sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 116. VE 121. AYETLER

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 116. VE 121. AYETLER
29.08.2025
6
A+
A-

116- Dilinizin alıştığı yalanlarla “Bu helaldir.” “Bu haramdır” demeyin. Aksi halde bu sözlerinizle Allaha yalan isnad etmiş olursunuz. Şüphesiz ki Allaha yalan isnad edenler, hiçbir zaman kurtuluşa eremezler.

Allah teala bu âyet-i Kerimede, insanların, kendi heva ve heveslerine göre, hiçbir delile dayanmadan, herhangibir şeyin helal veya haram olduğunu söylemeye haklarının olmadığını, zira herhangibir şeyin helal veya haram olduğunu beyan etmenin, ancak onları yaratan Allaha ait olduğunu, aksini iddia edenlerin ise, Allaha iftiralarda bulunarak asla kurtuluşa eremeyecek’erini bildirmektedir.

İbn-i Kesir bu âyet-i izah ederken şöyle diyor: “Herhangibir şer’î delile dayanmadan bir bid’at icadeden veya Allahın helal kıldığı bir şeyi haram sayan yahut, Allahın haram kıldığı bir şeyi helal sayan insanlar da bu âyetin kapsamına girerler. [1][131]

 

117- Bu, dünyada az bir geçimliktir. Ah ir ette de onlara can yakıcı bir azap vardır.

Helali haram, haramı da helal sayarak Allah hakkında yalan uyduranlar için dünyada az bir geçimlik vardır. Bunlann âhiretteki cezalan ise can yakıcı bir azaptır. [2][132]

 

118- Ey Peygamber, daha önce sana anlattığımız şeyleri Yahudilere haram kılmıştık. Biz onlara zulmet m cm iştik fakat onlar, kendi kendilerine zulmetmişlerdi.

Bu âyet-i Kerimede zikredilen “Yahudilere haram kılınan şeyler” En’am Suresinin şu âyetinde beyan edilmektedir: “Biz, Yahudilere tırnaklı her hayvanı haram kıldık. Onlara sığır ve davarın sırt, bağırsak ve kemik yağlarının dışında iç yağlannı da haram kıldık. Aşın gitmelerinden dolayı, onlan bu şekilde cezalandırdık. Şüphesiz ki biz, doğruyuzdur.” [3][133]

 

119- Sonra şüphesiz ki rabbin, bilmeden günah işleyip ardından tevbe eden ve kendilerini düzeltenleri bağışlar. Bunlardan sonra rabbin, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

Allah teala bu âyet-i Celilede, müminlerin günahkârlarını, tevbe etmeleri halinde nasıl affedeceğini ve onlara merhametli davranacağını beyan etmektedir,

Ayet-i Kerimeden anlaşılmaktadır kî, esas mesele, kulun iman etmesi ve          *

hatalarım idrak ederek işlediği günahlardan vazgeçmesidir. Kul böyle olduğu müddetçe ona Allah tealanın af ve merhamet kapısı daima açıktır. [4][134]

 

120-121- Şüphesiz ki İbrahim, AHalıa boyun eğen, hakka yönelen bir ümmetti. (Önderdi) Hiçbir zaman müşriklerden olmadı. Rabbinin nimetlerine şükrederdi. Allah onu Peygamber seçti ve doğru yola şevketti.

Allah Teala bu âyet-i Kerimede, Hz. îbrahimin dini olan Hanif dinine bağlı olduklarını iddia eden ve Allaha ortak koşan müşriklere, Hz. fbrahimin, Allaha itaat eden, hakka yönelen bir önder olduğunu, hiçbir zaman müşriklerden olmadığını beyan ediyor ve onların bâtıl iddialarını çürütüyor.

Ayet-i Kerimede, Hz. İbrahim bir “Ümmet” olarak vasıflandırılıyor. Alimler, “Ümmet” sıfatının ne mânâya geldiği hususunda şu izahları yapıyorlar:

İbrahim bir ümmetti. Yani, kendisine tabi olunan bir önderdi. Veya,

O, doğru yola sevkeden bir önderdi. Yahut,

İbrahim, hayin öğreten bir muallimdi, veya,

İnsanlara dinlerini bildiren bir öğretmendi. Yahut,    .

Kendisi tek başına bir ümmetti. Zira o, bir ümmet kadar güçlüydü. Veya,

Sadece o iman etmişti. Diğer bütün insanlar ise mümin değillerdi. [5][135]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.