sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA FURKAN SURESİ 26. ve 32. AYETLER ARASI

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA FURKAN SURESİ 26. ve 32. AYETLER ARASI
12.06.2021
0
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

26- İşte o gün, gerçek mülk, Rahman (olan Allah) ındır.(39) Küfredenler için de oldukça zorlu bir gündür.

27- O gün, zulme sapan, ellerini (hınçla) ısırarak (şöyle) der: “Ah keşke, peygamberle birlikte bir yol edinmiş olsaydım,”

28- “Vah yazıklar bana, ne olurdu da filanı dost edinmeseydim.”

Kur'an Dinle

29- “Çünkü o, gerçekten bana gelmiş bulunduktan sonra beni zikirden (Kur’an’dan) saptırmış oldu. Şeytan da insanı ‘yapayalnız ve yardımsız’ bırakandır.”(40)

30- Ve peygmber dedi ki: “Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur’an’ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktılar.”(41)

31- İşte böyle; biz, her peygambere suçlu-günahkârlardan biri düşman kıldık.(42) Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.(43)

32- Küfredenler dediler ki: “Kur’an ona tek bir defada, toplu olarak indirilmeli değil miydi?”(44) Biz onunla senin kalbini sağlamlaştırıp-pekiştirmek için onu böylece(45) (ayet ayet indirdik) ve onu ‘belli bir okuma düzeniyle (tertil üzere) düzene koyup’ okuduk.

Sesli Makale

AÇIKLAMA

39. Yani, “O gün, dünyada insanları kandıran tüm diğer mülk ve hakimiyetler yok olup yalnızca kainatın gerçek hakimi olan Allah’ın mülk ve hakimiyeti geçerli olacaktır. Mümin Suresi, ayet 16’da aynı gerçek şöyle ifade edilir: “O gün onlar ortaya çıkarlar, kendilerinden hiç bir şey Allah’a gizli kalmaz. “Bu gün mülk kimindir?”, “Vahid ve Kahhar olan Allah’ındır.”
Hz. Peygamber de (s.a) bu konuda şöyle buyururlar: “Allah bir eline gökleri, diğerine de yeri alarak ilân edecek: “Hakim olan benim. Hükümdar benim. Nerde yerin diğer hükümdarları? Nerde o gaddar zalimler? Nerde o müstekbirler?” (Müsned-i Ahmed, Buhari, Müslim ve Ebu Davud, küçük farklılıklarla)

40. “Şeytan da insanı yapayalnız ve yardımsız bırakandır.” Bu kâfirlerin hayıflanmasının bir bölümü olabileceği gibi, Allah’ın ihtarı da olabilir. Bu durumda anlam şöyle olacaktır: “Şüphesiz şeytan, insanı her zaman aldatan biridir.”

41. Arapça “mehcur” kelimesi çok çeşitli anlamlara gelebilir. Bunlara göre ayetin anlamı şöyledir: “Kavmim Kur’an’ı dikkate değer görmedi. Kabul etmedikleri gibi, ardından da gitmedi. Onu anlamsız ve deli saçması bir şey yerine koydular. Onu eğlenme ve alay konusu haline getirdiler.”

42. Yani, “Kâfirlerin düşmanınız olması yeni bir şey değildir. Tüm önceki peygamberler ve rasûller için de durum böyle olmuştur. (Ayrıca bkz. En’am: 112-113.) Bu, kaçınılmazdır. Çünkü, suçluların Hakk’a karşı çıkmaları benim sünnetimdir. Sabretmelisiniz. Zira tebliği yapar yapmaz herkesin hemen sizi kabul edip, size tabi olacağını ümid etmeyin. O halde, hemen sonucunu beklemeden tam bir güven ve kararlılıkla görevinize devam edin.”

43. Hidayet, yalnızca gerçeğin bilgisini verme anlamında değil, İslâmî hareketin doğru çizgide sürmesi ve İslâm’ın düşmanlarının strateji ve planlarının akamete uğraması için, gereken vakitte, gereken yol göstericilikte bulunmak anlamına da gelir. “Yardım”, bâtıla karşı savaşanların Hakk’ın bağlılarına yapılan her türlü ahlâkî, maddî ve manevî yardımı içine alır. Dolayısıyla, takva sahipleri için Allah kafidir ve Allah’a tam bir imanla bağlandıkları ve bütün güç ve enerjileri ile bâtıla karşı savaştıkları sürece, başka hiç bir desteğe ihtiyaç duymazlar.
Burada Hz. Peygamber (s.a) cesaretlendirilmektedir. Aksi halde, önceki vurgu, bu olmadan cesaret kırıcı olurdu. Yani, burada şöyle denmektedir: “Kafirler sana düşman da kesilseler, görevine devam etmelisin. Çünkü her durum ve aşamada seni yönlendirecek ve onlara karşı sana yardım edecek olan biziz. Düşmanlarının bütün planlarını boşa çıkaracak ve bâtılla savaşında her yönden sana yardım edeceğiz. Seni maddi araçlarla da donatacağız. Yeter ki sen bize güven ve bâtıl karşısında elinden geleni yap.”

44. Mekke kâfirleri bu karşı çıkışı oldukça güçlü bulduklarından, tekrar tekrar ortaya atmaktadırlar. Kur’an da buna çeşitli yerlerde cevap vermektedir. (Sözgelimi bkz. Nahl an: 101-106, İsra an: 119) . Onlar bu soruyla şunu demek istiyorlardı: Kur’an gerçekten Allah sözü olmuş olsaydı, bir defada ve bütün bir kitap olarak indirilirdi. Çünkü Allah, her şeyi ve insanın her yaptığını bilir. Böyle olmadığına göre, yukarıdan hiç bir şey gönderilmemekte, fakat bu adam kendisi bütün bunları düzmekte, ya da başkalarından veya başka kitaplardan almaktadır.”

45. Bir başka çeviri şöyle olabilir: “Böyle yapıyoruz ki yüreğini güçlendirelim ve onu cesaretle dolduralım.” İfade, anlam bakımından kapsamlı olup her iki çeviri şekli de imkan dahilindedir. Bu kısa cümle, Kur’an’ın neden parça parça indirildiğini şu şekilde açıklamaktadır:

1) Hz. Peygamber (s.a) onu hafızasına nakşetsin ve yazılı olarak sunmaktan çok, kavmine ezberden okusun diye.

2) Mesaj ve öğretileri zihinlerde iyice yer etsin, tedricen, değişik zamanlarda, değişik usluplarla okunulan ayetlerden yararlansınlar diye.

3) Tarif ettiği hayat biçimi tam bir inanç ve kanaatle uygulansın diye. Hükümler ve bütün cepheleriyle bu ayet biçimi topluca ve bir defada bildirilseydi, istenilen düzeyde yaşanması mümkün olmazdı.

4) Hak ile batıl arasındaki savaşta Peygamber’in (s.a) ve izleyicilerinin yürekleri iyice cesaretlendirilsin diye. Bu, ilâhî hidayetin ve cesaret mesajlarının, pratik durumlara göre, gerektiği zaman ve gerektiği biçimde gönderilmesini gerektiriyordu. Açıktır ki, toplu olarak bir defada gönderilmiş olsalardı, bu amaca ulaşılamazdı. Yine bu göstermektedir ki, Allah, Rasulü’nü risaletle görevlendirdikten sonra, O’nu her türlü direnç ve muhalefeti karşılasın diye, işkencelerin ortasında yalnız başına bırakmamıştır. Allah, mücadeleyi ilgiyle izliyor, her zor durumda ve her kritik durumda Rasulü’ne yol gösteriyordu.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.