gerekli sebepleri oluşturup yerine getirmesi mümkün değildir. Bu bilinçle kişi, nefsinin bu ayıbından kurtulur ve bütün varlığıyla Rabbine yönelir.

İnsanoğlu kendisinin âciz ve gücünün sınırlı olduğunu, Allah(C.C) izzetli, yüce ve her şeye güç yetiren olduğunu kavradığında da bu nefsin ayıbından kurtulacaktır. İNŞAALLAH.

• Tembellik etmek

Nefsin ayıplarından biride, tembelliktir. Tembellik, tokluğun mirasıdır; çünkü nefis, mide dolunca kuvvetleşir; kuvvetleşince zevk ve haz alır; zevk ve hazza ulaşmasıyla da kalbe egemen olur.

Bu ayıptan arınmanın yolu;

Nefsi aç bırakmaktır. Çünkü nefis aç kalınca zayıflar, zevk ve düşkünlüklerini terk eder. (Aç kalmayı Allah Rasulu’nun bizlere sünnet olarak bıraktığı oruç tutarak yapabiliriz. Hem Allah Rasulu’nun sünnetine uymuş oluruz hem de nefsimizi terbiye etmiş oluruz. Teşbihte hata olmaz İNŞAALLAH; bir taşla iki kuş vurmak gibi.)

Böylece kalp, nefse egemen olur. Kalp, nefse egemen olunca, nefsi, ibadet ve taate götürür, tembelliği giderir. Bu konuda Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur;

“İnsanoğlu midesinden daha kötü, başka bir kap doldurmamıştır. İnsanın belini doğrultacak birkaç lokmacık, kendisine yeter. Eğer mutlaka yemesi gerekiyorsa, o halde midesinin üçte birini yemek, üçte birini içmek, üçte birini de nefes almak için ayırmalıdır.”

Bu yazımızda nefsin ayıplarından iki tanesini kısa ve öz olarak aktarmaya çalıştım. İNŞAALLAH bir dahaki yazımızda devam edeceğiz nefsin ayıplarını anlatmaya…

Başarı Ancak Allah(C.C)’tandır.