MAL VE EVLAT PERDESİ

MAL VE EVLAT PERDESİ

Şahit olduğumuz kâinatı zerresinden küresine emsalsiz bir şekilde yoktan var eden ve bu yaratma işini bir hikmet üzerine inşa eden, kullarına mühlet veren fakat onları ihmal etmeyen, din gününün sahibi olan Allah’a (cc) şanına yaraşır şekilde hamd olsun.

Alemlere rahmet olarak gönderilen, müminlere kendi nefislerinden önce gelen, “kendisine itaat hakikati” kıyamete kadar tüm insanları bağlayıcı olan, ulu önderimiz Hz. Muhammed’e (sav) salat, tertemiz ailesine, güzide ashabına ve tevhid zincirine tutunan bütün Müslümanlara da selam olsun.

Vahyin anlaşılması adına, aklın önünde çekili duran perdeleri aktarmaya devam ediyoruz. Daha önce nefis ve beşer perdesinden bahsetmiştik. Bu sefer dikkat çekmek istediğimiz nokta ise, “ Mal ve Evlat “ perdesi.

Allah cc ayeti kerime de şöyle buyurmakta; “ Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir fitnedir. Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır. “ Tegabun / 15

Seyyid Kutub rha der ki; “ Mallar ve evlatlar sizin için baştan çıkarıcı, çekici şeylerdir. Bu çekicilikleri ile sizi Allah’a karşı gelmeye, O’na isyan etmeye sürüklerler. Şu halde onların çekiciliğinden sakının. Sizi sürükleyip götürmesinler, Allah’tan uzaklaştırmasınlar. “

Evet, İslam’ın anlaşılmasının önündeki başlıca engellerden biri, Allah’ın c.c bahşetmiş olduğu mallar ve evlatlardır. İnsanların ekserisine baktığımızda bu hakikat, net bir şekilde fark edilebilmektedir. Dünyalık mal elde etme arzusu ve çocukların geleceğini düşünme kaygısı, insanların, varlık sebeplerini kendilerine unutturmuş vaziyette.  Kuranın ve Sünnetin yapmış olduğu çağrıyı anlamaları noktasında, birer perde görevi görmekte.

Hatta bazen aralarındaki sohbetlerde şunları duyuyoruz. İki oğlan var, birer ev ve araba bırakabilirsem benden iyisi yok diyor adam. Yani Allah’ın, kendisini çıkarmış olduğu bu imtihan sahasındaki, “imtihan” olarak gördüğü şey, evlatlarına bırakmak için, elde etmeyi hedeflediği dünyalık mallar olmuş.  Fakat diğer yandan, o mallar ve evlatlar, Allah cc ile arasındaki bir fitne haline gelmiş. Onun aklını dumura uğratmış ve bunun farkında değil.

İmam Ahmed Abdullah B. Büreyde’nin şöyle dediğini anlatır: Babam Büreyde’nin şöyle dediğini duydum: Bir gün Peygamber Efendimiz minberde halka hitap ediyordu. O sırada torunları Hasan ve Hüseyin -Allah onlardan razı olsun- geldiler. Al gömlekler giyinmişlerdi. Düşe kalka yürüyorlardı. Peygamber Efendimiz minberden indi ve ikisini kucaklayıp önünde bir yere oturttu. Sonra şöyle dedi: “Allah ve Peygamberi doğru söylerler. Kuşkusuz mallarınız ve evlatlarınız sizin için birer sınav konusudur. Şu iki yavrumun düşe kalka yürüdüklerini görünce dayanamadım. Konuşmamı kesip onları ayağa kaldırdım “

Ehli sünnet alimleri bu hadise istinaden der ki, Bir tarafta Allah’ın Resulü sav, diğer tarafta torunları. Mesele çok ciddi ve tehlikeli.

Allah cc Enfal/28 ayeti kerimesinde de aynı hakikate işaret ediyor “ Bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız ancak bir fitnedir. Allah yanında ise büyük bir mükafat vardır. “

Ebu Malik Eşari’nin rivayet edilen bir hadiste Resullulah sav diyor ki: “Senin asıl düşmanın, kendisini katlederek, zafer kazandığın ve onun seni öldürmesiyle, Cenneti kazandığın kimse değil, sulbünden olan çocuklar ve sahibi olduğun mallardır.” (Taberani)

İnsanın canım dediği evlatları ve emek sarf ederek kazandığı malları kendisi için nasıl düşman olabilir? Eğer, Allah’ın senin için belirlemiş olduğu hudutları sana unutturuyorsa, Kuranı ve sünneti anlamak için vermen gereken mücadeleye engel oluyorsa, bunlarla vakit geçirmek ve bunları çoğaltmak için verdiğin mücadele, Allah’a kulluk için vermen gereken mücadelenin önüne geçmişse, artık senin dışarıda bir düşman aramana gerek kalmamış demektir.

Gayret ve mücadele bizden, başarı ve tevfik ALLAH’tandır. (cc)