KUR’AN VE HAYAT
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
Hamd âlemlerin Rabbi Rahman ve Rahim, ölüden diriyi- diriden ölüyü çıkartan, geleceğinde hiç şüphe bulunmayan günün sahibi, mümin kullarına merhametli, inkârcılara şiddetli, indirmiş olduğu Kur’an ile bizlere izzet bahşeden ALLAH(C.C)’a aittir.
Salât ve selam âlemlere rahmet olarak gönderilen kendi döneminde ve kendisinden sonra var kılınan mükelleflerin ona(sas) itaatten başka kurtuluşunun mümkün olmadığı önderimiz komutanımız Hz. Muhammed sas’e âline ashabına, bugünden önce yaşamış bugün yaşamakta olan ve kıyamete kadar yaşayacak, hakkın gönüllerini aydınlattığı mücahid müminlere selam olsun.
Siyer kitaplarına baktığımızda Kuran’ı Kerim’in nazil oluşu ortalama 23 yıllık bir süreçte tamamlanmıştır. Vahyin peyder pey nazil oluşunda birçok hikmetler mevcuttur. Bu hikmet başlıca Allah’ın Kuran’ı akıl sahipleri tarafından anlaşılması ve yaşanması için nazil etmiş olmasıdır.
“Elif, Lam, Ra. (Bu,) Ayetleri muhkem kılınmış, sonra hüküm ve hikmet sahibi ve herşeyden haberdar olan (Allah) tarafından birer birer (bölüm bölüm) açıklanmış bir Kitap’tır.(Hud 6)”
“Tüm esasları birbiriyle uyumlu ve dengelidir: İçine ne bir söz kalabalığı, ne teferruat, ne cerbeze(Güzel sözlerle aldatma), ne şiirsel hayal ve ne de hitabi aşırılık karışmıştır. Hakikat net biçimde zikredilmiştir ve hakikatten ne bir fazla ne bir eksik bir şey vardır. Ötesi, bu muhteva ayrıntılarıyla verilmiş ve her şey öylesine açık ve net hale getirilmiştir ki, herhangi karışıklık, karmaşıklık ve muğlaklığa rastlanmaz.[1]
Bu açıdan baktığımızda yazılar manaların şekle bürünmüş halidir. Dolayısıyla manalarda şekil ve harflerin akıl ve kalpteki ifadesidir. Bundan dolayıdır ki Kur’an sadece okunmak için nazil olmuş bir kitap değildir. Müminlere yol gösterici olmak, önlerini aydınlatmak için gelmiştir. Yukarıda ki açıklama doğru anlaşılırsa Kuran’ın ayetleri eşittir insanın içi ve dışı diyebiliriz. Yani Kuran uyumlu ve dengelidir= İnsan uyumlu ve dengelidir. Kur’an’da ne aşırılık vardır ne boş söz= insan aşırıya kaçmaz boş işlerle meşgul olmaz. Kur’an’da karmaşa, karışıklık ve kapalılık yoktur= İnsanın ruhu ve bedeni karmaşık, bulanık, dağınık değildir. Bu itibarla tam bir bağlılık ve adapte olmalıdır. Yoksa düzensizlik ve karmaşa kaçınılmaz olur.
Kur’an’ın nüzulü ve hayata yansıtma metodu Allah Azze ve Celle’nin biz kullarına olan en büyük lütfu ve ikramıdır. Peki, nasıl olmalı? Şüphesiz bütün açıklığıyla bunun cevabı Kur’an’dadır;
“Peygamber: “Ey Rabbim! Doğrusu kavmim, bu Kur’an’ı bırakıp terk etti.” dedi.”(Furkan 30)
“Biz her peygamberin karşısına böylece suçlulardan bir düşman gurubu çıkarmışızdır. Yol gösterici ve yardımcı olarak sana Rabbin yeter.”(Furkan 31)
“Kâfirler: “Kuran, Muhammed’e toplu halde bir defada indirilmeli değil miydi?” dediler. Oysa biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle indirdik. Onu tertil üzere okuttuk.”(Furkan 32)
“Oysa biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık”
Abdullah İbn Mesud(Ra) rivayet edildiğine göre; Biz diyor peygambere giderdik on ayet ezberlerdik sonra onları yaşardık daha sonra gidip yenilerini alırdık. İşte metot budur. Bugün her akıl sahibinin dikkate alması gereken en önemli mesele budur. Bu bilgiden öte ihlasla amel edilmesi gereken bir anlayıştır. Bazen yaptığı işi iyi yapan insanları gördüğümüzde deriz ya “ Bu adam bu işin nasıl yapılacağını anlamış ve nasıl yapacağını gerçekten çok iyi biliyor”. Kur’an’a bakış açımız Allah’ın öğrettiği şekilde olursa Kur’an’ın hikmetlerinden istifade edebiliriz.
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمٖينَ
[1] Mevdudi(Rah) Tefhim’ul Kuran