ZAMAN HAYATTIR!!

Hamd, kendisinden başka ilah olmayan, kâinatı eşsiz bir şekilde yaratan, yarattıklarının rızıklarını tayin eden, öldüren, dirilten, yaşatan âlemlerin Rabbi olan ALLAH(CC)’ a mahsustur.

Salat ve Selam âlemlere rahmet olarak gönderilen, kendisine itaat edilmedikçe kurtuluşun mümkün olmayacağı son Resul Hz. Muhammed ‘sav)’ e, aline, ashabına tertemiz ehli beytine ve izinden giden tüm mümin ve mümineler in üzerine olsun İNŞALLAH.

Bu belirgin şaşkınlık, kaybolunan karanlıklar, akıl almaz bir kaos ve bunalımlar içerisinde yolu aydınlatacak bir ışık arayan, yolunu bulmaya, düzelmeye, düzeltmeye ve felaha çıkmaya çalışan insan!

Kur’an’ı Kerim’in ve Resul (sav)’ un sünnetinin rehberliğine sığın! O seni doğru yola iletecek.

Yol ayrımında bekleyen, uzun seyahatin kendini yorduğu yolcu; şöyle bir hayatını gözden geçir. Yorucu bir zaman diliminde, sermayeni tükettiğin şeyleri göz önüne getir. Bir de önüne bak! Gidilmesi gereken ve ne kadar yolunun kaldığını bilmediğin gaib, engebeli, tehlikelerle dolu bir yol!

Geçmişte yaşadıklarının geri dönüşü yok, gelecekte yaşayacakların hakkında bir malumatın yok! Ama elinde sadece “ şuan” nın var. Nasıl geçireceğin, “şuan” ki zamanında neler kazanıp neler kaybedeceğin senin elinde.

Ne yapacağım? NE YAPMAM LAZIM? Nasıl olacak? Diye düşüncelere dalarken, cevaplarını bulup hayatına geçirmediğin sürece” şuan” ın da elinden kayıp gidiyor. Zaten zaman öyle ya da böyle geçiyor ve bizlerden bir sürü şey götürüyor. Önemli olan, bizler bu zamandan ne götürüyoruz, ne kazanıyoruz?

Ey hayat çölünde kaybolan şaşkın kişi! Elinde önünü aydınlatan çok ışık olduğu halde, bu şaşkınlık, kararsızlık, ne zamana kadar?

Ey yorgun düşmüş ve hayretler içerisinde, önüne açılan farklı yollar içerisinde kaybolanlar, yoluna sapıtanlar, doğruyu bulmaya çalışanlar, çıkış yolu, saadet yolu arayanlar, her şeyi bilen ALLAH(CC)’ ın şu davetine kulak verin!

“Gerçekten size ALLAH(CC) ‘ tan bir nur ve gerçeği açıkça gösteren bir kitap geldi. ALLAH(CC) o nur ve kitap vasıtasıyla rızasını arayanlara ebedi huzur ve kurtuluş yollarına iletir, onları sadece kendi izniyle küfür ve günah karanlıklarından iman aydınlığına çıkarır ve onları dosdoğru yola ulaştırır.”  (MAİDE, 15-16)

Rabbimiz bize ne kadar yakın, ancak biz bunun farkında değiliz. O bize ne kadar merhametli ama biz bundan gafiliz.

“Ben kulumun bana olan zannının yanındayım. Beni hatırladığı zaman onunlayım. Kim ki beni kendi yanında anarsa, ben de onu kendi yanımda zikrederim. Beni bir toplulukta anarsa, bende onu ondan daha hayırlı bir toplulukta anarım. Bana bir karış yaklaşsa, ben bir zira yaklaşırım. Bana bir zira yaklaşsa ben bir kulaç yaklaşırım. Bana yürüyerek gelene ben koşarak giderim.”  (KUDSİ HADİS)

Vaktin kıymetini bilen, hayatın kıymetini anlar. Çünkü zaman hayattır. Zamanı israf eden hayatı israf etmiştir. Bize takdir edilen ecel geldiğinde, biraz daha zaman isteyeceğiz ama bu bize verilmeyecek Şu anda çok olarak gördüğümüz şu zamanımızı o gün “ belki bir gün, bir günden daha az” diye tanımlayacağız. İşte şu anda geçmişin ve geleceğin muhasebesini yapmaya ne kadar muhtacız.

Geçmişi sorgulayalım, hatalarımızdan pişmanlık duyup onlardan uzaklaşalım, hayatlarımızın eğrilerini doğrultalım. Elden kaçan fırsatları tedarik edelim. Vakit hala varken bu eksikleri giderelim. Geleceği kendimiz hazırlayalım. Tertemiz bir kalple, saf bir amelle, hayra yanaşarak, gelecek için malzeme hazırlayalım.

Bunun için kendi nefsimiz için emek sarf edelim. Dünyamızı ahireti kazanmak için yönlendirelim. Yaşlılık gelmeden gençliğin değerini, ölümden önce hayatın kıymetini bilelim.

Hiçbir gün yok ki şu şekil nida edilmesin;

“Ey Âdemoğlu! Ben yeni bir günüm. Yaptıklarına şahidim. Benden faydalan. Kıyamet gününe kadar bir daha dönmeyeceğim.”

Bir daha geri gelmeyecek bu günümüzü, şu anımızı, ALLAH(CC)’ ın razı olacağı, dolayısıyla ahiretimize fayda sağlayacağı şekilde kullanalım İNŞAALLAH.

Unutmayalım zaman hayattır! Zamanı israf eden, hayatı israf etmiştir!

Kıpırdama bizden Tevfik ALLAH(CC) ‘tan.

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN