MALAYANİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd övgü ve sena onsekiz bin alemin Rabbi olan yegane güç ve kuvvete sahip tek  İlah tek  Rab olan Allah azze ve celle’ye mahsustur.Salat ve selam ise yaşayan Kur’an,kendisine uyulmadığı sürece asla kurtuluşun münkün olmadığı son Nebi olan Hz.Muhammed(s.a.v.)’e olsun inşallah.

Bu ayki yazımız olan malayani kavramının kelime olarak önce ne manaya geldigi uzerinde duralım inşallah.

Malayani kendisiyle hic bir hedef gözetilmeyen  iş olsun diye laf olsun vakit geçsin ömür tükensin diye yapılan boş konusmalar ve faydasız islerdir. Malayaninin en yaygın tarifi,ne dünyaya nede ahirete yaramayan işler,konuşmalar,düşünceler şeklidir.Bu tarif,şu dünyada yaşadığımız sürece bize birşeyler verir.Ve ömrümüzü ya dünya için yada ahiret için faydalı olacak sahalarda geçirmemizi telkin eder.O zaman diyeceğiz ki ebedi aleme fayda sağlamayan  ve meyveleri sadece dünyada kalan herşey malayani’dir.

Bu konu üzerine Allah resulu şöyle buyurmuştur:”malayani dünya ve ahirette faydası olmayan sadeti dareyni temin etmeyen şeyi terk etmek kişinin müslümanlığının güzelliğindendir”(tirmizi).Şunu söylemek gerekir ki neyin malayani olup neyin faydası olduğunu anlayabilmek için aslında ilim elde etmek gerekir ki doğru ile yanlışı,Hak ile batılı ayırt edebilelim.Aslında bu bize bir müslümanın her daim ilim ve islamla bir bütün olması gerektiğini göstermektedir.Bu zaten Rabbimizin kesin bir emridir.‘onlar ki boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler.'(müminin-3)

    Allah Resulü’nün hadisi ve  verdiğimiz ayeti kerime okuyup geçebileceğimiz birşey değildir.Şimdi burda müslüman vasfına sahip olan herkesin bunu üzerine alıp bir düşünmesi lazım ki bunu ne kadar hayatlarımıza geçirdik.Çünkü malayani ile meşgul olmak yapılması gerekenleri ihmal etmeye götürür ve gerekli gereksiz herşeyle meşgul olmak,insanı kolayı tercihe sevk eder.Bütün bunlar ise sonuçta müslümanı fuzuli işlerin adamı durumuna düşürür.Bu bakımından hadisi şerif çok önemli tespit yapmakta iyi müslüman olabilmek için herşeyden önce kendisini ilgilendirmeyen,fuzuli işlerle meşgul olmamak gerektiğine dikkat çekmektedir.Çünkü insan ömrü kısa olup hızla geçmektedir.

Dikkat edersek ayet ve hadis müslüman kişilerden bahsetmekte.Yani islamdan uzak olan insanlar zaten genel olarak bir haramın içinde.Peki yaratılış gayesinin şuurunda olan kişiler ne durumda.Kalpler ve diller ne ile meşgul.Başkalarını yadırgamak yerine dönüp kendimize bakmamız  gerekmez mi?

Hz.Ebu bekir şöyle der.”kim Allah’ın rızasını kazanmak ugruna nefsini azarlarsa Allah o kimseyi kendi azarlanmasın dan emin kılar.”(saffetüs safve)Bizlerin bugün ki tek gayesi Allah’ın rızasını kazanmaksa o zaman sadece O’nun razı olacağı işlerle meşgul olmamız gerekmez mi?Bizlere nasihat olacak şu kıssayı da verelim ve yazımızı bununla sonlandıralım inşallah.

Ubade b.sabit anlatıyor:”bir gün Resulullah ashabıyla birlkikte yolculuğa çıktı.Resulullah bineğin üzerindeydi,ashaptan hiçbiri onun önüne geçmiyor,sağında ve solunda yürüyorlardı.

   Muaz b. Cebel:Ya Resulullah Allah’ın senin ölümünü bizim ölümümüzden önce yapmamasını dilerim.Allah o günü bize göstermesin,şayet Size bir şey olursa sizden sonra hangi amelleri yapmamızı tavsiye edersiniz?dedi.

 Resulullah(s.a.v.):Allah yolunda cihad yapınız buyurdu.Muaz:Annem babam sana feda olsun dedi.

Resullah(s.a.v.)

Allah yolunda cihad yapmak ne güzeldir fakat bugün ki insanlar için bundan daha önemli birşey vardır buyurdu.

Muaz:Ondan daha önemlisi her halde oruç tutmak ve zekat vermektir dedi.

Resulullah:oruç ve sadaka elbette önemli konulardır.Fakat onlardan da önemli birşey vardır buyurdu.Bunun üzerine Muaz bildiği iyi şeyleri sıra ile tek tek söyledi. Resulullah(s.a.v.)hepsin- den de bundan daha önemli birşey vardır diye cevap verdi.Nihayet Muaz:Ya Resulullah bize önemli şeyi açıklar mısınız?diye sordu.

Resulullah(s.a.v.)mübarek dilini işaret ederek bununla iyilikten başka birşey söylememektir buyurdu.

 Muaz:Ya Resulullah biz söylediğimiz şeylerden sorumlu tutulacak mıyız?diye sordu.

Resulullah(s.a.v.):Annen seni yitirsin insanları yüz üstü cehenneme sürükleyen dilleriyle söyledikleri,kötü şeylerden başka birşey değildir.Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır konuşsun yada sussun.Güzel şeyler söyleyin ki iyilik göresiniz.Kötü şeyleri söylemekten de sakının ki selamette kalasınız buyurdu.

Rabbim dillerimizi ve kalplerimizi muhafaza eylesin inşallah.

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN