BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd âlemlerin Rabbi, Maliki, ölümü ve hayatı biz kullarının hangisinin daha iyi amel işleyeceğini belirlemek için yaratan, yolundan gidildiği takdirde emniyetin elde edildiği Allah (cc)’a aittir.

Salat ve selam rehberimiz ve önderimiz, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (sav)’e onun ehli beytine, dinin yaşanması konusunda bizlere örneklik teşkil eden Ashabına, bugüne kadar yaşamış ve yaşamakta olan tüm Müslümanların üzerine olsun.

اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ اَجْراً كَب۪يراًۙ

“Muhakkak ki bu Kur’an en doğru yola iletir ve Salih amel işleyen Mü’minlere büyük bir ecir olduğunu müjdeler.”(İsra 9)

Bir önceki yazımda Kur’an-ı Kerim’in doğru yola götürdüğünü ve ancak kurtuluşun bu olduğunu açıklamaya çalışmıştık

Şimdi nasıl doğru yola götürür bunu izah etmeye çalışacağız inşallah

Allah cc Kur’an’ın nasıl insanları doğru yola götüreceğini hemen Kur’an’ı Kerim’in başında bakara suresinin 2 ayetinde bizlere bildiriyor

2-Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir kitaptır.

Kur’an’dan yararlanabilmenin birinci şartı muttaki, yani Allah’tan korkan, hakla bâtılı ayıran ve Salih kimseler arasına girmek isteyen biri olmaktır. Şüphesiz bu Kitap’ta hidayetten başka bir şey yoktur. Fakat kişi ondan faydalanabilmek için sağlam bir kafa ile yaklaşmalıdır. Her şeyden önce Allah’tan korkan, Hakk’ı seven biri olmalı, Hakla bâtılı birbirinden ayırabilmeli ve doğru yaşamalıdır. Bunun tersine, hakla bâtılı gözetmeyen, kendi ihtirasının veya dünya nimetlerinin yolundan giden veyahut da dünyadaki yolculuğu boyunca amaçsız dolaşan kimseler için Kur’an’da hidayet yoktur…(Mevdudi (Rh.A.))

Evet bir insanın doğru yola girmesinin hidayete tabi olmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi bütün ön yargılarını yıkarak(yani cahiliye hayatında öğrendiği yanlış bidat üzere hurafe bilgilerini) bir kenarı bırakıp ALLAH cc kendisine verdiği akılı doğru kullanarak hidayete erişmiş olur ki ALLAH (cc) kelamı olan Kur’an’ı Kerim’in sıfatlarından biride HİDAYETTİR.

Çünkü EL HADİ olan ALLAHTIR

EL’HADİ: İstediğini imana, iyi doğru ve kârlı yollara muvaffak ve hidayet edendir.

 اِنَّكَ لَا تَهْد۪ي مَنْ اَحْبَبْتَ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ يَهْد۪ي مَنْ يَشَٓاءُۚ وَهُوَ اَعْلَمُ بِالْمُهْتَد۪ينَ

Gerçek şu ki, sen, sevdiğini hidayete erdiremezsin, ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir; O, hidayete erecek olanları daha iyi bilendir. (kassas 56)

Her kul hidayete müsait bir kalp zemini ile yaratılmıştır.  Ancak insanlar inatla kalplerine şirk ve küfür yerleştirmek suretiyle o zemini hidayete kapatırlar kimin hidayete layık olduğunu kiminde layık olmadığını en iyi bilen şüphesiz ki ALLAH’tır (cc)

ALLAH (cc) dilediğini hidayete erdirenden maksat buna layık olanlar ki Kur’an’ı kendilerine yol gösterici kabul edip hayatlarını ALLAH cc teslim etmiş unun getirmiş olduğu bütün hükümler e boyun eğmiş, ancak bunlar kuranın hidayete götüreceği kişilerdir.

فَاِنْ حَٓاجُّوكَ فَقُلْ اَسْلَمْتُ وَجْهِيَ لِلّٰهِ وَمَنِ اتَّـبَعَنِۜ وَقُلْ لِلَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ وَالْاُمِّيّ۪نَ ءَاَسْلَمْتُمْۜ فَاِنْ اَسْلَمُوا فَقَدِ اهْتَدَوْاۚ وَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّمَا عَلَيْكَ الْبَلَاغُۜ وَاللّٰهُ بَص۪يرٌ بِالْعِبَادِ۟

Eğer seninle çekişip-tartışırlarsa, de ki: “Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah’a teslim ettim.” Ve kitap verilenlerle ümmilere de ki: “Siz de teslim oldunuz mu?” Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir. Fakat yüz çevirdilerse, artık sana düşen yalnızca tebliğ (etmek)dir. Allah, kulları hakkıyla görendir. (Al-i imran 20)

ALLAH cc hidayetin yolunu kendisine teslim olmakla ancak mümkün olduğunu bizlere bildiriyor

“Eğer seninle tartışırlarsa…” Yani Tevhid’de ve dinde: “De ki: `Ben yüzümü Allah’a teslim ettim.”, ben ve bana uyanlar burada “uyma” ifadesinin bir incelik vardır. Bu, sırf doğrulamaktan ibaret değildir. O, bağlanmaktan ibarettir. Aynı şekilde “yüzünü teslim etmek” de önemli bir inceliğe sahiptir. Yani bu sırf dille söylemek ya da kalple inanmak değildir. Bu da ancak teslim olmakla gerçekleşir. İtaat ve bağlılık ile birlikte bir teslim oluş.. Yüzünü teslim etme, bu teslim oluşun dolaylı anlatımıdır. Yüz, insanın en değerli ve en üstün organıdır. Bu ifade, çağrıya kulak veren, izleyen, boyun eğen, itaat eden bağlanışın tablosunu canlandırmaktadır. Seyyid Kutub (Rh.A.)

 ALLAH cc bizleri teslim olan kullarından eylesin İNŞALLAH

(devam edecek)

                     VELHAMDULİLLAHİ RABBİL ALEMİN