sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolar
Kur'an Dinle
Sesli Makale

AMELİN ÖZÜNÜ KAYBETMESİ

AMELİN ÖZÜNÜ KAYBETMESİ
19.08.2023
0
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd; Alemleri yoktan var eden,  Rahman ve Rahim, Din günün sahibi, kendisinden başka bir ilah bulunmayan, yarattıklarını rızıklandıran, yegâne Hakimiyetin sahibi olan Allah (c.c)’a mahsustur.
Salat ve Selam;  Alemlere rahmet olarak gönderilen, kendisine itaat edilmedikçe kurtuluşun asla mümkün olmayacağı, Allah (c.c)’ın dininden asla taviz vermeyen, , müminlere karşı şefkatli, kâfirlere karşı ise şiddetli olan Rasulullah(sav)’a, aline, ashabına ve onun izinden giden müminlerin üzerine olsun inşaAllah.

İslam’ın ibadetleri, Allah (cc)’ın rızasını kazanmaya sabitlenmiş, birer özdür, cevherdir. Hedefine bu çizgi üzerinde gider. Oynaklığı, sallantıyı, kararsızlığı, özünden kopmayı kabul etmez. İhlâs, dünyada Sırat Köprüsü’dür. Ameller, ondan biraz olsun kaydığında “salih amel” olmaktan çıkar, kişiyi ateşe düşüren günah olur, bir tür şirk olur.
Riya, ihlâstan kopuştur. Riya amelin özünü kaybetmesidir; cevher yerine, cevherin hayali, resmi, karikatürü gibi olmasıdır. Altın yerine altının resmini başkasına vermeye kalkışan, alışverişini bununla yapmaya çalışan sahtekârdır, kalpazandır. Kalpazanlık yapan ödül almaz, aksine cezalandırılır.
Riya, bir aldatmadır; riyakâr riyada bulunduğu kişileri aldatmaya çalışır. Onların gözünde kendisiyle ilgili “salih bir kul” imajı oluşturur; “imajını” satar, ondan bir kazanç elde etmeye çalışır.
Riyakârla karşılaşanlar, “salih bir kul” ile karşılaştıklarını sanırlar oysa “salih bir kul” görüntüsüyle karşılaşmışlar. Onunla alışverişlerini “salih bir kul” ile alışveriş üzerine yapmışlar. Oysa o, “salih bir kul” maskesi takmış bir üçkâğıtçıdır.
“Salih kulluk” maskesi üretilebilir mi? Asla, öyle bir maske üretimi yoktur. “Salih kulluk” ihlâstadır; maskenin dışsallığına sığmaz; o, ancak köklerini kalbe salınca dış görüntüsünü verir. O kökler olmayınca onun gerçek dış görüntüsü asla oluşmaz. Dolayısıyla riyakârın kendisi sahtekâr olduğu gibi maskesi de sahtedir. Riyakâr, onun sahte olduğunun farkındadır; ona ferasetle bakan Mü’min de ondaki sahteliği görür.
“…İnsanlar gösteriş yaparlar, Allah’ı da pek az hatıra getirirler.” [Nisa 142]
Seyyid Kutub (rh.a) bu ayetin tefsirinde şöyle demektedir :
Yalpalayıp duran, kararsız, sallantılı, istikrarsız ve dayanaksız bir konum. İki saftan birine; mümin ya da kafir saffa yar olmama… Böyle bir konum mümin gönüllerde, aynı şekilde küçümseme ve tiksintiden başka bir etki bırakmaz.
Cündeb İbni Abdullah İbni Süfyân’dan(ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah(sav)şöyle buyurdu: “Kim işlediği hayrı şöhret kazanmak için halka duyurursa, Allah onun gizli günahlarını duyurur. Kim de işlediği hayrı halkın takdirini kazanmak için başkalarına gösterirse, Allah da onun riyakârlığını açığa vurur” [Müslim]
Yine bir başka hadisi şerife göz attığımızda böyle kimselerin asla cennete giremeyeceği bildirilmektedir.
Ebû Hüreyre (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah(sav) şöyle buyurdu: “Kim Azîz ve Celîl olan Allah`ın hoşnutluğunu kazanmaya yarayan bir ilmi, sırf dünyalık elde etmek için öğrenirse, kıyamet günü cennetin kokusunu bile alamaz” [Ebu Davud]
Ebu Bekir el Vasiti dedi ki: Ameli korumak, amelin işlenmesinden zordur. Çünkü amel cam gibidir, çabuk kırılır ve yapışmayı kabul etmez. Aynı şekilde amele riya değdiğinde amel kırılır; amele ucb (kendini beğenme) değdiğinde amel kırılır. İnsan, bir amel yapmak ister de nefsini riyadan arındıramamaktan korkarsa eğer mümkünse riyayı kalbinden çıkarır, ona bunun için gayret göstermesi düşer. Eğer bunu yapamazsa ameli işler, riya korkusuyla ameli işlemekten vazgeçmez. Sonra riya için istiğfarda bulunur. Umulur ki Allahu Teâlâ onu sonunda ihlâsta muvaffak kılar.
Bu durum iki yönlüdür. Kişi farzlar, görünür yerde kılıyor, insanlara görünmediği yerde terk ediyorsa bu tam münafıklıktır ve o Allahu Teâlâ’nın haklarında “Şüphe yok ki münafıklar, cehennemin en alt katındadırlar.”(Nisa 145) yani onlar Firavun ehli ile birlikte cehennemin “Haviye” denen tabakasındadırlar. Çünkü onlar sahih ve halis olarak Tevhid ehli olsalardı görünmeme hali onları farzları eda etmekten alıkoymazdı. Ama kişi insanların yanında iken farzları tam ve güzel eda ediyor da tek başına olduğunda ise eksik eda ediyorsa onun için eksik olanın sevabı vardır, tam ve güzel olanın sevabı yoktur. O, ondan (o riyadan) mesuldur ve onun üzerine hesaba çekilecektir.
“Halbuki onlara ancak, dini yalnız Ona has kılarak ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri emrolunmuştu.”[Beyyine 5]
Rabbi riyadan uzak olan ve kendisine gereği gibi kulluk yapan kullarından eylesin inşaAllah..
VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Kur'an Dinle
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.