SABRA ÖRNEK

Hamd sena Yücelik Rahman Rahim Aziz Cebbar Kahhar olan Allah (C.C)’a mahsustur.

Salat ve selam son Resul Nebi rehberimiz önderimiz Hz. Muhammed (sav)’e ailesine ashabına ve bütün Müslümanların üzerine olsun.

Kalbi ibadetlerin en zor olanı sabırdır. Sabrı tarif eden ayet hadis ve alimleri birçok örneklerle açıklanmaz sabrın yeri değeri önemi anlatılmıştır. İman salih amel sabırsız olmayacağı da açıktır. Onun için bu yazımızda birkaç sabır örneği vererek kıssalardan hisse alacağız. Rabbim önce bana sonra isteyen herkese nasip etsin.

Allah’ın Rasulü (sav) ve ashabı da böyleydi. Bilal, Sümeyye, Süheyb, Ammar (ra) vb. Müşrikler onları güneşin altında kızgın kumlara yatırdılar ve onlara işkence ettiler, işte sahabi Hubeyb (ra) hapsediliyor ve çarmığa giriliyor, buna rağmen şöyle diyordu:

“Müslüman öldükten sonra umurumda değil, Allah yolunda hangi şekilde şehit olacağım hiç aldırmam.”

Yine bir başka örnek; babası, kardeşi ve kocası Uhud Savaşı’nda şehit olan kadın ve bütün bunlara rağmen sabretmiş; Allah bize yeter o ne güzel vekildir, demiş.

Sahabiler dini yüceltmek, onu zafere ulaştırmak ve kafirlerle cihad etmek suretiyle yaşamış ve ölmüşlerdir. Tabiin de etbaut tabiin de bu minval üzerine yaşadılar ve öldüler. Uçağa bin de bu minimal üzere yaşadılar ve öldüler, işte onlardan birinin sabrına bakalım nasiplenelim.

Urve b. Ez-Zübeyr: Sabırlı Tabii

Urve b. Ez- Zübeyr, tabilerinden en fazileti ve en hayırlılarındandır, Muhammed isminde bir çocuğu vardı. Muhammed yüz güzelliği bakımından insanların en güzeliydi, güzel elbiseler giyinmiş bir şekilde veledin huzuruna girince kendisi için şöyle dedi:” işte Kureyş gençleri böyle yakışıklı olur.” dedi. Fakat ömrünün bereketli olması için dua etmedi. Rivayete göre Velid ona göz değdirmişti. Muhammed meclisten ayrıldı, hayvanların bulunduğu bir ahırda düştü ölünceye kadar hayvanlar onu tekmelediler. Daha bu evlat acısının sancıları dinmemişken Urve’nin ayağından bir kaşıntı başladı. Bu normal bir kaşıntı değildi. Doktorlar vücudunun diğer yerlerine sıçramasın diye ayağının kesilmesi gerektiği söylediler. Ayağını testere ile kestirdi. Testere kemiğe ulaşınca kafasını yasağı koyarak bayıldı, uyandığında terler yüzünden boşalıyordu. O esnada dahi kelime-i tevhid getiriyor, tekbir getiriyor ve Allah’ı zikrediyordu. Kesik ayağı eline aldı evirip çevirdi ve şöyle dedi: “Beni senin üzerinde taşıyan Allah biliyor ki seninle harama, kötülüğe ve Allah’ın razı olmadığı hiçbir şeye yönelmedim.” Daha sonra onu yıkattı güzel kokular sürdürdü kefenledi ve gömdü. Ayağı çolak ve çocuğu vefat ettikten sonra seferlerden geri kalmadı birinden dönerken şöyle dedi: “Bu yolculuk bizleri epey yordu.” etrafındakiler, sana acı hissettirmemesi için ilaç içelim mi? deyince onlara, “Allah Teala benim sabrımı görmek için beni imtihan ediyor,” dedi ve bu tekliflerini reddetti.

“Kıssadan hisse”

Sahabeden sonra gelen nesilde bir kişinin kısacık bir hayatından büyük ve onurlu bir sabır örneği karşımızda. Bizler de iman ettik bu adam da, bizler de İslam olduk (teslim) bu adam da, bizler de Allah’tan geldik yine ona döneceğiz bilgisi var onda da, peki soruyorum şahsıma ve iman, islam ehli herkese neden biz de bu sabır, bu kararlılık, bu azim, bu gayret yok?

Hani Hz Ali (ra) diyordu ya: ” Gaybın perdeleri kaldırılsa benim imanında hiçbir şey değişmez.”

Allah azze ve celle buyurmuyor mu; Allah sabredenlerle beraber, sabreden kurtulur, sabredenleri müjdelere, sabredenlere zafer.

Rabbim bizler bunlara iman ediyoruz, bu imanımızı kemale erdir, olgun seviyeyi bize nasip et, sana sığınıp sana yöneliyoruz, bizleri nefsimiz ve hırsımız arasında bırakma, akıl ve vahye uymayı nasip et.

Amin Amin Amin