sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 105. ve 110. AYETLER ARASI

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 105. ve 110. AYETLER ARASI
14.07.2021
0
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

105- Nuh kavmi(74) de gönderilen (peygamberler) leri yalanladı.(75)
106- Hani onlara kardeşleri Nuh: “Sakınmaz mısınız?”(76) demişti.
107- “Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.”(77)
108- “Artık Allah’tan korkup-sakının ve bana itaat edin.”(78)
109- “Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir.”(79)
110- “Artık Allah’tan korkup-sakının ve bana itaat edin.”(80)

AÇIKLAMA

74. Lütfen karşılaştırın: A’raf: 59-64, Yunus: 71-73, Hud: 25-48, İsra: 3, Enbiya: 76-77, Müminun: 23-30, Furkan: 37, Hz. Nuh’un (a.s) kıssasının ayrıntıları için bkz. Ankebut: 14-15, Saffat: 75-82, Kamer: 9-15 ve Nuh Suresi.

Kur'an Dinle

75. Her ne kadar onlar tek bir rasûlü reddetmişlerse de, rasûllerin hepsi Allah’tan aynı mesajı getirdiklerinden, tüm rasûlleri reddetmiş oluyorlardı. Kur’an’ın çeşitli şekillerde tekrar tekrar andığı bir olgudur bu. Dolayısıyle, tek bir peygamberi reddedenler, diğer peygamberlere inansalar bile kafir olmuş olurlar. Çünkü, herhangi bir rasûle inanan mümin, ırkî ön yargılar, ataları taklit gibi etkenler altında kalmadıkça, aynı gerçeği daha başka durumlarda inkar edemez.

76. Hz. Nuh’un (a.s) kavmine ilk hitabesi, Kur’an’ın başka yerinde anıldığı üzere şöyleydi: “Ey kavmim! Allah’a ibadet edin, sizin için Ondan başka ilâh yoktur. Öyleyken, sakınıp korkmayacak mısınız?” (Müminun: 23) . “Allah’a ibadet edin, O’ndan sakınıp korkun ve bana itaat edin.” (Nuh:3) . Yani, “Allah’a isyanın ve O’ndan başkalarına ibadet etmenin sonuçlarından korkmuyor musunuz?”

77. Burada iki anlam vardır: 1) “Ben size ancak Allah’ın bana vahyettiğini aktarıyorum.” ve 2) “Ben, zaten güvenilir, dürüst ve namuslu bildiğiniz bir rasûlüm. Sizinle olan ilişkilerimde dürüst ve güvenilirken, Allah’ın Mesajı’nı aktarmada nasıl güvenilmez ve yalancı olabilirim? O halde, size getirdiğim her şeyin gerçek olduğu konusunda emin olabilirsiniz.”

78. Yani, “Ben güvenilir ve doğru bir rasûl olduğuma göre, tüm diğer reisler karşısında bana itaat etmek, emir ve talimatlarımı yerine getirmekle yükümlüsünüz. Çünkü, ben Allah’ın iradesini temsil ediyorum. Bana itaat, Allah’a itaat; bana itaatsizlik, Allah’a itaatsizliktir.” Bir başka deyişle, insanlardan yalnızca bir rasûlü, Allah tarafından gönderilmiş gerçek bir rasûl olarak kabul etmek değil, ona itaat etmek ve diğer tüm kanunlar karşısında onun kanununa itaat etmek istenmektedir. Bir peygamberi reddetmek veya onu peygamber olarak kabul ettikten sonra kendisine itaatsizlikte bulunmak, Allah’a isyan ve O’nun gazabını çekmekle eş anlamlıdır. Dolayısıyle “Allah’tan sakınıp korkun” ifadesi, her işitenin, bir peygamberin mesajını reddetmenin veya emirlerine itaatsizlik etmenin sonuçlarını açıkça anlaması konusunda bir uyarıdır.

Sesli Makale

79. Hz. Nuh’un (a.s) , mesajının gerçekliği konusundaki iki delilden ikincisi budur. İlki, aralarında geçen hayatının ilk döneminde kendisini güvenilir bir insan olarak tanımalarıydı. Bu ikinci delil ise şunu ifade etmektedir: “Sizden gelen her türlü itiraz ve düşmanlığa rağmen, gece gündüz demeden tebliğ ettiğim mesajı aktarmada, benim hiç bir kişisel çıkarım yoktur. Hiç olmazsa, davetimde samimi olduğumu ve size ancak doğruluğuna inandığım ve tüm insanlığın kurtuluş ve mutluluğunu izlenmesinde bulduğum şeyi sunduğumu anlamalısınız. Bunda hiç bir kişisel çıkarım yok ki, halkı kandırmak için yalanlar düzeyim.”

Bu iki delil, peygamberlerin doğruluğunun delilleri olarak Kur’an’ın tekrar tekrar ileri sürdüğü ve peygamberliği değerlendirmede ölçü olarak sunduğu en önemli delillerdendir. Peygamberliğinden önce yaşadığı toplum içinde her zaman doğru, güvenilir ve ahlâklı bir kimse olarak tanınmış bir kişiden, hemen Allah adına yalanlar düzmeye ve öyle olmadığı halde, insanları Allah tarafından tayin edildiğine inandırmaya girişti diye, en ön yargılı biri bile şüphelenemez. Bundan da önemlisi, ortada bencil bir etken olmadıkça, iyi niyetle böyle bir yalan da düzülemez. Ayrıca, böyle bir aldatmaya girişen bir kişi, yalanını insanlardan bütünüyle gizleyemez. “İşini” ilerletmek için uydurduğu yalanlar ve kullandığı araçlar bilinir ve her türlü bencil çıkar ve kazançlar çok geçmeden ortaya çıkar. Buna karşılık peygamberlerin kişisel hayatları, ahlâkî meziyet ve üstünlüklerle doludur. Bu hayatta, hiç bir hile ve aldatma izine rastlanmaz. Bırakın kişisel çıkar sağlama düşüncesini, bir peygamber, sonuçsuz görünen bir dava uğruna her şeyini feda eder. Sağduyu ve adalet duygusuna sahip hiç bir insan, oldukça huzur dolu bir hayat sürmekte olan akıllı bir kişinin, birden, kendisine herhangi bir yarar sağlaması şöyle dursun, tüm parasını, vaktini ve enerjisini isteyen ve kendisine tüm dünyanın düşmanlığından başka bir şey kazandırmayan asılsız bir iddia ile ortaya çıkmasını düşünemez. Kişisel çıkarların fedası, kişinin samimiyetinin birinci delilidir. O halde, kişisel çıkarlarını yıllarca feda eden bir kişinin samimiyetinden ve niyetlerinden şüphelenmek, kendisi bencil ve samimiyetsiz olan bir kişinin oyalanmasından başka bir şey olamaz. Ayrıca bkz. Müminun, an: 70.

80. Bu cümlenin kullanılışı sebebsiz değildir. Birinci kullanışta (ayet: 108) , şöyle bir anlam ihtiva ediyordu: “Kendinizin de geçmişte doğru ve güvenilir bir kişi olarak kabul ettiğiniz sadık ve emin elçisine yalancı muamelesi yapmakla Allah’tan korkmuyor musunuz?”

Burada ise şu anlam vardır: “Hiç bir kişisel çıkar düşüncesi taşımadan, yalnızca halkın ıslahı için içtenlikle çalışan bir kişinin niyetinden şüphelenirseniz Allah’tan korkun.” Nuh kavminin ileri gelenleri, Hz. Nuh’un (a.s) getirdiği hak mesajda yanlışlıklar bulmak için, onu kişisel üstünlük mücadelesi vermekle suçluyorlardı: “Üzerinizde üstünlük sağlamak istiyor.” (Müminun: 24) .

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.