sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

ÖMER BİN ABDÜLAZİZ (RH.A)

ÖMER BİN ABDÜLAZİZ (RH.A)
03.09.2023
0
A+
A-

Hamd alemleri isteğine göre emsalsiz yaratan hiç bir varlığa ihtiyaç duymayan Allah(Celle Celaluhu)’a, salat ve selam son resul ve insanlığın kurtuluş reçetesi olan Hz. Muhammed (sav)’e ve O’nun aline, ashabına ve bu İslami hayatı dert edinen tüm Müslümanlara olsun.

Öyle bir şahsiyet ten bahsetmeye çalışacağız ki daha sözlerimize başlarken bizi bir heyecan sardı, onun doğumundan önce başlayan doğumuyla devam eden ve son nefesine kadarki doğruluğun ve Allah(C.C) ile kesilmesi mümkün olmayan sapa sağlam bir bağ!

Onun o mümtaz hayatından ve ailesinden bahsetmeye çalışalım.

Kur'an Dinle

Tam adı, Ömer b. Abdülaziz b. Mervan b. el-Hakem b. Ebi’lAs b. Ümeyye b. Abd Şems b. Abd Menaf ‘tır. Hafız imam, allame, müçtehit, zühd sahibi, ibadete düşkün, efendimiz, gerçek manada Müminlerin Emiri, Ebu Hafs, Kureyşi. Emevi, Medineli, daha sonra da Mısırlıdır. Zühd sahibi, doğru yoldaki halife Umeyye çocuklarının yarık yüzlüsüdür. Müçtehit imamlardan ve Raşit Halifelerdendir. Ahlakı ve yaratılışı güzeldi, mükemmel bir akıl sahibiydi, güzel bir üsluba sahipti, iyi bir siyasetçi, son imkanına kadar adil davranmaya çalışırdı, ilmi derinliğe sahipti, temiz bir zeka ve anlayışa sahipti, Allah(C.C)’a çok yakarır ve tövbekar biriydi, Allah(C.C)’a itaatkar ve doğru bir inanç üzerindeydi, halifeliğe düşkün değildi, yardımcıların azlığına ve zalim idarecilerin çokluğuna rağmen sadece hakkı söylerdi. Bu zalim idareciler, hazineden aldıklarını kıstığı ve haksız edindikleri yere malların çoğunu geri aldığı için kendisini sıkmaya çalıştılar ve kendisini zehirleyinceye kadar yaptıklarında direndiler. Böylece şehadete ve mutluluğa erişmiş oldu. İlim ehli nezdinde Raşit Halifelerden ve ilmiyle amel eden alimler den sayılmıştır. Allah rahmet etsin, akıcı bir konuşmaya ve edebi bir üsluba sahipti.

Babası, Abdülaziz b. Mervan b. Hakem’dir. Emevi emirlerinin seçkinlerindendi, cesur ve mert biriydi, yirmi seneden fazla Mısır emirliğini yapmıştır. Takva sahibi ve titiz biri olduğu için evlenmeye niyetlendiğinde yardımcısına şöyle demiştir: Malımın en temizinden bana dört yüz dinar topla, çünkü ben düzgün bir aileden evlenmek istiyorum. Bunun üzerine Asım’ın annesi, Asım’ın kızı ve Emirü’l müminin Ömer b. Hattab’in torunu ile evlendi. Denildi ki, ismi Leyla’dır. Hattab ailesi onun güzel ahlakını ve yaşantısını bilmemiş olsalardı bu evlilik olmazdı. Çünkü o, gençliğinde de düzgün ve güzel bir yaşantıya sahipti, ilim tahsili için büyük bir çaba içindeydi, Peygamberimizin (s.a.v) hadisleri ile özel olarak ilgilenirdi, Ebu Hüreyre ve diğer sahabenin meclisinde çokça oturmuş ve hadis dinlemiştir.

Tarihçiler cömertliğinden dolayı ondan övgüyle söz etmişlerdir. Bu cömertliği onda, Allah(C.C)’ın rızıklandırdığı kişiyi takip ettiği inancıyla birleşmiş ve şöyle demişti: İmam eden insana hayret ederim ki, hem Allah’ın kendisine rızk verdiğine ve kendisinin peşinden geldiğine inanır, hem de malını sevaba ve güzel övgülere karşı hapseder! Allah(C.C)’tan çokça korkardı. Allah(C.C)’tan ne denli korktuğunu ölüm döşeğin de söylediği şu sözlerden anlıyoruz: Anılan bir şey olmamayı isterdim. Şu akan su, ya da Hicaz toprağında bir bitki olmak isterdim.

O, Asım’ın annesi ve Ömer b. Hattab’ın oğlu olan Asım’ın kızıdır. Babası Ebu Amr elkuraşi elAdavi büyük bir fıkıh alimidir. Peygamberimiz (s.a.v) hayatta iken o doğmuştur. Babasından hadis rivayet etmiştir. Annesi ensar dan olup Sabit b. Ebi’l Akla’nın kızı Cemile’dir. Uzun boylu ve iri cüsseli idi. Asaletli, şerefli, hayır sever, belagat sahibi, iyi bir hatip ve şairdi. Halife Ömer b. Abdülaziz’in anne tarafından dedesidir.

Sesli Makale

 

Anne tarafından olan ninesinin Ömer b. Hattab ile bir anısı vardır. Abdullah b. Zübeyr b. Elsem, babasından, o da dedesi Eslem’den şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattab ile birlikteydik. Medine’de gece devriyesi yapıyordu. Gece yarısı iken yoruldu ve bir duvara yaslandı. Bir kadın’ın kızına şöyle seslendiğini duyduk: Kızım! Kalk ve süte su karıştır. Kız dedi ki: Anneciğim! Bilmez misin ki, bugün Emirü’l müminin ne buyurdu. Dedi ki: Onunla ilgili neler oldu yavrum? Kız dedi ki: O bir tellala emretti, o da süte su karıştırılmayacağını ilan etti. Annesi dedi ki: Kızım! Kalk ve süte su karıştır. Sen öyle bir yerdesin ki, ne Ömer ne de onun tellali seni göremez. Kızcağız annesine dedi ki: Anneciğim, Allah’a yemin ederim ki, halkın arasında ona itaat edip de gizlilikte ona isyan edemem. Ömer bütün bunları dinliyordu. Sonra dedi ki: Ey Eslem! Bu kapıyı işaretle ve burayı iyice öğren! Sonra gece keşfine devam etti. Sabah olduğunda dedi ki: Ey Eslem! O yere git ve bak! Kimdi bunları söyleyen ve kimdi bunları söyleten? Onların erkekleri var mı? O yere geldim ve gördüm ki, genç kızın ismi Eyim, erkeği de yok, diğeri de annesi, onun da kocası yok. Ömer’e gelip olanları anlattım. Ömer oğlunu çağırdı, o da aileyi topladı. Ömer dedi ki: Aranızda bir kadına ihtiyacı olan var mı? Onu evlendireyim. Asım dedi ki: Babacığım! Benim karım yok, beni evlendir. Bunun üzerine genç kıza haber gönderdi ve onu Asım ile evlendirdi. Asım’a bir kız doğurdu. Kızı da Ömer b. Abdülaziz’i doğurdu.

Nasıl da müthiş değil mi hepimizin arzuladığı kalite, hepimizin arzuladığı ecdat tablosu, fıtratın arzuladığı hayat, insanın dünya malına Allah(C.C)’ın ona verdiği nimetlere karşı bakış açısını net bir biçimde ortay koymaktadır. Bize Müslümanların yek vücut olarak en sağlıklı yürümenin formülerinden birini de bizimle paylaşmakta; Anneciğim, Allah(C.C)’a yemin ederim ki, halkın arasında ona itaat edip de gizlilikte ona isyan edemem, bu söz Müslümanların yöneticilerine karşı itaatin nasıl olması gerektiği hususunda müthiş örneklerden biridir. Bunun yanında bu söz bizle Allah(C.C)’a yakınlığın da bir örneğidir, çünkü onun bu tavrı sadece insan sevgisinden kaynaklanmıyor bu büyük bir Allah(C.C) sevgisinden kaynaklanıyor. Sözlerimizi şu rivayetle tamamlıyoruz.

Rivayet edilir ki, Ömer bir gece rüya görür ve der ki: Hayret! Yeryüzü zulüm ile dopdolu iken onu adaletle dolduracak işaretli bir oğlum olacak. Abdullah b. Ömer der ki: Abdullah’ın oğlu Bilal’in yüzünde bir işaret olduğu için Hattab ailesi müjdelenen kişinin o olduğunu zannederlerdi. Ta ki Allah(C.C) Ömer b. Abdülaziz’i gönderinceye kadar.

Allah(C.C) hakkı hak bilip hakka sarılan, batılı batıl bilip batıldan ictinap eden kullarından eylesin.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.