ZİKİR İZZET ZİKİRSİZLİK ZİLLETTİR

Hamd sena yücelik alemlerin rabbi Rahman Rahim din gününün sahibi olan Allah (cc)’a mahsustur. Salat ve selam son Rasul nebi Hz Muhammed (sav)’e ailesine ashabına ve bütün müminlerin üzerine olsun.

Şunu iyi anlamak gerekir ki ibadetlerden murad Allah’ı tanımak, anmak, zikretmek onu yüceltip saygı duymaktır. Ankebut 45 : ” Gerçektir ki namaz kötü işlerden, inkar edilmiş şeylerden insanı uzaklaştırır ve gerçekten Allah’ın zikri amellerin en yücesidir.’’ Bu ayete baktığımızda kıldığımız namaz bizi kötülükten münkerattan alıkoyması gerekir burada Allah korkusu onun rızası devreye girmeden yani namazda Allah’ın huzurunda olduğu şuuruyla namaz kılmayan namazda Allah’ı gerçek manada anlamayan günlük hayatında da kötülükten hayasızlıktan kurtulamaz. Ayetin son kısmında Allah’ın zikri denilmektedir bundan maksat kur’an evet kur’an okumak, onu dinlemek, ondan öğüt alıp tatbik etmek hepsi zikirdir. Ey Allah’ın zikrini belli sebepler ve zamanlar dahilinde okumaya çalışan nasipsiz bizler ne kadar daha az nasibimiz var değil mi? Bakın Allah (cc) hitabına: Bakara 152 : ” Beni anın ki ben de sizi anayım” Enfal 46 : ” Eğer felah (kurtuluş) dilerseniz felah bulmanın anahtarı Allah’ı çok zikretmektir.” Zikrin derecelerini Gazali Şöyle sıralamıştır : Birinci derece: Dil ile olan zikir. Bu kişinin gönlü ondan gafildir. Dil döner ama kalp dönmez kalp dönmeyince de fiil olmaz. İkinci derece : Bu zikir gönülde olan zikirdir, karargah kurmasıdır. Kalp ancak onunla meşgul olmaktan başka bir şey ile uğraşamaz. Gazali’nin açıklamasından da anlaşılacağı üzere dilin söylediği kalbe girecek kalp bedenin komutanı ona yön versin onu haramdan tutsun hayırda yarıştırırsın. Resulullah şöyle bulmaktadır : ” Her kim Her namazın ardından 33 defa Subhanallah 33 defa Elhamdülillah 33 defa Allahu ekber derse hepsi 99 olur yüzüncüsü Allah’tan başka ilah yoktur. Birdir O’nun ortağı yoktur, bütün mülk O’nundur, her şeyi yönetmeye kudreti yetendir.” derse onun günahları affolunur. Günde 5 defa bu ikrama karşı bazen oyalayıcı kışkırtıcı dünyalık sebepler namazın ardından bu tesbihatı bizlere bıraktırıyor. Oysa ki ne kadar da çok günahlarımıza tövbe istiğfara ihtiyacın var. Bunlar da onlara bir sebep küçük günahlardan kurtulma yolu ancak Allah’ı zikredip O’na sığınmakla olur. Delil de İbni Mesud (ra)’un şu sözü ve ardında zikretti iki ayetle verelim. Al-i imran : ” Onlar ne zaman günah işleseler ya da nefislerine zulmetseler Allah’ı zikrederek günahlarına tövbe ederler.” Nisa 110 : ” Kim bir kötülük yapar ya da nefsine zulüm eder ve sonra da Allah’tan mağfiret dilerse Allah’ın mağfiret ve acıma sahibi olduğunu anlar.” Gerek namaz, oruç, zekat, hac, tevbe vb. bütün ibadetlerin özü tesbihtir. Allah azze ve celle’yi anmaktır. O ibadetlerin makbuliyetinin şartı Allah rızası için olmasıdır. Niyetteki ihlas ve fiildeki istikamet yine Allah’ı gören, işten, bilen sıfatlarını yani İhsan makamıyla hareket etmeye bağlıdır. Bu da yine rabbimizi anıp onu hatırlamakla olur. Rabbimin şu mesajı ile bitirmek istiyorum ve o mesaj üzerinde düşünmeye davet ediyorum: Haşr 19 : ” Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın, işte onlar fasık kimselerin ta kendileridir.”