MİSK-İ MA’RİFET ve DUMAN-I HEVA
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd Kalplerimizi marifet nuruyla aydınlatan Allah’a mahsustur. Ulûhiyet semasında celâliyle yüce olan O’dur. Salât ve Selam alemlere hidayet ışığı olan Efendimiz Muhammed (sav)’e onun âline ,ashabına ve tüm müminlerin üzerine olsun
“Salih arkadaş ile kötü arkadaşın misali misk taşıyan ile körük üfleyenin misali gibidir. Misk taşıyan ya sana hediye eder veya sen ondan satın alırsın veyahut da onda güzel bir koku bulursun. Körük üfleyen ise ya elbiseni yakar veya onda (üzerinde) kötü koku bulursun.” (Buhari,Müslim)
Hz. Peygamber’in maksadı, hiç bir zaman ekmek parası kazanmak için demircilik yapan ya da körük çeken kimseleri kötülemek değildir. Efendimiz burada hayır ve fazilet sahipleri ile düşüp kalkmak ile, kötü ve zararlı kimselerle düşüp kalkmanın insana nasıl tesir edeceğini görünür bir misal ile ortaya koymak istemiştir.
Bu teşbih, zahiri gibi basit değil; batınî anlamda, kalbin safiyeti ve manevî istikametiyle ilgilidir. Çünkü insanın kalbi, bulunduğu ortamın ve yakınındaki kişilerin kokusunu çeker. Tıpkı bir kabın içine ne koyarsan onunla dolması gibi, kalp de bulunduğu meclisin kokusunu alır.
misk kokmak maddî bir kokudan öte, manevî bir hâlin ve kalbî bir kemalin kokusudur. Bu tabir, salihlerin, ariflerin, Allah’a yakın kulların kalbinden, hâlinden ve sözlerinden yayılan ilahî güzelliği ifade eder.
Misk kokmak = Kalbin Allah’a yakınlıkla nurlanması, nefsin dumanından arınıp ruhun saf haliyle etrafa rahmet saçmasıdır.
Körük kokmak = Nefsin arzularının hiddetlenmesi, ve bu hararetten çıkan dumanın amellere, azalara, davranışlara yansımasıdır.
O halde üzerindeki elbisenin (davranışlarının) kokusuna bak..
Misk mi kokuyorsun Körük mü ?
Misk mi satıyorsun, elbise mi yakıyorsun?
Ya sen misk satıcısısın , ya körüğü üfleyensin ..
Hakiki Mümin bir çiçek gibidir , o sadece kokusunu yayar, arılar ona gelir bal toplar istifade ederler . Onunla oturduğunda kalbin açılır ve ferahlar . Çünkü kalp ancak Allah’ın cc razı olduğu davranışlarla bezendiğinde mutmain olur Onun yaratılış gayesi budur.
“Mümin, bal arısı gibidir. Temiz olanı yer temiz olanı üretir ve konduğu yeri ne kırar ne de bozar.”
(Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2)
Kötü arkadaşın körük kokusu aklı dumana boğar, kalbi kokutur. Salih arkadaş ise seni Marifetullahla aydınlatır.
Kalbi küfür, kibir, dünya sevgisi veya gaflet ile kararmış kişi “körük taşıyan” gibidir. Bu kişi illa kâfir olmak zorunda değil; bazen Müslüman görünen ama kalben kör olmuş biri de bu benzetmeye girer. Oturduğun kişinin itikadı, inancı, gönül yönelimi sana geçer.
Yani bu mecazda mesele, kişinin görünüşü değil; kalbin hâlidir.
“Her kim ki Allah ehliyle oturursa, kalbi dirilir. Her kim ki dünya ehliyle oturursa, kalbi kurur.”
(Hikem-i Atâiyye)
Hasan-ı Basrî (rahmetullahi aleyh):
“Kiminle oturduğuna dikkat et! Çünkü kalp, gözden daha çabuk etkilenir.”
Miskin kokusu; salihlerin hikmetle aydınlanan kalbidir. Körüğün dumanı, hevasının peşinde yanan nefsin feryadıdır.
Fudayl ibn Iyaz (rh.a.): “Kiminle oturduğun, kimin gibi olacağını gösterir.”
“EY İMAN EDENLER ALLAH’TAN KORKUN SADIKLARLA BERABER OLUN ! “ (Tevbe 119)