CAHİLİYYE VE İSLAMİ TAVIR
Hamd, sena ve övgülerin en güzeli, ezelde ve ebedde var olan, lutfuyla kainatı ve bizleri yaratıp var eden, sayısız nimetlerle yaşatan ve rahmetiyle doğru yolu gösteren Allah (cc.)’a mahsustur.
Salat ve selam da, alemlerin Rabbi tarafından sevilen, insanların ise tanıyıp, idrak edebilme nisbetînce sevebildikleri, efendimiz, önderimiz, rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa(sav)ya, a’line, ashabına ve onun yolunu izlemeye çalışan ümmetin üzerine olsun.
Öncelikle şunu iyi anlamak gerekir ki bugüne kadar sessizliğini koruyan veya saman altından su yürüten cahiliye bugun neden hortladı. Aslında sessiz de değildi. Sadece bir avuç( bir avuç ama bize göre kafirler için büyük bir korku ve tehdit olan ve) sesi çıkan müslümanı, diğer Müslümanları uyandırmadan susturmak istiyordu. Susturmak için mücadele etmese bir avuç müslümanın nelerin üstesinden geleceğini iyi biliyorlardı. Onlar bunu biliyorlar, bu mücadeleye giren Müslümanlar biliyorlar, kendilerine gönderilen Peygamberin hayat mücadelesini okuyanlar biliyor, bir tek bizim adı Müslüman olanlar maalesef bilmiyor.
Sesi çıkmayan Müslüman uyuyan müslümandır. Uyuyan Müslüman ise Kuran ı kerimin işine gelen ayetleriyle amel edip( aklınca uyanıklık yapıyor), diğer ayetleri duymak bile istemiyenlerdir. Mesela bugun inandığımız Kuran ın cihad ayetlerinden bahsedilince veya belamlara neden bu ayetlerden hiç bahsetmiyorsunuz diye sorunca, hemen işidci olursun.
BAKARA 85- …Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Şu halde içinizden böyle yapanlar, netice olarak dünya hayatında perişanlıktan başka ne kazanırlar, kıyamet gününde de en şiddetli azaba uğratılırlar. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.
Bu şekilde hareket edenler bugun perişanlığın ortasındadır maalesef. Bu insanları bu şekilde uyutanlar zamanın firavunları tarafından tutulan belamlardır. Kehf suresini okunuyor. Kimse bişe anlamıyor. Anlatıcılarda Ashabı keyfin üçyüz yıllık uykusundan bahsediyor. Bizimkiler de doksan yıldır uyuyor. İkiyüz sene sonrada onlara ulaşağını sanıyorlar. Mesele Kuran ı hayata geçirmek değimliydi? Al bak geçirdi hayatına. Hiç o genç yiğitlerin krala meydan okumalarından bahsedilmiyor.
KEHF 14- (Oranın hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O’ndan başkasına ilah deyip tapmayız, yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.
Evet bizim hayatımıza hükmedecek ilah gökleri ve yeri yaratacak, yönlendirecek güce ve kudrete…vs. sahip olması lazım.
Evet uyutulan cahiliyede, genç yiğitlerin tavrının, bizlere bir mesaj vermesi gerekmez mi? O genç yiğitlerden ala ala uykuyu aldık bolbol uyuyoruz. Uykudan uyanıncada futbol ve dizilerle uyutuluyoruz, birde gaflet uykusu… inanın uyku mağazası gibiyiz. Ne samimi bir topluluk hangi uykuda olduğunu tutturmak için bütün envai çeşitleri elimizde bulunduruyoruz. Bu ne takva!!!
Zamanın cahiliyesi ebu cehiller de putperest bir hayatın içinde, kendisine bile faydaları olmayan putları öne sürerek, kendi hakimiyetlerini kutsallıkla süsleyerek, kula kulluk düzenini devam ettirmeyi başarmışlardı. Ne zaman ki Resulullah çıktı onların batıl düzenlerinden bahsetti, işte o zaman cahiliye hortladı. Ve karşılaşacakları durumdan rahatsız olup daha birkaç kişi olan müslümanlara karşı karalama kampanyası başlatıldı. Halkın alt tabakasından olanlara ise işkenceler yapıldı.
Bununla ilgili Kuran da bir çok örnek sunabiliriz. Hortlayan cahiliyeye Muhammedi bir tavır verilmesi gerektiğini ne zaman anlayacağız.
İslam toplumu, ilahlıkta ve rablikte Allah’ın birlenmesi temeli üzerine kurulduğu için, kula kulluk tamamen reddedilmiştir. İslam toplumu ilerliyor, gün geçtikce kula kulluk edenler uyanıyor ve bu da cahili toplumun bünyesini eritiyorsa , cahiliyenin buna karşı suması mümkün değildir.
ENFAL 36- Mallarını, Allah yolundan engellemek için sarfeden o kâfirler, hiç şüphesiz yine onu sarfedecekler. Varsın sarfetsinler, sonra o yüreklerine inen bir acı olacak, sonra da mağlup olacaklar. Zaten kâfirler toplanıp cehenneme gönderilecekler.
Müslümanların susturulması için gereken bütün tedbirler alınacaktır. Çünkü onların saltanatları ellerinden gidecekti ve dilediği gibi yaşayarak zayıf insanların sırtından geçinemeyeceklerdi. Zayıf insanlar islamla güçlenip izzet ve şeref sahibi olacaklardı. Bu ise onların zulumlerinin ve sömürmelerinin sonu olacaktı. Azınlık olmalarına rağmen bu onları çok korkutuyordu.
BAKARA 249 -…Talut ve beraberindeki iman eden kimseler nehri geçtiklerinde. “Bizim bugün, Calut ile ordusuna karşı duracak gücümüz yok.” dediler. Allah’a kavuşacaklarına inanıp, bilenler ise şu cevabı verdiler: “Nice az topluluklar, Allah’ın izniyle nice çok topluluklara galip gelmişlerdir. Allah, sabırlılarla beraberdir.”
Normalde bu kadar bir topluluk onlara karşı güçsüzdür. Lakin Allah a olan inançları ve güvenleri onlarda bu gücü oluşturmuştu. Çünkü Allah azze ve celle nin iman edenleri yalnız bırakmayacağına iman etmişlerdi
ENBİYA 18- Hayır, biz hakkı batılın başına çarparız da onun beynini parçalar. Bir de bakarsın (batıl) o anda yok olup gitmiştir.
Bu gerçeklere iman etmişler olarak hortlayan cahiliyeyi susturacak olanlar Muhammedi ler eğer uyumaya devam ederlerse yakında sıra bir gün kendilerine gelecektir. Dünyada tağutların hizmetinde ezilerek Ahirette de ebedi azaba düşerek hayatını sonlandıracaklartır.
HAC 78- Allah uğrunda gerektiği gibi cihad edin. Sizi o seçmiş, babanız İbrahim’in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır. Daha önce ve Kur’ân’da, Peygamberin size şahid olması, sizin de insanlara şahid olmanız için, size müslüman adını veren O’dur. Artık namaz kılın, zekat verin, Allah’a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!
Şahidliğin manası her tür beşeri egemenliğe karşı koymak ve kulların hakimiyetinden çıkıp sadece Allahu Teala nın ilahlığına sığınmaktır. Yapıcı olmayan inanç ve amellerde firavunlar için hiçbir tehlike yoktur. İslam şehadet kelimelerini söylemekle beraber Peygamberlerin ortaya koyduğu tavrı takınmaktır.
Rabbim hakkı hak bilip, hakka sarılan, batılı da batıl bilip batıldan uzaklaşan kullarından eylesin.(AMİN)