sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

MÜMİNLER SADECE ALLAH’A DAYANSINLAR

07.11.2018
860
A+
A-

 

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

 

Hamd Alemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim, din gününün sahibi olan Allah Azze ve celle’ye mahsustur.

Salat ve selam yegane örneğimiz ve önderimiz, yaşayan kuran Hz. Muhammed (sav)’e ,Aline, Ashabına ve onların yolunu takip eden Mümin ve Muvahhid kulların üzerine olsun inşallah.

Allah’a güvenme, O’nun hükmünün mutlaka meydana geleceğine kesin olarak inanma ve alınması gereken tedbirleri almak anlamında Kur’anî bir terim olan Tevekkül, Müslümanın ayrılmaz bir vasfıdır.
Tariften de anlaşıldığı gibi tevekkül; müslümanın, yapacağı işlerde tüm zahiri sebeplere sarılması, alınması gereken tedbirleri alması, çalışıp çabalaması, ama gönlünü bunlara bağlamayıp sadece Allah’a dayanmasıdır. Tevekkül, hiç bir zaman, çalışmayı ve sebebe sarılmayı terkedip, Allah’ın dediği olur” diyerek kenara çekilmek değildir (Fahru’d-Din er-Razî, Mefatihu’l-Gayb, Bulak 1289, 111, 122; Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, VII, 5063, 5064). Nitekim Hz. Peygamber, devesini salıvererek Allah’a tevekkül ettiğini söyleyen bir bedeviye “Onu bağla da öyle tevekkül et” buyurmuştur (Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyame, 60).

İslâm inancına göre; yaratıkların bütün fiilleri, halleri ve sözleri yüce Allah’ın kaza ve takdîri ile meydana gelir (Nureddin es-Sâbûnî, Mâtûridîye Akaidi, Terc. Bekir Topaloğlu, 161). Onun için İslâm alınması gereken tedbirleri aldıktan sonra, insanlara ve aracılara değil, sadece Allah’a dayanma anlamındaki bir tevekkülü emreder. Bir ayette Allah Teâlâ şöyle buyurur: Müslümanlar sadece Allah’a dayanıp güvensinler” (Âl-i İmrân, 3/122). Hz. Peygamber de şu sözleri ile müslümanlara tevekkülü tavsiye etmektedir: “Eğer siz Allah ‘a hakkıyla tevekkül derseniz, o sizi kuşu rızıklandırdığı gibi rızıklandırır” (İbn Mâce, Zühd, 14).

Hz. Ömer, Medine’de boşta gezen bir gruba: “Siz necisiniz?” diye sordu. Onlar da: “Biz mütevekkilleriz”, dediler. Bunun üzerine büyük halife: “Hayır, siz mütevekkil değil, müteekkil (yiyici)lersiniz. Siz yalancısınız, tohumumu yere atıp sonra tevekkül edene mütevekkil denir” dedi.

Bu olay tevekkülden ne anlaşılması gerektiğini çok güzel ifade etmektedir. Gerçek tevekkül güzel bir davranış, ahlâkî bir fazilettir. Cenab-ı Hak, müslümanlara tevekkülü emretmiş ve mütevekkil olanları sevdiğini haber vermiştir:

Sen ölümsüz, diri olan Rabb’ine güven” (Furkan 58.Ayet)

“Kim Allah’a tevekkül ederse, O, ona yeter”(Talak, 65/31); “Müminler, ancak o kimselerdir ki Allah anılınca kalpleri ürperir, onlara Allah’ın ayetleri okunduğunda o ayetler onların imanlarını artırır ve Rablerine tevekkül ederler” (Enfal, 8/2).

Tevekkül, müslümanların kadere olan inançlarının bir sonucudur. Tevekkül eden kimse, Allah’a kayıtsız şartsız teslim olmuş, kaderine razı kimsedir. Fakat, nasıl kadere inanmak tembel tembel oturmayı, herşeyden el etek çekmeyi gerektirmiyorsa, tevekkül de tembellik ve miskinliği gerektirmez. Gerçek mütevekkil çalışmadan kazanmayacağını, ekmeden biçilemeyeceğini, amelsiz Cennet’e girilemeyeceğini, ihlasla ibadet ve taatta bulunmadan Allah’ın rızasına kavuşulamayacağını bilir.

İbn Abbas’tan gelen bir rivayette Resulullah (sav) şöyle buyurdu:

“insanların en güçlüsü olmak isteyen kimse Allah’a tevekkül etsin. İnsanların en üstünü olmak isteyen kimse takva sahibi olsun. İnsanların en zengini olmak isteyen kimse de kendi elindekilere değil de Allah’a güvensin.”

Anlatılır ki; Davut (as), oğlu Süleyman (as)’a şöyle dedi:

“Oğlum! Kişinin takvası üç şekilde belli olur:

1.Ulaşamadığı şeyler için gönülden tevekkül etmesi.

2.Ulaştığı şeylere gönülden razı olması.

3.Kaybettiği şeylere gönülden sabretmesi.”

Hz. Ömer (ra) diyor ki :

“ Sevdiğim veya sevmediğim hal üzere olsam da üzülmem. Çünkü hayrın, sevdiğim ya da sevmediğimden hangisinde olduğunu bilmiyorum.”

İbn Mesud şöyle diyor:

Eğer ilim adamları ilmin değerini bilip, onu layık olana verselerdi dönemlerinin efendileri olurlardı. Fakat onlar ilmi, dünyaya önem verenlere hediye ettiler. Böylece ilme ihanet etmiş oldular. Halbuki Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Ahirete önem veren kimsenin dünyalığını Allah karşılar. Dünyaya önem veren kimsenin ise cehennemde hangi vadide azap göreceğine veya helak olacağına Allah Teala aldırış etmez.” (İbn Mace, 257)

Fudayl b. Iyad şöyle diyor:

İnsanların insanlara en sevimlisi; onlardan bir şey istemeyip, onlara muhtaç olmayandır. İnsanların insanlara en sevimsizi; onlardan bir şey isteyip, onlara muhtaç olandır. İnsanların Allah’a en sevimlisi ise ; ona muhtaç olup,ondan isteyendir. İnsanların Allah’a en sevimsizi de; ona muhtaç olmayıp, ondan bir şey istemeyendir.

Anlatılır ki; vefatına yakın Lokman (as), oğluna şöyle dedi:

-Şimdiye kadar sana birçok öğüt verdim. Şu an sana altı şey söyleyeceğim ki; bu altı şey önceki ve sonraki alimlerin bilgilerini özetliyor.

1. Kalan ömrün ne kadarsa dünyaya o kadar vakit ayır.

2. Allah’a ne kadar muhtaçsan o kadar ibadet et.

3. Ahirette ne kadar makam istersen, o kadar amel et.

4. Cehennemden kurtulduğun belli olmadığı sürece kendini ondan kurtarmaya çalış.

5. Allah’ın azabına sabrın ne kadarsa, günahlara cesaretin de o kadar olsun.

6. Allah’a isyan etmek istediğin zaman kendine, Allah ve meleklerin göremeyeceği bir yer bul.

Bir bilgeye yakin ile tevekkül arasındaki fark ne dir? Diye sordular. Şöyle cevap verdi:

“-Yakin; ahiretteki her şeyin Allah’tan olduğuna inanmaktır. Tevekkül ise; dünyada ki her şeyin  Allah’tan olduğuna inanmaktır.

Denilir ki; tevekkül ikiye ayrılır:

1. Rızıkta tevekkül: Bu konuda mutlaka Allah’a güvenmek gerekir.

2. Amelde Tevekkül: Bunda ise Allah’ın vaadine güvenmek; fakat amelin kabul edilip edilmemesi hususunda korku içerisinde olmak gerekir.

Tüm bu anlatılanlardan anlaşılan şu dur ki, Tevekkül Allah’a imanın ,güvenin ve Teslimiyetin en güzel ispatıdır.

Eğer Allah size yardım ederse sizi hiç kimse yenemez. Fakat eğer sizi yüzüstü bırakırsa O’ndan başka size kim yardım edebilir? Müminler sadece Allah `a dayansınlar.” (Ali imran 160)

 Rabbim bizleri, kalpleri Tevekkülle Ona teslim olanlardan olmayı nasip eylesin.

RABBİM HAKKI HAK BİLİP HAKKA SARILAN BATILIDA BATIL BİLİP ONDAN UZAK DURAN KULLARINDAN EYLESİN. AMİN..

 

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.