sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

MİZAÇLARIN HAKK’A DÖNÜŞÜ

A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

MİZAÇLARIN HAKK’A DÖNÜŞÜ

 

Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah azze ve celle’ye mahsustur. Salat ve selam O’nun habibi müminlerin örneği ve önderi, yaşayan Kur’an kendisine uyulmadığı sürece kurtuluşun mümkün olmadığı son Peygamber Hz.Muhammed (s.a.v)’e O’nun ehli beytine, sahabesine ve bütün müminlerin üzerine olsun…

Her insan, Allah (c.c)’ın kudretiyle farklı bir mizaç üzere yaratılmıştır. Kiminin tabiatı yumuşak, kimininki serttir; kimi heyecanlı, kimi ise sakin huyludur. Bunların her biri, ilâhî iradenin tecellîleridir. Lakin insan, sadece yaratıldığı şekliyle bırakılmak için var edilmemiştir. Bu dünya, mizacın terbiyesi ve nefsin tezkiyesi için bir imtihan sahnesidir.

İnsan, dört unsurdan mürekkep yaratılmıştır: kan, safra, balgam ve sevdâ. Bunların her biri, bir ahlâk kapısıdır; her biri, imtihanın eşiğidir. Ve her bir mizaç, ya rahmete çıkar ya felâkete…

  • Kan (demevî) mizaçlı kul, neşeye meyilli, hoş sohbet ve içtendir. Lakin gaflet sisi onun gönlünü örtmeye başlarsa, zikirsiz bir neş’e oyun olur.
    → Ona düşen, neşesini secdeyle yoğurmak, kalbini tefekkürle diriltmektir.
  • Safra (safravî) mizaçlı kul, iradeli, cesur ve kararlıdır. Fakat bu cesaret, öfkeye dönerse kalbi yakar, gönül kırar.
    → Ona düşen, sabrla öfkesini sulamak, riyazetin gölgesine sığınmaktır.
  • Sevdâ (sevdavî) mizaçlı kul, derinlik sahibidir, tefekkürle yoğrulmuştur. Lakin karamsarlık perdesi, onu rahmetten uzaklaştırırsa vesvese girdabında kaybolur.
    → Ona düşen, “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin” nidasına sarılmak ve kalbini duâ ile ihyâ etmektir.
  • Balgam (balgâmî) mizaçlı kul, sükûn sahibidir, aceleden uzaktır. Lakin bu sükûnet tembelliğe evrilirse, ibadetten uzaklaşır.
    → Ona düşen, gayretin tadını zikrullahla bulmak, istikamet üzere yürümektir.

Ahlâk doğuştan olabilir; lakin onu değiştirmek mümkündür. Çünkü kalp, cilâ ile parlar; pasla da kararır. Nefs, terbiye ile incelir; gafletle de katılaşır.”

(İmam-ı Gazâli)

Nefsin senin en yakın düşmanındır. O sana güzel gösterir; lakin seni uçuruma sürükler. Kalbinin derinliklerinde gizlenen kibir, riya, haset ve tamah gibi ahlâkî hastalıklar, nefsi kuvvetlendiren zehirdir. Gazâlî bu hâli şöyle anlatır:

Kibir, kalpteki ilahlık iddiasının gölgesidir. Haset, Allah’ın taksimine razı olmamaktır. Riya, kulluk kisvesiyle halkın rızâsını aramaktır.”

Bu karanlık perdeleri yırtmak istiyorsan, önce kalbini tanı. Kendini bilen, Rabbini bilir. Nefsini tanıyan, Hakk’a yaklaşır. Zira kalp, Allah’ın nazar ettiği yerdir. Onu kirli bırakmak, Allah’ın nuruna perde olmak demektir.

Gazâlî der ki:

Ahlâkın en kâmil şekli, Habîbullah’ın ahlâkıdır.”

Onun ahlâkı Kur’ân’dı; onun mizacı, itidâl üzereydi. Sevgisi aşırılıktan uzaktı; öfkesi hak içindi. Merhameti taşmazdı ama kaybolmazdı. Korkusu Allah içindi; ümidi Rabbin rahmetindeydi.

Rasûlullah’ın ahlâkına yaklaşmak için, önce kendi nefsinin zıddını bul. Öfkelisin, sabra sarıl. Hırslısın, kanaatle yaşa. Gevşeksin, gayrete bürün. Kıskançsın, duâ ile temizlen. Her huy, bir perdedir; her güzel ahlâk, bir kapı…

Unutma ki mizaç bir yazgı değil, bir yolculuktur. Her huy terbiye edilebilir, her kalp cilâlanabilir. Asıl olan; neyle yaratıldığın değil, ne uğruna değiştiğindir.

Ey nefsiyle mücadele eden kul…

Gönlünü arındır, huyunu güzelleştir, mizacını Hakk’a sun. Zira Allah (c.c)’ın huzuruna çıktığında ne malın, ne soyun, ne şeklin, ne de mizaç bahanen sorulacak…

Sana sadece:

“Kalbini neyle doldurdun?” denilecek.

Selam Allah (c.c)’ın salih kulları üzerine olsun …

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.