TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 91. VE 95. AYETLER

91- Şimdi mi iman ediyorsun? Halbuki bundan önce isyan ettin. Ve fesat çıkaranlardandın.
Şimdi mi Allaha kul olmayı kabul ediyor ve sadece onun ilah olduğuna iman ediyorsun? Halbuki sen, bundan önce Allaha isyan ediyor ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyordun. [1][121]
92- Ardından gelenlere bir ibret olman için bugün seni, cesedinle kurtarıp koruyacağız. Şüphesiz kî insanların çoğu, delillerimizden gafildirler.
Ey Firavun, bugün biz senin cesedini kurtarıyoruz ki senin helak olduğuna inanmayanlar, helak olduğunu görsünler ve sen, daha sonra gelenlere bir ibret olasın. Ne yazık ki insanların çoğu, delil ve âyetlerimizden gafildirler. Onlan düşünüp ibret almazlar.
Abdullah b. Abbsa diyor ki: “İsrailoğullanndan bazıları, Firavunun ölüp ölmediğinden şüphe ettiler. Bunun üzerine Allah teala denize emretti, deniz, Firavunun ölü cesedini dışan attı. Böylece İsrailoğullan onun öldüğünü gözleriyle gürdüler. [2][122]
93- Şüphesiz ki biz İs’railoğullarım güzel bir yerde yerleştirdik. Ve onları helal ve teiniz şeylerle rızıklandırdık. Kendilerine doğru bilgi gelinceye kadar ihtilaf etmemişlerdi, muhakkak ki rabbin, kıyamet gününde ihtilaf ettikleri hususlarda aralarında hükmünü verecektir.
Biz, îsraüoğullannı Mısır ve Şam gibi güzel yerlere yerleştirdik. Biz onları helal azıklarla nzı ki andırdık. Onlar, Muhammedin Peygamberliği hakkında, Allanın indirmiş olduğu kitap geldikten sonra ihtilafa düştüler. Şüphesiz ki rabbin kıyamet gününde, ihtilaf ettikleri, Muhammedin Peygamberliği hakkında aralarında hüküm verecek, iman edenleri cennete, yalanlayanları da cehenneme koyacaktır. [3][123]
94- Ey Muhammed, eğer sana indirdiğimizden şüphe ediyorsan senden önce kitap okuyanlara sor. Şüphesiz ki sana, rabbin tarafından hak gelmiştir. O halde asla şüphe edenlerden olma.
Ey Muhammed, eğer sen, sana bildirdiğimiz şeylerin gerçekliği hususunda şüphede isen, senin zamanına yetişen ehl-i kitabın takva sahibi olanlarına sor. Şüphesiz ki sana, Peygamber olduğuna dair kesinlik ifade eden gerçek haber gelmiştir. Yahudi ve Hristiyanlar da senin sıfatlarını kitaplarında görmüşlerdir. Sakın sen, bu hususta şüphe edenlerden olma.
Katade diyor ki: “Resulullah (s.a.v.)’in bu âyetin sonunH»; “He şüpe ediyorum ne de bir kimseye sorma ihtiyacı hissederim.” elediği rivayet edilmektedir.
Aslında Resulullah (s.a.v.) kendisinin Peygamer olduğunda ve kendisine Allah tarafından indirilen vahiy hususuda asla şüphe etmemektedir. Bu ifadenin böyle kullanılması Arapça’nın bir özelliğindendir. Buna bir misâl olmak üzere şunu söylemek mümkündür. Mesela bir kişi, oğlundan, bir işi kesinlikle yapmamasını isterse ona şöyle derdi: “Eğer sen benim oğlum isen şu işi kesinlikle yapmayacaksın.” Bu ifade baba çocuğunun, gerçek çocuğu olup olmadığı hususunda şüphe etmiş değildir. Bu, ifadenin özel bir şeklidir ve tekid ifade eder ve “Şu işi kesinlikle yapmayacaksın.” demektir. Buradaki ifade işte böyle bir özelliği olan ifadedir. [4][124]
95- Allahın âyetlerini yalanlayanlardan olma. Aksi halde hüsrana uğrayanlardan olursun.
Ey Muhammed, sakın Allahın delil ve âyetlerini yalanlayanlardan olma. Aksi takdirde âhiret hayatını kaybedenlerden olursun. Zira bunu yapan, Allahın rahmet ve rızasını verip karşılığında gazap ve cezasını almıştır. [5][125]