sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ENBİYA SURESİ 62. VE 65. AYETLER ARASI

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ENBİYA SURESİ 62. VE 65. AYETLER ARASI
06.03.2021
0
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

62- Dediler ki: “Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?”
63- “Hayır” dedi. “Bu yapmıştır, bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin.”(60)
64- Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da: “Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz” dediler.
65- Sonra, yine tepeleri üstüne ters döndüler:(61) “Andolsun, bunların konuşamayacaklarını sen de bilmektesin.”

Kur'an Dinle

AÇIKLAMA

60. “Onlara sorun, eğer konuşabilirlerse” cümlesi, İbrahim’in (a.s) “İşte şu en büyükleri yapmış” derken yalan söylemediğinin apaçık bir delilidir. İbrahim’in (a.s) bununla yapmak istediği, onların, putların kendilerini korumak üzere hiç bir şey yapamamış olmalarının hatta çaresiz ve güçsüz oldukları için konuşamamalarının farkına varmaları ve bunu kabul etmeleriydi. Bir kimse tartışma esnasında, karşı tarafın görüşünün imkansız olduğunu gündeme getirmek için gerçek dışı bir soru sorarsa elbette bu soruya yalan denilemez. Çünkü konuşan kişi bunu yalan niyetiyle söylememiştir; ikincisi muhatab olanlar da bunun yalan olmadığını bilmektedirler.
Hz. İbrahim’in (a.s) hayatı boyunca yukarıda adı geçen olay dahil üç kez “yalan” söylediğini bildiren bir “hadis” nedeniyle bu tespitlere burada değinmemiz gerekti. Hz. İbrahim’in söylediği ikinci “yalan” Saffat Suresi, 89. ayette yer alır: “Ben doğrusu hastayım”. Üçüncü yalan ise, Kur’an’da yer almaz. Kitab-ı Mukaddes’de karısını kardeşi olarak tanıttığı şeklinde geçer. (Tekvin 12: 12, 18, 19) Ne yazık ki bu “hadis” iki aşırı görüşe neden olmuştur. Rivayeti kutsallaştıran rivayetperest birinci grup “sahih bir hadis” böyle söylediği ve hadis Buhari ile Müslim’de kayıtlı olduğu için Hz. İbrahim’in (a.s) gerçekten bu yalanları söylediğine inanırlar.
Bir peygamberi “yalancılıkla” suçlayan bu “hadis”i bir tarafa bırakmanın daha iyi olacağını düşünmezler. İkinci grup ise Buhari ve Müslim tarafından sahih kabul edilen bu hadis güvenilir olamayacağı için bütün hadisleri bir tarafa atarlar. Elbette bir veya birkaç hadis güvenilir değil diye, tüm hadis malzemesinden yararlanılamayacağını söylemek doğru değildir. Birinci görüşü kabul edenler diğer aşırı uca yönelmişler ve ravileri güvenilir olan bir hadisin metnini incelemeden kabul etmişlerdir. Oysa bir hadisin senedi sahih olsa da, metni bir takım nedenlerden ötürü sahih olmayabilir. Çünkü rivayet edilen hadisin senedi sağlam olmasına rağmen, Hz. Peygamberin (s.a) böyle bir sözü söylemesinin mümkün olmadığı sonucuna varılabilir. Nitekim hadis ilmine görede de, bir hadis senedi sağlam olsa da, muhtevasıyla zayıflık taşıyabilir. Dolayısıyla hadisin metni böyle bir şeyin Peygamber (s.a) tarafından söylenemeyeceğini gösteriyorsa, o zaman sadece ravileri güvenilir diye hadisi güvenilir (sahih) kabul etmekte ısrarın hiç anlamı yoktur.
Bu hadis başka sebepler yüzünden de güvenilir değildir. Daha önce de gösterdiğimiz gibi birinci “yalan” yalan sayılmaz. İkinci “yalan”a (Ben doğrusu hastayım) gelince, İbrahim’in (a.s) o sırada tamamen sağlıklı olduğu ispatlanmadan bu sözün “yalan” olduğu söylenemez. Kur’an da bu noktayı açıklığa kavuşturmamaktadır. Üçüncü “yalan”a gelince, Kitab-ı Mukaddes’te Tekvin’in 12. babında adı geçen olay baştan saçmadır. İbrahim (a.s) karısı Sare ile birlikte Mısır’a gittiğinde, Kitab-ı Mukaddes’e göre de 75 yaşındaydı, karısı ise 65 yaşındaydı. O halde Sare’nin yaşı bile, Sare’nin İbrahim’i (a.s) kendi hayatını kurtarmak için onu kardeşi olarak tanıtmaya zorlayacak denli “güzel ve alımlı” bir kadın olamayacağını gösterir. Binaenaleyh isariliyata dayanan bu tür rivayetleri Hz. Peygamber’e (s.a) isnad etmekte ısrar yanlıştır. Bu yüzden İbrahim’i (a.s) yalan söylemekle itham eden bu hadisin, bu nedenle hiçbir dayanağı yoktur ve ravilerinin güvenilir olmasına rağmen hadis sahih kabul edilemez. Böyle bir aşırılık, “hadis inkarcıları” diye bir grubun ortaya çıkmasına neden olmuştur. İzah için bkz. Resail ve Mesail adlı eserim. cilt: 2, sh. 35-39
61. Orjinal metin şu anlama gelir: “Başları üzerinde geri döndürüldüler.” Bazı müfessirler bu ifadenin “utançtan başlarını öne eğdiler” anlamına geldiğini söylemişlerdir. Fakat bu yorum konunun bütünlüğüne ve metnin ifadesine uymamaktadır. Bu ifadenin en doğru yorumu şu olsa gerek: “Kavmi, İbrahim’in cevabını düşündüklerinde, kendilerini kimin kırdığını bile söylemeye güç yetiremeyen güçsüz putları ilâh edindikleri için hatalı olduklarını fark ettiler. Fakat hemen sonra düşüncelerini saptıran inatçılık ve cehalete kapılıp tekrar eski sapıklıklarına döndüler.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.