ANNELERE

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd Alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Salat ve Selam Bize Her Konuda Örnek Olan Önderimiz Öğretmenimiz Hz Muhammed’e (sav), Aline, Ashâbına ve Tüm Müminlerin Üzerine Olsun

İslam, insanı bir emanet olarak gören bir medeniyettir. Bu anlayışın en derin tezahürlerinden biri de çocukların terbiyesi ve yetiştirilmesidir. Çocuk, sadece bir ailenin değil, ümmetin ve insanlığın da emanetidir. Bu sebeple, onu yetiştirmek bir ibadet, bir ahiret sermayesi ve Allah’a karşı büyük bir sorumluluktur.

Çocuk yetiştirmek, sadece bilgi vermek değil; kalp inşa etmektir. Bu inşa ise ancak Allah korkusu, sevgi, sabır ve dua ile mümkün olur

Sevgiyle beslenen çocuk özgüvenli olur; ihmal edilen çocuk ise kırgın, öfkeli ve kimlik bunalımı içinde büyür. Bu yüzden İslami terbiyeyi yalnızca dini bir vazife değil, ruh sağlığını koruyan bir şefkat disiplini olarak da görmek gerekir.

Çocuk terbiyesi, ebeveynin kendi nefsiyle olan mücadelesiyle doğrudan ilişkilidir. Bu yüzden, çocuk terbiyesi bir yönüyle insanın kendi terbiyesiyle başlar.

Sahabe döneminde çocuklara öncelikli olarak “iman esasları”, yani “âmantu” (imanın şartları) öğretilirdi. Bu, hem kalbi temellendirmek hem de çocukta sağlam bir İslami kişilik inşa etmek amacıyla yapılırdı. Sahabenin bu konudaki uygulamaları, hem Resûlullah’ın yönlendirmesine dayalıydı hem de sahih hadislerle sabittir.

Hz. Ali (r.a) şöyle buyurur:

“Çocuğun ilk yedi yılı oyun dönemidir; onunla oyun oynayın. İkinci yedi yılı terbiye dönemidir; ona edep ve ahlak öğretin. Üçüncü yedi yılı ise arkadaşlık dönemidir; onunla istişare edin, dost olun. Yedi yaşına gelmeden önce çocuğunuza öğretmeye çalışmayın. Çünkü bu dönemde aklı değil, hafızası gelişir. Ezber verirseniz anlamadan alır. Anlamadan alınan her şey de kalıcı olmaz. Çocuğu zorla değil, sevgiyle eğitin. Zorlama, kalbi katılaştırır.”

İmam Gazâlî (rh.a), İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn adlı eserinde çocuklara erken yaşta haya duygusunun aşılanması gerektiğini söyler. 2 yaş mahrem sınırı vermek için çocuğun zihinsel olarak geliştiği zamandır.

Nur Suresi 58. ayette Yüce Allah, çocuklara ve hizmetçilere mahremiyet sınırlarını öğretmemiz gerektiğini bildiriyor. Ayetin meali şöyledir:

“Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz, hizmetçileriniz) ve sizden henüz ergenlik çağına ulaşmamış olanlar, üç vakitte sizden izin istesinler: sabah namazından önce, öğle vakti elbiselerinizi çıkardığınızda ve yatsı namazından sonra. Bunlar sizin mahremiyet vakitlerinizdir. Bunların dışında ne sizin için ne de onlar için bir sakınca yoktur — birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah ayetleri size böyle açıklıyor. Allah Alîm’dir, Hakîm’dir.”

Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

“İnsanlara öyle bir zaman gelir ki, çocuklarının eğitimi konusunda şeytan onlara ortak olur.”

Sahabeler:

“Ey Allah’ın Rasulü! Bu gerçekten olur mu?” diye sordular. Rasulullah (s.a.v): “Evet,” buyurdu.

Sahabeler:

“Peki şeytanın çocuklarımızın eğitimi konusunda bize ortak olduğunu nasıl anlayacağız?” diye sordular.

Rasulullah (s.a.v) da:

“Çocuklarınızda haya (utanma), merhamet ve acıma duygularının az olduğunu görürseniz, şeytan onların eğitimi konusunda size ortak olmuş demektir.” buyurdu.

(Kenzu’l-Ummal, Kitabu’l-Ahlak 5792)

Kur’an-ı Kerim’de Lokman Suresi’nde Lokman Hekim’in oğluna nasihatleri yer alır:

“Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma. … Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelenlere sabret.” (Lokman, 13-17)

Hz. Ömer (r.a)’ da şöyle demiştir ;

“Anasını (özünü,kendini)  imanla yoğuran, oğlunu cephede bulur.”

Evet Anneler ; “Bir Toplumun yarısını kadınlar oluşturur, diğer yarısını da kadınlar yetiştirir.”

Çocuk terbiyesi, annenin manevî hâliyle başlar ve sonu ümmete hizmetle tamamlanır. Muvahhid toplumlar ancak bu şekilde oluşur.

İslam Şehidi Şeyh Said şöyle diyor ;

“Kendimi dinim yolunda feda ettiğime hiçbir şekilde pişman değilim. İleride torunlarımızın bizden dolayı düşman önünde mahcubiyet duymamaları bizim için kafidir.”

İbn Kayyım el-Cevziyye:

“Çocuğa verilen güzel terbiye, ona bırakılacak en hayırlı mirastır.”

Selam ve Dua ile