EN KÖTÜ HASLET – (GIYBET)

Hamd kendisinden başka ilah olmayan insanlara imanı tercih edecek küfrü inkar edecek aklı veren hak ve batılı apaçık bir şekilde ortaya koyan kulları için hidayet yollarını var eden kitaplar indirip peygamberler gönderen yegane hakimiyetin sahibi Allah (c.c.)’a mahsustur.

Salat ve Selam imanın rehberliği küfrün imhası için seçilen güzel örnekleri üzerinde barındıran insanlara Allah’ı tanıtması için Risalet adletle hükmetmesi için Şeriat verilen hayra davetçi batıla mani olan küfrün ve kafirlerin korkulu rüyası Allah Rasulu (s.a.v)’in üzerine olsun.

İnsanlar tüm günahlardan bihaber-masum-saf ve temiz olarak dünyaya gelirler. Ancak büyüdükçe kötülük yada fenalığa bulaşıp günaha girebilirler. Bu günahlardan biriside Gıybettir. Peki Gıybet nedir?

Allah azze ve celle insanların yeryüzünde birbirleri ile uyum içerisinde yaşayabilsin birbirlerine hoşgörülü davranabilsin ve huzurlı bir hayat sürdürebilsinler diye bir çok konudada insanlara uyarılarda bulunmuştur. Bu uyarılar peygamberlerin ve Kur’anı Kerim’in ortak amacı İnsanoğlunun kötü fena işlerden uzak durması birbirlerine zarar vermeyip kul hakkına girmemeleri gerektiği üzerinedir. Şüphesiz Allah kesin olarak gıybeti yasaklamıştır.

Gıybet bir insanın gıyabında eleştirmek- çekiştirmek ve onun hakkında hoşlanmayacağı şekilde konuşmaktır. Gıybet herhangi bir kişinin dış görünüşü, işin dili, rengi gibi özellikleriyle dalga geçmek alaylı bir şekilde o kişinin arkasından konuşmaktır. Gıybeti dinleyip bunu onaylayan kişi  Allah katında en az gıybet eden kişi kadar suçlu sayılır. Özellikle ahir zaman olarak belirtilen günümüzde gıybet hemen hemen herkes tarafından işlenen büyük bir kul hakkına girmiş sayılmaktadır. Allah gıybeti kesin bir dil ile yasaklamış gıybet eden kişi yada kişilerin günahların en büyüklerinden birine girmiş olur. Gıybet ile ilgili birçok ayet ve hadisler bulunmaktadır. Bazılarını örnek verecek olursak:

İnsanları arkadan çekiştirmeyi yüzlerine karşıda el-kaş- göz işaretiyle alay etmeyi adet haline getiren her bir kişinin vay haline! (Hümeze 1)

Bu ayetin tefsirinde Seyyid Kutub (Rh.a) şöyle der!

Bu kişilikten ve imandan yoksun bir insan ruhunun ahidleşmiş-iğrençleşmiş halini tasvir eden bir tablodur. İslam yüce Ahlaki değerleri gereği böyle düşük ruhların halini nefretle karşılar. Onlardan tiksinir bu nedenle İslam çeşitli yerlerde alayı göz-kaş işaretleri ile aşağılamayı ayıplanmayı yasaklamıştır.

Ey diliyle iman edip de kalplerine iman tam olarak yerleşmeyen kimseleri Müslümanlar gıybet etmeyiniz onların kusurlarınıda araştırmayınız! Kim Müslümanların kusurlarını araştırırsa Allah’ta onun kusurlarını araştırır. Allah kimin kusurlarını araştırırsa onu evin içinde dahi rezil eder. (Tirmizi)

Siz gıybet edip onu dilden dile birbirinize aktarıyor hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz bunun önemsiz olduğunu zannediyorsunuz. Halbuki bu Allah katında büyük bir suçtur.

Evet bugün baktığımızda gıybet toplum düzenini bozan kalplere kin husumet saçan büyük günahlardan biridir. Böyle olmakla beraber birçok kimse cahil bir düşünceyle söylediğinin gerçeklik payı olduğunu düşünerek kendisini avutur. Halbuki gıybet esasen gerçek olan bir kusurun söylenmesidir. Gerçek olmayanı söylemek ise iftiradır. Bunu düşünmeyerek bir kişinin sözlerinin doğru olmasıyla teselli bulması yanlış ve büyük bir gaflettir. Gıybet nefse mağlup olup kalpteki yanlış duyguların ve kötü Ahlakın bir göstergesidir. Bu sebeble dildeki en zehirli hançer olan gıybetten sakınmak gerekir konuştuğumuzda bundada bir şey olmaz zaten ben onda olanı söylüyorum bunun günahı olmaz bu gıybete girmez diye düşünülmemeli. Allah Rasulunun hadisinde buyurduğu üzere gıyabında olanı söylemek gıybet olmayanı söylemek ise iftiradır. Ateşin odunu yaktığı gibi gıybetinde sevaplarımızı yakmasını istemiyorsak Ahlakımızı ilk önce Kuran ve Sünnete göre değiştirmeliyiz. Gıybet İnsanoğlunun dilinden çıkan kendisine dünya ve ahirette sıkıntı veren zararlı bir hastalıktır. Bizler bugün dilimizi tutamıyoruz sinirlenip öfkelendiğimizde ağzımıza gelen her şeyi söyleriz laflarımızın nereye gideceğini bilmiyoruz.

Sahabeden Süfyan B. Abdullah (R.a) anlatıyor:

Ey Allah’ın Resulu! Bana sımsıkı sarılacağım bir amel söyle dedim Peygamber efendimiz şöyle buyurdu!

• Rabbim Allah’tır de sonra dosdoğru ol!
• Ey Allah’ın elçisi hakkımda korkacağım şeyin en tehlikelisi nedir? Dedim.

Mübarek elini diliyle tuttu sonra iste budur dedi. Gıybet eden ortamlarda bulunmamak yada eden kişileri usulünce uyarmalı insanların eksik ve kusurlarını araştırmaktan uzak durulmalı biz iki lişi dahi olsak üçüncüsünün Allah (c.c.) olduğunu unutmamalıyız.

Kur’anı Kerim’de görmezmisinki Allah göklerde ne var yerde ne varsa bilir? Bir araya gelip gizlice fısıldaşan üç kişinin dördüncüsü mutlaka Allah’tır. Bundan ister daha az ister daha çok olsunlar mutlaka o kendileriyle beraberdir. O kıyamet gününde yapmış oldukları işleri onlara tek tek bildirecek şüphesiz Allah herşeyi bilir. (Mücadele 7)

Selam ve Dua ile…