DÜNYA SEVGİSİ

Hamd Alemleri yoktan vareden, yegane hakimiyet sahibi Allah’adır. O’na kulluk ederiz ve O’ndan yardım dileriz.

Salat ve Selam son Rasul Hz. Muhammed s.a.v’e, ehli beytine, sahabesine ve tüm müminlerin üzerine olsun.

Bir insanın kesinlikle bilmesi ve hiç hatırında çıkarmaması gereken bir gerçek var ki o dünya hayatında imtihanda olduğumuz gerçeğidir. Bunu bilen bir kişi dünyayı sevmez ve ona asla bağlılık göstermez. Dünyadan ancak gereği kadar istifade eder. Eğer dünyayı sever ve onda aşırı giderse bu kişinin imtihanı unutmasına ve sonuç olarak kaybetmesine sebep olur. Dünyaya dalanın misali balın tadına bakayım derken dayanamayıp sonunda içine girip bir daha çıkamayan sineğin misali gibidir. Sinek balın kenarından yeseydi ona fayda sağlardı ama içine daldığında bala yapışır kurtulamaz. Müslümanda dünyadan ihtiyacı kadarını alırsa hayatta kalır. Eğer bununla yetinmez içine dalarsa onun sonu olur.

Kur’anı Kerim dünya hayatını şöyle tarif ve tasvir ediyor. ‘’Bilinki dünya hayatı bir oyun, eğlence, süs kendi aranızda birbirinize karşı övünme mal ve evlat çoğaltma yarışıdır. Bu tıpki bir yağmura benzerki bitirdiği ot ekicilerin hoşuna gider. Sonra kurur Onu sapsarı görürsün. Sonra çerçöp olur Ahiret ise çetin bir azap Allah’tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı ise sadece aldatıcı bir ginmedir. (Hadid 20)

İnsanlar dünyayı severlerde önlerindeki zorlu günü gözardı ederler. ( İnsan 27)

Allah c.c. ölümü ve hayatı insanları imtihan etmek için yarattığını şöyle ifade ediyor. ‘’O hanginizin daha güzel amel edeceğini denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O üstündür, bağışlayandır. (Mülk 2.)

İnsanlar Allah’ın gönderdiği Kur’ana göre hayatlarını düzenlerlerse kurtuluşa ererler. Bunu düşünüp muhakeme etsinler diye Allah Teala insanlara akıl da vermiştir. İnsan bu aklı kullanmalı nefis ve şeytanın saptırmalarına karşı daima uyanık olmalı ve onlarla devamlı mücadele halinde bulunmalıdır.

Dünyanın insanı cezbeden metası vardır. Bunlar ayette şöyle sayılmıştır. ‘’Kadınlardan, oğullardan kantar kantar yığılmış altın ve gümüşten otlağa salınmış otlardan davarlardan ve ekinlerden gelen zevklere aşırı düşkünlük insanlara süslü gösterildi. Bunlar sadece dünya hayatının geçimidir. Asıl varılacak güzel yer Allah’ın yanındadır. (Al-i İmran 14. Ayet)

Dünya hayatından sonra ebedi olarak ahiret hayatı vardır. Dünya çalışma yeri ahirette dünyadaki çalışmaların karşılığını görme yeridir. Ebedi saadet dünyada kazanıldığı için dünya hayatı bu açıdan çok değerlidir. Yani insanın elinde bir sermayedir. Dolayısı ile iyi değerlendirilmeli ömür boşa geçirilmemelidir. Allah Teala bu hususta şöyle buyuruyor: ‘’Ey inananlar, Allah’tan korkun ve kişi yarın için ne yapıp gönderdiğine baksın. Allah’tan korkun. Çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (Haşr 18.ayet)

Kur’anı Kerim bize çalışmayı emretmiş, dünya nimetlerinden meşru şekilde istifade etmemizi tavsiye etmiştir. ‘’Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan (nasibizi) arayın. Allah’ı çok anınki kurtuluşa eresiniz. (Cuma 10. Ayet)

Müslüman dünyası için ahiretini terketmez. İkisi arasında dengeli bir hayat sürür. Müslüman dünyayıda kazanır ancak kazandığı dünyayı kalbine değil cebine koyar. Müslüman cebine koyduğu dünyayı harcar ama ehli dünya olanıda dünya harcar. Bu sebepten dünya sevgisi bir felakettir. İnsanoğlu dünyayı asıl gaye yapar kalbi ve ruhuyla ona yönelir. Allah’ın rızasını ve ahireti için çalışmayıda bir tarafa bırakırsa yani dünya ve içindekileri Allah’a tercih ederse ‘La İlahe İllallah’ desede onda kalbi doğrulun olduğunu söylemek isabetli olmaz.

Dünya sevgisi ile Allah sevgisi birbirinin zıttıdır. Aynı kalpte birleşemezler. Dünya sevgisi, şehvet ve kötü ahlakın kaynağıdır. Rasulullah s.a.v şöyle buyurmaktadır. ‘Dünya sevgisi her hatanın başıdır.) (Camiu’s Sağır)

Rabbim Rızasından ayırmasın.

ElihamdulillahirrabilAlemin.