B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M<\/strong><\/p>\n

Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun.<\/p>\n

59- E\u011fer onlar, Allah’\u0131n ve Resul\u00fcn\u00fcn verdiklerine ho\u015fnut olsalard\u0131(58) ve: “Bize Allah yeter; Allah pek yak\u0131nda bize fazl\u0131ndan(59) verecek, O’nun Resul\u00fc de. Biz ger\u00e7ekten ancak Allah’a ra\u011fbet edenleriz”(60) deselerdi (ya) !..<\/strong>
\n60- Sadakalar, -Allah’tan bir farz olarak -yaln\u0131zca fakirler,(61) d\u00fc\u015fk\u00fcnler,(62) (zek\u00e2t) i\u015finde g\u00f6revli olanlar,(63) kalbleri \u0131s\u0131nd\u0131r\u0131lacaklar,(64) k\u00f6leler,(65) bor\u00e7lular,(66) Allah yolunda (olanlar) (67) ve yolda kalm\u0131\u015f(lar) (68) i\u00e7indir. Allah bilendir, h\u00fck\u00fcm ve hikmet sahibidir.<\/strong><\/p>\n

A\u00c7IKLAMA<\/strong><\/p>\n

58. Yani e\u011fer Hz. Peygamber’in (s.a) kendilerine ganimetlerden verdi\u011fi pay ile, Allah’\u0131n fazl\u0131ndan kazand\u0131klar\u0131 ve Allah’\u0131n onlara l\u00fctfetti\u011fi servetle yetinselerdi, bu kendileri i\u00e7in daha iyi olurdu.
\n59. E\u011fer onlar “Allah bize yeter, yak\u0131nda Allah da bize bol l\u00fctfundan verecek” diyerek b\u00f6yle bir tav\u0131r tak\u0131nsalard\u0131 kendileri i\u00e7in daha iyi olurdu. \u00c7\u00fcnk\u00fc onlar\u0131n, zekat\u0131n yan\u0131s\u0131ra devlet hazinesine giren servetten hakettikleri pay\u0131, daha \u00f6nceden oldu\u011fu gibi alacaklar\u0131n\u0131 bilmeleri gerekirdi.
\n60. “Biz sadece Allah’a ra\u011fbet ederiz”: “Biz ilgi ve dikkatimizi d\u00fcnyaya ve onun de\u011fersiz faydalar\u0131na de\u011fil, Allah’a ve O’nun l\u00fctfuna y\u00f6neltiriz ve sadece O’nun dileklerini yapmak isteriz. Beklenti ve \u00fcmitlerimizi O’na ba\u011flar\u0131z ve O’nun bize lutfetti\u011fiyle yetinir raz\u0131 oluruz.”
\n61. Arap\u00e7ada “fukara” kelimesi, hayati ihtiya\u00e7lar\u0131 i\u00e7in ba\u015fkalar\u0131na ba\u011f\u0131ml\u0131 olan herkesi i\u00e7erir. Arap\u00e7a “fukara” kelimesi, fiziksel bir sakatl\u0131k, ya\u015fl\u0131l\u0131k nedeniyle veya ge\u00e7ici olarak fakir d\u00fc\u015fm\u00fc\u015f kimseler, ya da i\u015fsizler, yetimler, dullar gibi yard\u0131m edildi\u011finde kendi kendilerini idare edebilecek hale gelen fakirler i\u00e7in kullan\u0131lan genel bir terimdir.
\n62. Arap\u00e7ada”” kelimesi, genelde fakirlerden daha b\u00fcy\u00fck bir sefalet i\u00e7inde bulunan kimseler i\u00e7in kullan\u0131l\u0131r. Hz. Peygamber (s.a) m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131, \u00f6zellikle bu t\u00fcr insanlara, yani hayatlar\u0131n\u0131 s\u00fcrd\u00fcrecek ihtiya\u00e7lar\u0131n\u0131 kar\u015f\u0131layamayan, \u00e7ok zor \u015fartlar i\u00e7inde bulunan, fakat hi\u00e7 kimseden hi\u00e7bir \u015fey istemeyen ve d\u0131\u015fardan bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda ihtiya\u00e7 sahibi oldu\u011fu anla\u015f\u0131lmayan kimselere yard\u0131m etmeleri i\u00e7in te\u015fvik etmi\u015ftir. Bir hadise g\u00f6re, Ger\u00e7ek miskin, kendisini ge\u00e7indirecek zenginli\u011fe sahip olmayan ve halk\u00e7a hali bilinmedi\u011fi i\u00e7in sadaka verilmeyen, kendisi de kalk\u0131p sadaka istemeyen kimsedir. (Sahihayn) K\u0131sacas\u0131 miskin, fakir d\u00fc\u015fm\u00fc\u015f sayg\u0131n bir kimsedir.
\n63. “…onlar \u00fczerinde \u00e7al\u0131\u015fan memurlara…”, fakir veya muhta\u00e7 olsun veya olmas\u0131n zekat toplayan, toplanmas\u0131na g\u00f6zc\u00fcl\u00fck eden, hesap tutan ve da\u011f\u0131t\u0131lmas\u0131na yard\u0131m eden kimselerdir. Bu memurlar\u0131n \u00fccreti zekat fonundan \u00f6denir. Ayr\u0131ca bunu “Onlar\u0131n mallar\u0131ndan bir miktar sadaka al” ayetiyle birlikte d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrsek, bu i\u015flerin \u0130slam devletinin g\u00f6revleri aras\u0131nda oldu\u011funu anlar\u0131z. Bu ba\u011flamda, Hz. Peygamber’in (s.a) toplan\u0131lan zekattan pay almay\u0131 kendisine ve akrabalar\u0131na (Beni Ha\u015fim) haram k\u0131ld\u0131\u011f\u0131na dikkat edilmelidir. Bu nedenle o hi\u00e7bir zaman toplama ve da\u011f\u0131tma g\u00f6revi nedeniyle zekattan pay almam\u0131\u015ft\u0131r. Beni Ha\u015fim’e mensup di\u011fer kimselere gelince, onlar\u0131n da hi\u00e7bir \u00fccret almaks\u0131z\u0131n bu hizmete kat\u0131lmalar\u0131na izin verilmi\u015ftir, aksi takdirde onlara bu hizmet de haramd\u0131r. Di\u011fer taraftan e\u011fer mal varl\u0131klar\u0131 belirlenen s\u0131n\u0131rlar\u0131 a\u015farsa Beni Ha\u015fim ailesinin de zekat vermesi zorunluydu. Fakat hangi \u015fartlar alt\u0131nda olurlarsa olsunlar, onlar\u0131n ba\u015fkalar\u0131ndan toplanan zekattan pay almalar\u0131 haramd\u0131.
\nBununla birlikte, kendi aileleri i\u00e7inden toplanan zekattan pay al\u0131p alamayacaklar\u0131 konusunda g\u00f6r\u00fc\u015f ayr\u0131l\u0131\u011f\u0131 vard\u0131r. \u0130mam Ebu Yusuf, fakir, miskin ve yolcu olduklar\u0131nda bu zekat\u0131 kabul edebileceklerini s\u00f6yler, fakat fakihlerin \u00e7o\u011fu bunun da haram oldu\u011fu g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedirler.
\n64. Zekat\u0131n bir k\u0131sm\u0131 da, onun \u0130slam’a kazanmak amc\u0131yla, \u0130slam’a kar\u015f\u0131 faaliyetlerde bulunanlara kafirlerin taraf\u0131nda bulunup m\u00fcsl\u00fcmanlara yard\u0131m edebilecek t\u00fcrde kimselere veya kendilerine maddi yard\u0131m yap\u0131lmad\u0131\u011f\u0131 takdirde k\u00fcfre d\u00f6nece\u011finden korkulan yeni m\u00fcsl\u00fcmanlara (M\u00fcellefe-i Kulup) verilebilir. Bu t\u00fcr insanlara onlar\u0131 \u0130slam’a kazanmak veya boyun e\u011fdirmek ya da en az\u0131ndan onlar\u0131 zarars\u0131z d\u00fc\u015fmanlar haline getirmek i\u00e7in maa\u015f ba\u011flamak veya bir miktar para vermek caizdir. Ganimetlerin ve di\u011fer gelirlerin bir k\u0131sm\u0131, gerekirse zekat\u0131n da bir k\u0131sm\u0131 bu insanlara harcanabilir. B\u00f6yle durumlarda muhta\u00e7, fakir veya yolcu olup olmama \u015fartlar\u0131 dikkate al\u0131nmaz, hatta zekat almayacak denli zengin olanlara dahi pay verilebilir.
\nHz. Peygamber’in (s.a) ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 d\u00f6nemde “kalbleri \u0131s\u0131nd\u0131r\u0131lacaklar” ad\u0131 alt\u0131nda baz\u0131 kimselere, harcamalar yap\u0131ld\u0131\u011f\u0131 konusunda g\u00f6r\u00fc\u015f birli\u011fi vard\u0131r, fakat onun \u00f6l\u00fcm\u00fcnden sonra bu harcamalar\u0131n kald\u0131r\u0131l\u0131p kald\u0131r\u0131lmad\u0131\u011f\u0131 konusunda ihtilaf vard\u0131r. \u0130mam Ebu Hanife ve taraftarlar\u0131na g\u00f6re bu uygulama Halife \u00d6mer (r.a) zaman\u0131nda kald\u0131r\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r ve “\u015fimdi bu ad alt\u0131nda bir harcama yapmak caiz de\u011fildir.” \u0130mam \u015eafii, kafirlere de\u011fil, g\u00fcnahkar m\u00fcsl\u00fcmanlara bu ba\u015fl\u0131k alt\u0131nda zekattan pay verilebilece\u011fini s\u00f6yler. Di\u011fer fakihler ise bu t\u00fcr harcamalar\u0131n bug\u00fcn de ihtiya\u00e7 duyuldu\u011funda caiz oldu\u011fu g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedirler.
\nHanefiler g\u00f6r\u00fc\u015flerini, Hz. Peygamber’in (s.a) \u00f6l\u00fcm\u00fcnden sonra meydana gelen bir olaya dayand\u0131r\u0131rlar. Uyeyne bin H\u0131s\u0131n ve Akra’ bin Habis, Hz. Ebu Bekir’e gelip kendilerine bir par\u00e7a toprak vermesini istediler. O da bunun i\u00e7in yaz\u0131l\u0131 bir emir verdi. Onlarda bu emrin onaylanmas\u0131 i\u00e7in baz\u0131 sahabelerin \u015fahitli\u011fine ba\u015fvuruyorlard\u0131. Fakat bu ka\u011f\u0131d\u0131 Hz. \u00d6mer’e (r.a) g\u00f6t\u00fcrd\u00fcklerinde o, ka\u011f\u0131d\u0131 onlar\u0131n g\u00f6zleri \u00f6n\u00fcnde y\u0131rt\u0131p \u015f\u00f6yle dedi: “Evet, o d\u00f6nemde \u0130slam zay\u0131f oldu\u011fu i\u00e7in Peygamber (s.a) kalblerinizi \u0130slam’a \u0131s\u0131nd\u0131rmak \u00fczere size bir\u015feyler veriyordu. Fakat \u015fimdi \u0130slam g\u00fc\u00e7lendi ve sizin gibi insanlara ihtiyac\u0131 yok.” Bunun \u00fczerine onlar Hz. Ebu Bekir’e gidip “Halife sen misin, yoksa \u00d6mer mi?” diye \u015fikayet ettiler. Fakat Hz. Ebu Bekir bu \u015fikayeti dikkate almad\u0131 ve sahabeden hi\u00e7biri de Hz. \u00d6mer’in g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcne kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131kmad\u0131. Hanefiler bu olaydan, Allah’\u0131n l\u00fctfu ile m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n g\u00fcc\u00fc ve say\u0131s\u0131 artt\u0131\u011f\u0131nda ve art\u0131k b\u00f6yle insanlar\u0131n yard\u0131m\u0131na ihtiya\u00e7 kalmad\u0131\u011f\u0131nda, bu harcamalara izin verilmesinin nedeninin de ortadan kalkm\u0131\u015f oldu\u011fu sonucunu \u00e7\u0131kard\u0131lar. Onlara g\u00f6re, bu nedenle sahabeler icmaen bu uygulamay\u0131 tamam\u0131yla kald\u0131rm\u0131\u015flard\u0131r.
\n\u0130mam \u015eafii, Hz. Peygamber’in (s.a) zekattan kafirlere bu ba\u015fl\u0131k alt\u0131nda harcama yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6steren hi\u00e7bir delil olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yler. Ona g\u00f6re hadislerde de\u011finilen t\u00fcm olaylar, kafirlerin kalblerini \u0130slam’a \u0131s\u0131nd\u0131rmak i\u00e7in yap\u0131lan t\u00fcm harcamalar\u0131n zekat fonundan de\u011fil, sava\u015f ganimetlerinden yap\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6stermektedir.
\nBence kalpleri \u0130slam’a \u0131s\u0131nd\u0131rmak i\u00e7in yap\u0131lan harcama uygulamas\u0131n\u0131n k\u0131yamet g\u00fcn\u00fcne dek kald\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6steren hi\u00e7bir delil yoktur. Hz. \u00d6mer’in davran\u0131\u015f\u0131n\u0131n tamamen do\u011fru oldu\u011funda da \u015f\u00fcphe yoktur. \u00c7\u00fcnk\u00fc \u0130slam devleti bu t\u00fcr bir harcamay\u0131 gerekli g\u00f6rmedi\u011fi zaman ve durumda, \u0130slam dini, “kalbleri \u0131s\u0131nd\u0131rmak” ad\u0131 alt\u0131nda bir harcama yapmay\u0131 zorunlu k\u0131lmaz. Di\u011fer taraftan, ne zaman b\u00f6yle bir ihtiya\u00e7 do\u011fsa \u0130slam devletinin bu t\u00fcr bir harcama yapma yetkisi vard\u0131r, \u00e7\u00fcnk\u00fc Allah bunun i\u00e7in belirli bir pay ay\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. Hz. \u00d6mer (r.a) ve di\u011fer sahabeler sadece, o d\u00f6nemde \u015fartlar gerektirmedi\u011fi i\u00e7in bu t\u00fcr bir harcamaya ihtiya\u00e7 olmad\u0131\u011f\u0131 konusunda g\u00f6r\u00fc\u015f birli\u011fine varm\u0131\u015flard\u0131r. Bu olaydan, Kur’an’\u0131n belirli \u015fartlarda \u0130slam’\u0131n hayr\u0131 i\u00e7in izin verdi\u011fi bir harcamay\u0131, sahabelerin tamamen ortadan kald\u0131rd\u0131klar\u0131 sonucu \u00e7\u0131kar\u0131lamaz.
\n\u0130mam \u015eafii’nin g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcne gelince, bu harcamalar ba\u015fka kaynaklardan kar\u015f\u0131lanabildi\u011fi s\u00fcrece zekattan bunlara pay ay\u0131rman\u0131n caiz olmad\u0131\u011f\u0131 noktas\u0131nda isabetli bir g\u00f6r\u00fc\u015ft\u00fcr. Fakat bu t\u00fcr harcamalar\u0131n zekattan kar\u015f\u0131lanmas\u0131 gibi bir ihtiya\u00e7 do\u011fdu\u011funda, bu bak\u0131mdan g\u00fcnahkar m\u00fcsl\u00fcmanlarla kafirler aras\u0131nda bir ay\u0131r\u0131m yapman\u0131n hi\u00e7bir anlam\u0131 ve sebebi yoktur. \u00c7\u00fcnk\u00fc Kur’an pay\u0131, alan ki\u015filerin iman\u0131 i\u00e7in de\u011fil, \u0130slam’\u0131n o insanlar\u0131n kalbinin kazan\u0131lmas\u0131na ihtiyac\u0131 oldu\u011fu ve bu da ancak onlara bir miktar servet verilerek ba\u015far\u0131labildi\u011fi i\u00e7in ay\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. O halde Kur’an, m\u00fcminlerin imam\u0131na gerekli yer ve zamanda bu amaca ula\u015fmak i\u00e7in zekat\u0131n bir k\u0131sm\u0131n\u0131 harcama yetkisi verir. Hz. Peygamber’in (s.a) bu ama\u00e7la kafirlere hi\u00e7bir zekattan pay vermemi\u015f olmas\u0131 b\u00f6yle yapman\u0131n haram oldu\u011fu anlam\u0131na gelmez. O zekat fonundan harcama yapmam\u0131\u015ft\u0131r, \u00e7\u00fcnk\u00fc di\u011fer fonlarda yeteri kadar para mevcuttu. E\u011fer zekat fonundan kafirlere vermek caiz olmasayd\u0131, o zaman Peygamber (s.a) bunu a\u00e7\u0131k\u00e7a yasaklard\u0131.
\n65. Zekat\u0131n bir k\u0131sm\u0131 da k\u00f6leleri \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe kavu\u015fturmak i\u00e7in iki \u015fekilde sarfedilebilir. Birincisi, efendisi ile belirli bir miktar para \u00f6dendi\u011finde \u00f6zg\u00fcr kalmak \u00fczere anla\u015fma yapan k\u00f6lenin bu paray\u0131 \u00f6demesine yard\u0131mc\u0131 olunabilir. \u0130kincisi ise \u0130slam devleti k\u00f6lenin \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc sat\u0131n al\u0131p, daha sonra onu serbest b\u0131rakabilir. Birinci yol hakk\u0131nda g\u00f6r\u00fc\u015f birli\u011fi (icma) vard\u0131r, fakat ikinci yol hakk\u0131nda ihtilaf vard\u0131r. Hz. Ali, Said bin C\u00fcbeyr, Leys, Sevri, \u0130brahim Nehai gibi, \u015ea’bi, Muhammed bin Sirin, Hanefiler ve \u015eafiiler bunun caiz olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6ylerler. \u0130bni Abbas, Hasan Basri, Malik, Ahmed ve Ebu Sevr ise bu harcaman\u0131n caiz oldu\u011fu g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedirler.
\n66. Para kazans\u0131n veya kazanmas\u0131n, ger\u00e7ek anlam\u0131yla miskin olsun veya olmas\u0131n t\u00fcm bor\u00e7lar\u0131n\u0131 kendi servetinden \u00f6dendi\u011finde fakir d\u00fc\u015fecek olan bor\u00e7lulara da zekat fonundan yard\u0131m yap\u0131labilir. Baz\u0131 fakihlere g\u00f6re, zekattan yard\u0131m yap\u0131lamayacak tek bor\u00e7lu, m\u00fcsrif kimse veya haram i\u015flerde para harcayarak borca giren kimsedir. Bu t\u00fcr kimseler ancak tevbe ettiklerinde yard\u0131m yap\u0131labilir.
\n67. “Allah yolu”, Allah’\u0131 ho\u015fnut eden t\u00fcm iyi amelleri kasteden \u00e7ok genel bir terimdir. \u0130\u015fte bu nedenle baz\u0131 fakihler, zekat fonunun her t\u00fcr iyi i\u015f kullanabilece\u011fi g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedirler. Fakat ger\u00e7ek \u015fu ki burada “Allah yolu” terimi Allah yolunda cihad, yani k\u00fcfre dayal\u0131 t\u00fcm sistemleri y\u0131k\u0131p yerlerine \u0130slami sistemi kurmak anlam\u0131ndad\u0131r. \u00d6nceki alimler de bu g\u00f6r\u00fc\u015ftedirler. O halde zekat fonu, yap\u0131lan askeri seferlerin giderlerini kar\u015f\u0131lamakta veya askerlerin ki\u015fisel ihtiya\u00e7lar\u0131n\u0131 kar\u015f\u0131lamada ba\u015fkalar\u0131n\u0131n yard\u0131m\u0131na muhta\u00e7 olup olmamas\u0131 g\u00f6z\u00f6n\u00fcnde al\u0131nmaks\u0131z\u0131n cihadda gerekli olan silah, techizat, ula\u015f\u0131m ara\u00e7lar\u0131 ve di\u011fer ihtiya\u00e7lar i\u00e7in harcanabilir. Ayn\u0131 \u015fekilde, t\u00fcm zaman ve enerjilerini cihad i\u00e7in sarfedenlere ge\u00e7ici bir s\u00fcre i\u00e7in veya s\u00fcrekli bir maddi yard\u0131m yap\u0131labilir.
\nEvvelki alimler genellikle cihad yerine, “k\u0131tal”le e\u015f anlaml\u0131 bir kelime olan “gazve”yi kulland\u0131klar\u0131 i\u00e7in burada “Allah yolu ” tabiri ile ilgili bir yanl\u0131\u015f anlama ortaya \u00e7\u0131km\u0131\u015ft\u0131r. Buradan yola \u00e7\u0131karak onlar, zekat\u0131n sadece “k\u0131tal” i\u00e7in harcanabilece\u011fi sonucuna varm\u0131\u015flard\u0131r. Fakat Allah yolunda cihad, Allah yolunda k\u0131tal etmekten (sava\u015fmaktan) \u00e7ok daha geni\u015f bir terimdir. Cihad, k\u00fcf\u00fcr kelimesinin al\u00e7alt\u0131l\u0131p Allah’\u0131n kelimesini y\u00fcceltmek (ilay-\u0131 kelimetullah) ve \u0130slami hayat tarz\u0131n\u0131 kurmak i\u00e7in harcanan t\u00fcm \u00e7abalar\u0131 i\u00e7eren bir terimdir. Bu \u00e7abalar ister ilk etapta Allah’\u0131n mesaj\u0131n\u0131 tebli\u011f etmek \u015feklinde, isterse son a\u015famada sava\u015fmak \u015feklinde olsun farketmez.
\n68. Kendi vatan\u0131nda iken yard\u0131ma muhta\u00e7 degilse bile yolculara zekattan pay verilebilir.
\nBaz\u0131 Fakihler sadece, g\u00fcnah i\u015flemek amac\u0131yla yola \u00e7\u0131kmam\u0131\u015f bir yolcuya zekat fonundan yard\u0131m yap\u0131labilece\u011fi g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedirler. Fakat Kur’an’da ve hadislerde bunu kasteden hi\u00e7bir \u015fart ve s\u0131n\u0131rlama yer almam\u0131\u015ft\u0131r. Bunun yan\u0131s\u0131ra, \u0130slam’\u0131n temel ilkelerinden, muhta\u00e7 bir kimsenin g\u00fcnahlar\u0131n\u0131n, bizi ona yard\u0131mdan al\u0131koymamas\u0131 gerekti\u011fini \u00f6\u011freniyoruz. Asl\u0131nda b\u00f6yle bir yard\u0131m, g\u00fcnahkar ve yoldan \u00e7\u0131km\u0131\u015f kimselerin \u0131slah olup do\u011fru yola gelmelerini de sa\u011flayabilir. \u00c7\u00fcnk\u00fc e\u011fer ihtiya\u00e7 i\u00e7indeyken bir destek g\u00f6r\u00fcrlerse, onlardan nefislerini temizlemeye y\u00f6nelmeleri beklenebilir.<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

B\u0130SM\u0130LLAH\u0130RRAHMAN\u0130RRAH\u0130M Hamd kendisinden ba\u015fka ilah olmayan, mutlak manada tek g\u00fc\u00e7 ve kudret sahibi olan Allah\u2019a mahsustur. Salat ve selam t\u00fcm peygamberlerin ve onlar\u0131 takip eden tabilerinin \u00fczerine olsun. 59- E\u011fer onlar, Allah’\u0131n ve Resul\u00fcn\u00fcn verdiklerine ho\u015fnut olsalard\u0131(58) ve: “Bize Allah yeter; Allah pek yak\u0131nda bize fazl\u0131ndan(59) verecek, O’nun Resul\u00fc de. Biz ger\u00e7ekten ancak Allah’a ra\u011fbet […]<\/p>\n","protected":false},"author":13,"featured_media":9253,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1],"tags":[],"yoast_head":"\n