MÜMİNLERİN VASIFLARI

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd Âlemlerin Rabbi, Maliki, din günün sahibi, hangimizin daha iyi amel işleyeceğini belirlemek için ölümü ve hayatı yaratan Allah(cc)’a aittir.

Salât ve Selam rehberimiz ve önderimiz olan Hz. Muhammed(sav)’e onun ehli beytine, dinin yaşanması konusunda bizlere örneklik teşkil eden ashabına, bugüne kadar yaşamış ve yaşamakta olan tüm müminlerin üzerine olsun.

Bizler eşyaları vasıfları ile tanırız. Rengi, tadı, kokusu, şekli bizler için ayırıcı unsurlardır. Örneğin sandalye dediğimizde aklımıza 4 tane ayağı ve sırtımızı yaslamak için dayanağı olan bir şey aklımıza gelir. Mesela yine bir insan süt ile ayranı kokusundan ayırt edebilir veyahut gözleri kapalı olsa ve ona tadını bildiği 2 farklı meyveyi tattırsak onları tadından ayırt edebilir.

İşte Allah(cc) Kur’an da müminlerin vasıflarını sayarak nasıl olmaları gerektiğini, ayırıcı vasıflarını, mümin diyince nasıl bir portrenin canlanması gerektiğini bizlere anlatıyor.

Ve Allah(cc) kendisine iman etmiş müminleri şu şekilde anlatmaya başlıyor;

                  ‘ Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir’(müminun/1)

Allah(cc) müminun suresinde 7 vasfa değinmektedir ve o 7 vasfı üzerinde bulunduranlar için kurtuluşun oluğunu vaat etmektedir. İlk vasıf olarak iman edenlerin yani müminlerin kurtuluşa varacağını söyleyerek imana dikkat çekmektedir. Devamında;

‘Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler’

Saygı ve korku ile Rablerine itaat ederek onu yüceltir, Rabbin azamet ve celali karşısında acizliklerini anlar ve onun emrine baş eğerler çünkü onlar Âlemlerin Rabbi huzurunda ona teslimiyetlerinin nişanesini ve kulluklarını göstermekle meşguldürler. Ve Allah(cc) saymaya devam eder;

                  ‘Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler’

Kendilerine fayda vermeyen işler onlar için boş ve gereksizdir, kıymetli zamanlarının boşa harcanmasından başka bir şey değildir. Bu yüzden onlar ömürlerini içi çerçöp dolu bir çuvala çevirmektense, fayda verici şeylerle doldurmayı tercih ederler.

‘  Onlar ki, zekâtı verirler’

Üzerlerine düşen bir emri yapmaktan geri durmazlar ve içlerinde hiçbir sıkıntı duymazlar. Yine âlimlerin bir kısmı bunu temizlik ve temizlenme olarak yorumlamış yani her anlamda görevlerini yerine getirirler ve kendilerini temizlerler.

‘Ve onlar ki, iffetlerini korurlar; Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç. Zira bunlar kınanmış değillerdir. Şu halde, kim bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir’

Evet, onlar iffetlerini korurlar, mümin erkek ve kadınlar sınırlarını aşmazlar, helal olanın dışında bir yol aramaya kalkmazlar, onlar ki Allah’ın sınırlarının çiğnendiğini gördüklerinde kalpleri titrer, sıkıntı duyarlar.

           ‘Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler’

Onlar Rablerinin kendilerine yüklemiş olduğu emaneti ve insanların emanetlerine riayet ederler asla ihanet etmezler yine onlar ahitlerini yerine getirirler nitekim ahitleşme sadece insan ile insan arasında yapılan bir şey değil bilakis Allah ve insan arasında da meydana gelir.

‘Ve onlar ki, namazlarına devam ederler.’

Yani onlar namazlarını bir yük olarak görmez bilakis kendilerine verilmiş bir nimet olarak görürler ve onu muhafaza ederek aksatmadan devam ederler.

‘İşte, asıl bunlar vâris olacaklardır; (Evet) Firdevs’e vâris olan bu kimseler, orada ebedî kalıcıdırlar’(muminun/11)

Onlar yani o vasıfları üzerinde bulunduranlar firdevsin varisidirler, düşünün ki size bir miras kalmış ancak o mirası alabilmek için gerekli şartlar var. Nasıl hemen o şartları yerine getirmeye çalışırız değil mi? işte Allah(cc) hiçbir gözün görmediği alabildiğine geniş olan bir mirası bize vaat ediyor ancak o mirasa, az önce saydığımız şartlara sahip olanların varis olabileceğini söylüyor.

Evet, karşılığında verilen mükâfat çok büyük ve malın sahibi yine kendi malını vererek bu mükâfatı yapıyor. O halde bizleri ona layık olmaktan alıkoyan ne?

Allah(cc) kurtuluşa ermiştir diyor ve çok net bir şekilde bunu ifade ediyor ancak başta kendi nefsime daha sonra sizlere soruyorum acaba kurtuluşa erenlerin vasıflarını ben taşıyor muyum? Namazlarımda huşum ne derecede? Boş işlerden yüz çeviriyor muyum? İffetimi koruyor muyum?

İşte mümin denildiğinde akla yukardaki vasıflara sahip bir kimsenin gelmesi gerekir, boş işlere dalmış zamanını harap eden değil, tam tersine zamanının bütünüyle Allah yolunda mücadele eden bir kimsenin canlanması lazım zihinlerde, yaptığı amelleri sadece onun rızasını gözeterek yapan, iffetini koruyan, emanete ve ahdine riayet eden kimsenin canlanması gerekir. Mümin dendiğinde örnek bir kimsenin akla gelmesi lazım her davranışıyla, hayatının her yönüyle ve bunu öyle görünmek için değil zaten kendisinin bir vasfı olduğu için Rabbi için yapmalı. Rabbim bizleri kurtuluşa erenlerden eylesin.

ELAHADULİLLAHİRABBİLALEMİN