sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 10. VE 11. AYETLER

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 10. VE 11. AYETLER
07.05.2020
0
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

10- Oradaki dualar: “Allah’ım, Sen ne yücesin” dir ve oradaki dirlik temennileri: “Selam”dır; dualarının sonu da: “Gerçek, hamd alemlerin Rabbi olan Allah’ındır.”(14)
11- Eğer Allah,(15) onların hayra ulaşmak için çarçabuk davrandıkları gibi, insanlara şerri de çabuklaştırsaydı, mutlaka ecellerine hüküm verilirdi. İşte bize kavuşmayı ummayanları biz böylece tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakırız.

Kur'an Dinle

AÇIKLAMA

14. Cennet hayatı ile ilgili bu vakıalar iman edenlerin nasıl yüksek düşünceli olduklarını ve nasıl asil niteliklere sahip bulunduklarını açıkça göstermek içindir. Müminler bu dünya imtihanını başarıyla verdikten sonra cennete girdiklerinde bu dünyada sahip oldukları yüksek seciye örneğini aynen orada da gösterecekler. Lüks eşyalar, müzik aletleri, şarap ve kadın gibi hemen istenecek şeyler yerine onlar, Rabblerine hamdü sena ilahileri söyleyecekler. Bu bir takım çarpık fikirli insanların çizdikleri cennet resmini de yalanlamaktadır. Gerçek şu ki, müminlerin bu dünyadayken sergiledikleri yüksek kişilikler, yüce düşünüş biçimleri, bu dünyadayken biçimlendirdikleri ahlaki seciye, duygu, istek ve arzularını tabi tuttukları tavizsiz eğitim, cennetteki hayatta daha da bariz hale gelecektir. Tıpkı dünya hayatındayken yaptıkları gibi ve hatta daha fazlasıyla orada da Allah’a hamdedici ve O’nun ismini yüceltici, tesbih edici ilahiler söylemekten hoşlanmalarının nedeni budur. Onların Cennet’teki en büyük istek ve arzuları, tıpkı dünya hayatındayken cemaat içinde yaptıkları gibi birbirilerine selam vermeleridir.
15. Bu giriş ayetlerinden sonra (l-l0) Kur’an, surenin temel konusunu teşkil eden uyarı ve nasihatlere geçer. Bunu tam anlamıyla kavramak için iki şeyi surenin arka planı olarak almamız gerekiyor:
İlkin, surenin nüzulunden kısa bir süre öncesinde Mekke’yi yedi uzun yıl etkisi altına alan ve bütün Kureyş’in burnunu yere sürten o korkunç kıtlık sona ermişti. Tabiatıyla bu, put ibadetine bir darbe vurmuş ve Allah’a ibadete sevkedici bir dürtü olmuştu; çünkü nihai çaresizlikleri onları Allah’a müracaat etmeye ve yardım için yakınmaya zorlamıştı. O kadar ki Ebu Süfyan şöyle bir ricayla Rasulullah’a (s.a) yaklaşmak zorunda kaldı: “Lütfen Allah’a dua et de üstümüzden bu belayı kaldırsın.” Fakat kıtlık sona erip, yağmurlar yağmaya ve refah avdet etmeye başlayınca yine isyana başladılar, kötü ameller işlediler ve müminlere karşı düşmanlıklarını yeniden başlattılar. Böylece Allah’a dönen kalbler yeniden O’nu ihmal etmeye başladı. (Bkz. Nahl: 123, Müminun: 75-77, Duhan: l0-16)
İkinci olarak, Kur’an, kendilerini içinde bulundukları durumun sonuçlarına karşı her uyarışında inkarcıların Rasulullah’a (s.a) yönelttikleri itiraza cevap vermektedir.
Bu itiraz şuydu: “Sen hep bizi Allah’ın azabıyla tehdit ediyorsun; iyi ama niye ilahi azap üzerimize inmiyor, niye geciktiriliyor; inse ya!…”
Yukarıdaki arka plan mahfuz tutularak ll. ve 12. ayetler şu şekilde açıklanabilir: “Allah, kerem ve rahmetini göstermekte acele ettiği gibi, onları günahlarına karşılık cezalandırıp muaheze etmekte acele etmez. Şu halde onlar Allah’tan tıpkı kıtlığın üzerlerinden çabuk kaldırılmasını istemeleri gibi, isyanlarına karşılık azabının çabuklaşmasını mı istiyorlar? Bu bizim yolumuz değil, biz onlara tüm azgınlık ve isyanlarına rağmen, günahlarından tevbe etmek için mühlet vermekteyiz. Defalarca uyarılar göndermekte ve vadeleri doluncaya dek zaman tanımaktayız. Sonra ceza yasası yürürlüğe girmekte. Bunlara karşılık onların yolu süfli bir yoldur, beyinsizlerin yoludur. Azab indiğinde Allah’ı anmaya, yakınıp yakarmaya ve boyun büküp dua etmeye başlarlar. Fakat refah ve bolluk zamanlarında unuturlar. Onları ilahi azaba sürükleyen işte bu kötü yollardır.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.